Uluslararası katılımlı olarak gerçekleştirilen ve yerli, yabancı 2 bin kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktorun katıldığı toplantıda, son yıllarda birçok hastalığın tedavisinde yardımcı olarak kullanılan PRP yönteminin yeni bir kullanım alanı olan tüp bebek tedavisinde başarısı konuşuldu.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, Türkiye'de yaptıkları bilimsel bir çalışmada, hiç yumurtası olmayan kadınlarda bile PRP yöntemi ile yüzde 84 oranında yumurta oluşumunun sağladığı ve bunun yüksek bir başarı oranı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Tıraş yöntem ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Biz aralık ayından beri ülkemizde PRP yöntemi ile tüp bebek tedavisi uyguluyoruz. Şu ana kadar 600 civarında hastaya uyguladık. Bunun sonucunda ciddi şekilde yumurta gelişiminin olduğunu gördük. Bu hastaların tedavisinde dünyada yüzde 20 oranında yumurta gelişimi olduğu söyleniyor bu yöntemle ama bizim, menopozda olan ve yumurtalıklarında yumurta bulunmayan hastaların yüzde 84'ünün bu tedaviye cevap verdiğini gördük."
'6 HASTA TÜP BEBEĞE GEREK KALMADAN HAMİLE KALDI"
PRP tedavisinin amacının yumurtası olmayan kadınlarda yumurta çıkarmak ve ardından tüp bebek tedavisine almak olduğunu belirten Prof. Dr. Tıraş, "Biz PRP uyguladığımız bu hastaların önemli bir bölümünü tüp bebek tedavisine aldık. Bu konuda araştırmalarımız devam ediyor ancak burada sevindirici bir durum daha gelişti. PRP tedavisi uyguladığımız 600 hastanın 6'sı kendiliğinden gebe kaldı. Bu çok güzel bir gelişme çünkü hiçbir şey yapmalarına gerek kalmadı" dedi.
'MENOPOZDAKİ HASTALARDA BAŞARILI OLDU'
PRP yönteminin çok yeni uygulanmaya başladığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Yiğit Çakıroğlu ise şunları söyledi:
"PRP yönteminin prensibi, yumurtalık rezervi oldukça azalmış hastalarımızda tüp bebek aşamasına gelmek üzerine kurulu. Hastalarımızın kendisinden aldığımız kanı, özel bir işlemden geçirerek tekrar kendi yumurtalıklarına enjekte ediliyor. PRP'de aktif olmayan yumurtalıkları, 1 ya da 2 ay sonra aktive olacak folikülleri, PRP içindeki bir takım büyüme faktörleri ve stokin olarak tanımladığımız maddeler ile uyararak sonraki ayda tüp bebeğe uygun folikül gelişimini sağlamayı hedefliyoruz. Son 4 aydır bu uygulamayı yapıyoruz ve bir hastamız ilk ayda, son 4 hastamız da sonraki ayda kendiliğinden hamile kaldı. Bu hastalarımızın hepsi menopozal değerlere sahip hastalarımızdı."