Genel anlamda romatizma, kas, eklem ve kemikler gibi vücudumuzun hareket ile ilgili işlevlerinden sorumlu uzuv veya dokulardan kaynağını alan ağrı,şişlik, hareket kısıtlılığı, katılık gibi yakınmalara yol açan hastalıklar grubu olarak tanımlanıyor.
Romatizmal hastalıklarda ağrı sürekli olabilecei gibi ara ara ve hatta günün belirli saatlerinde daha yoğun olarak hissedilebiliyor.Bazen hasta ağrıyı hareket ettikten sonra bazı vakalarda ise tam tersi dinlendikten sonra hissediyor.
Acıbadem Sağlık Grubu iç hastalıkları ve ramatoloji uzmanı Dr. Mehmet Karaarslan, halk arasında 'kireçlenme' diye adlandırılan astteoatrit, yumuşak doku romatizması olarak bilinen hastlalıkların ve kemik erimesi yai ostoporozun en sık görülen romatizma tipleri olduğunu belirtiyor.
Bunların yanı sıra romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi iltihaplı romatizmalar da belli yaş gruplarında göreceli olarak daha sık görülüyor.
Çok farklı romatizme tipi olduğu için neden olan faktörlerin sayısı da oldukça fazla. Dr. Mehmet Karaarslan, "Yaş, cinsiyet, ailesel faktörler, meslek vaya hareket sisteminde zorlanmaya sebep olabilen uğraşılar, beslenme ve yaşam biçimi genel olarak romatizmal hastalıkların ortaya çıkmasında rol oynayabiliyor." diyor ve risk grubuyla ilgili olarak şunları söylüyor;
Mesele kireçlenme 40 yaşından sonra ortaya çıkar, osteoporuzun görülme sıklığı menepoz sonrasında çok yüksektir.İltihabı romatizma hastalıkları ise genelde daha genç yaşlarda belirti vermeye başalr."
Hastanın öyküsünün iyi dinlenmesi romatizmal hastalıkların tanısında da birinci derecede rol oynuyor.
Bunu takiben yapılan muayene hastanın yüzde 75'inde tanı koymaya yetiyor.Laboratuvar tetkikleri, ekleme ait röntgenler, sintigrafi, MR gibi radyolojik incelemeler gerekli vakalarda tanı konulmasına yardımcı olabiliyor.Dr. Mehmet Karaarslan, tedavide kullanılan yöntemlerle ilgili şöyle konuşuyor:
Son 10 senede romatizmal hastalıkların tedavisinde çok önemli gelişmeler olmuştur.Romatizmanın cinsine göre ilaç, fizik tedavi ve cerrahi yöntemler uygulanabilr.Hali hazırda elimizdeki ilaçlar hastalrının şikayetlerini kontrol etmekte, yaşantılarına kesintiye uğramadan devam etmelerini sağlamakta çok başarılıdır.
Ama bu ilaçların hastalıları tamamen ortadan kaldırdıkları her zmana söylenemez.Bu tedaviler ile ilgili en önemli problem maliyetidir.Gelecekte bu ilaçların kullanımının daha da arttırılması bağlı olarak fiyatlarının daha düşeceğini umuyorum.