Büyük beden model Denise Bidot, kadınları cesaretlendirecek yeni bir kampanya için kamera karşısına geçti. Kampanya kadınların vücutlarını kusurlarıyla olduğu gibi kabul etmeleri gerektiğini vurguluyor.
HEM SELÜLİTLİ HEM ÇEKİCİ
Büyük Beden model Denise Bidot, dikkat çekici bir kampanyanın yeni yüzü oldu. "#NotSorry" adı verilen kampanya, kadınlara vücutlarını kusurlarıyla olduğu gibi kabul etmelerini vurguluyor.Kamera karşısına selülitli ve kıvrımlı vücuduyla geçen Denise, seksi bikiniler içinde cesurca pozlar verdi.
TÜM KURALLARI UNUTUN
Güzel manken Bidot "Artık özür dilemeye bir dur demenin vakti geldi. Kadınların kendilerini seksi hissetmelerini ve kendileri gibi olmalarının yanlış bir şey olmadığını kabul etmelerini istiyorum. Tüm kuralları unutun!" diyen Denise, yaptığı açıklamalarla tüm büyük beden kadınlara ilham verdi.
SİNSİ TEHLİKE OBEZİTE
Obeziteye neden olan etmenler tam olarak açıklanamamakla birlikte aşırı ve yanlış beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliği obezitenin en önemli nedenleri olarak kabul edilmektedir. Bu faktörlerin yanısıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Tüm dünyada özellikle çocukluk çağı obezitesindeki artışın sadece genetik yapıdaki değişikliklerle açıklanamayacak derecede fazla olması nedeniyle, obezitenin oluşumunda çevresel faktörlerin rolünün ön planda olduğu kabul edilmektedir.
Obezitenin oluşmasında başlıca risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır :
- Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları
- Yetersiz fiziksel aktivite
- Yaş
- Cinsiyet
- Eğitim düzeyi
- Sosyo – kültürel etmenler
- Gelir durumu
- Hormonal ve metabolik etmenler
- Genetik etmenler
- Psikolojik problemler
- Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama
- Sigara- alkol kullanma durumu
- Kullanılan bazı ilaçlar (antideprasanlar vb.)
- Doğum sayısı ve doğumlar arası süre
Obezitenin gelişmesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden biri de yaşamın ilk yıllarındaki beslenme şeklidir. Yapılan çalışmalarda, obezite görülme sıklığının anne sütü ile beslenen çocuklarda, anne sütü ile beslenmeyen çocuklara göre daha düşük oranlarda olduğu, anne sütü verme süresinin, tamamlayıcı besinlerin türü, miktarı ve başlama zamanlarının obezite oluşumunu etkilediği bildirilmektedir .
DSÖ ve UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) tarafından yayımlanan çeşitli dökümanlarda 6 ay tek başına anne sütü verilmesinin, 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi ile birlikte güvenilir ve uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere başlanılmasının ve en az 2 yıl emzirmenin devam ettirilmesinin kısa ve uzun dönemde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabileceği belirtilmiştir.