Sinüzitin, şeker hastalığı ve kalp yetmezliği kadar insanların hayat kalitesini bozan bir hastalık olduğunu söyleyen Özlü, hastalığın Türkiye'de her yıl 15 milyon kişiyi etkilediğini belirtti.
Soğuk algınlığı ve nezlenin hemen ardından akut sinüzitin ortaya çıktığını belirten Özlü; burun tıkanıklığı, sarı, yeşil veya kanlı burun akıntısı, çevresinde ağrı, diş ağrısı ile karışabilen yanak ağrısı, yüzde basınç hissi, öne eğilmekle artan yüz veya baş ağrısı ve kötü ağız kokusu belirtilerinin bulunabileceğini ifade etti.
Akut sinüzitte kuru öksürük, hafif ateş veya mide rahatsızlığı de görünebileceğini kaydeden Özlü, kronik sinüzitte ise koyu burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, koku alamama ve özellikle geceleri artan öksürük belirtileri görüldüğünü söyledi.
Sinüziti olan pek çok hastanın hayat kalitelerinin bozulduğunu belirten Özlü, "Sinüzit; burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, baş ağrısı, öksürük, halsizlik ve dikkat kusuruna neden oluyor. Bu hastalar ise dikkatlerini toplayamadıkları için konsantrasyon sorunu yaşıyorlar. Burun semptomunda kıkırdak, kemik eğrilikleri, burun etlerinde büyüme, polip oluşumu ve alerjili rinit bulunduğu durumlarda kolayca sinüzit oluşabilir. Bu gibi durumlarda ameliyat ve medikal tedavi uygulanmalıdır." dedi.
Sinüzitin önemli bir sebebinin de saçları yıkadıktan sonra kurutmadan yatmak ve ıslak saçlarla dışarıya çıkmak olduğunu belirten Özlü, şunları kaydetti: "Saçlar yıkandıktan sonra en az 45 dakika ya da 1 saat boyunca yatmamak ve dışarıya çıkmamak daha uygun olur.
Islak ya da nemli saçlarla uykuya dalmak ve dışarıya çıkmak sinüzite davetiye çıkarır. Saçın hafif nemli kalması bile uyku halinde kafa bölgesinde üşümeye sebep olur. Serin havalarda sık görülen üst solunum yolları enfeksiyonları, sigara, havadaki zararlı gazlar, alerjik durumlar da sinüzite yol açan diğer etkenlerdir.