Romatizmal hastalıklar hakkında en doğru bilgileri veren Türkiye Romatoloji Derneği tarafından hazırlanan ve bu sene ikinci yılını dolduran RomatizmaTV'nin üçüncü canlı yayını www.romatizmatv.com üzerinden gerçekleşti. Canlı yayında, gençlerde görülen diz şişliklerinin romatizma belirtisi olabileceği, kaplıcaların ileri yaş kireçlenmelerinde faydalı olurken, iltihaplı romatizma vakalarını daha da kötüleştirebileceği gibi konulara vurgu yapıldı.
Türkiye Romatoloji Derneği Romatizma TV Koordinatörü Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu ve Türkiye Romatoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Cemal Bes romatoid artrit, ankilozan spondilit, ailevi Akdeniz ateşi ve fibromiyalji konusunda gelen soruları yanıtladı. Türkiye, Almanya, Avusturya ve Azerbaycan'dan katılan 511 kişiden gelen 114 soru yanıtlanırken, Türkiye içerisinden en çok İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri ve Antalya illerinden sorular yöneltildi.
Ülkemizde yaklaşık her 200 kişiden 1'i Romatoid Artrit, her 100 kişiden 1'i ise Ankilozan Spondilit hastasıdır. Romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS), görüldüğü kişilerde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen romatizmal hastalıklardır. Eklem deformasyonlarına yol açarak hastaların hareket kabiliyetlerini kaybetmelerine sebep olurlar. Bu durum, hastalarla birlikte hasta yakınlarının da yaşam kalitelerinin azalmasına neden olur. Ülkemizde sayısı milyonlarla ifade edilen romatizma hastası bulunuyor. Pek çok romatizmalı hasta, hastalıklarıyla ilgili soruların yanıtını internet siteleri veya hasta forumlarından bulmaya çalışıyor. Çoğu zaman iyi niyetli paylaşımlar pek çok hastanın tanı ve tedavi aşamasında yanlış adım atmasına, hatta bazen zarar görmesine yol açabiliyor.
Ailevi Akdeniz anemisi %95 kontrol altına alınabiliyor
Doç. Dr. Cemal Bes, ailevi Akdeniz anemisi (FMF) hastaları için uygulanabilecek en iyi tedavinin, ilacın düzenli olarak kullanılması olduğunu vurguladı. "Stres, çeşitli enfeksiyonlar ve menstrual dönemler atağı etkileyebilir ve FMF atakları sıklıkla, yaklaşık 1-2 günde bir ortaya çıkabilir. Ailevi Akdeniz Anemisi (FMF tanısı) koymak için klinik incelemelere başvurulması şarttır. Ülkemiz FMF gen mutasyonu açısından şanssız durumdadır fakat FMF geninin taşınması, kesinlikle FMF hastası olunacağı anlamına gelmez. Ayrıca bu geni taşımayan kişiler de FMF olabilir. FMF hastalarının hayattan kopmalarını gerektirecek bir durum yoktur çünkü hastalar %95 oranında kontrol altına alınabilir."
Kaplıca tedavisi iltihaplı romatizmalar için zararlı
Ankilozan spondilitin hem erkek hem de kadınlarda, genelde 20-30 yaş arasında görüldüğünü belirten Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, bu hastalığın tedavisinde öncelikle iltihabın kontrol altına alınması gerektiğini belirtti. "Ankilozan spondilit vakalarının en fazla 3'te 1'i çok ağırlaşır. Öncelikle iltihabı baskılayıcı ilaçlar verilmelidir. İltihap baskılamadan yapılacak cerrahi işlemler doğru olmayabilir. Ankilozan spondilit vakalarında 10 hastadan 6'sı iyi duruma gelir fakat geri kalan hastalarda ilaç tedavisinin devamına gerek olabilir. Erken tanı konulduktan sonra çözümsüz bir hastalık değildir. Halk arasında kaplıcalar yaygın olarak başvurulan tedavi seçeneklerinden biridir ancak sıcak suyla temas bazı hastalarda daha kötü sonuçlara yol açabilir. Kaplıca tedavisi ileri yaş kireçlenmesi olan hastalara önerilebilir fakat iltihaplı romatizma için önermiyoruz. Ayrıca kulaktan dolma şifalı bitkilere de fazla itibar etmemek lazım. Bu bitkiler gelişigüzel kullanıldığında böbrek yetmezliği gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca hastanın kullandığı ilaçlarla tepkimeye girerek yan etkiler yaratabilir."
Oruç tutmak, ciddi organ tutulumu olan hastaların durumunu kötüleştirebilir
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu ciddi organ tutulumu olan hastaların ramazanda oruç tutmasını önermediğini belirtti. Kronik romatizmal hastalığı olan herkes için psikolojik tedavinin gerekli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu, tedaviye yardımcı olabilecek diğer yöntemleri şöyle özetledi: "Kronik hastalarda antidepresan ilaçlar da tedaviye yardımcı olabilir. Ayrıca hastaların kilolarını kontrol altında tutması çok önemlidir. Özellikle kortizonlu ilaç kullananların tuz ve şeker tüketimine dikkat etmeleri gerekir. Ek olarak hastalarımıza pilates ve yüzme sporlarını önerebilirim. Sadece yüzüp ve pilates yapıp iyi olan hastalarımız var."