Türk Gastroenteroloji Derneği Üyesi ve Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dilek Oğuz, erken tanısı en zor kanserlerden olan pankreas kanserinden, nadiren cerrahi tedaviyle kurtulmanın mümkün olabileceğini, genellikle hastalık ileri aşamada yakalandığında kemoterapi, radyoterapi gibi kısa da olsa yaşam süresini uzatmaya ve hastanın ızdırabını gidermeye yönelik tedaviler uygulandığını belirtti.
Oğuz, yaptığı açıklamada, pankreas kanserinin nadir görülen ancak daha fazla araştırmalara gerek duyulan bir kanser türü olduğuna işaret ederek, farkındalığı artırmak için tüm dünyada 2014'ten itibaren 13 Kasım'ın "Dünya Pankreas Kanseri Günü" olarak belirlendiğini hatırlattı.
Vücuttaki konumunun pankreası hassas bir organ haline getirdiğine dikkati çeken Oğuz, pankreas hastalıklarındaki belirti ve bulguların diğer karın organlarına ait hastalıkların bulgularıyla kolayca karıştırılabildiğini kaydetti.
Oğuz, pankreasın sindirim yapan salgıları salgılayarak karbonhidrat, protein ve yağların sindirimini sağlarken, kan şekerini düzenlemede esas role sahip insülin olmak üzere hormonları salgıladığını anlatarak, görevleri ve konumu itibarıyla pankreasın "vücudun en nazlı organı" şeklinde adlandırıldığını bildirdi.
Pankreas kanserinin dünyada ölümcül kanserler arasında yer aldığına vurgu yapan Oğuz, şu bilgileri paylaştı:
"Kanser görülme yaşı genellikle 50-60 yaş üzeri olarak bilinmektedir. Pankreas kanseri en sinsi seyreden kanserlerden olup, belirti ve bulgular oluştuğunda zaten ilerlemiş ve yayılmış olarak saptanır. Yani erken tanısı zordur. Kanser öncüsü durumlar iyi tanımlanamamıştır. Kolon kanseri veya meme kanseri gibi tarama programları yapılamamaktadır. Tümörün önemli bir diğer özelliği de çok hızla yayılma kabiliyeti olmasıdır. Bulunduğu konumu nedeni ile hem yakınında komşu organlara hem de kan ve lenf yoluyla tüm vücuda hızlıca yayılır. Ayrıca kemoterapi ve radyoterapi tedavilerine iyi cevap vermez. Risk faktörleri çok net olmadığı için de toplumu taramak mümkün olmamaktadır."
"Sigara, önemli faktörlerden biri olarak kabul ediliyor"
Oğuz, pankreas kanserine yol açan faktörler konusunda, "Sigara, bu hastalığa yol açan önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Beslenme alışkanlıkları ile ilgili çok kesin bilgiler olmamakla beraber et ve yağlı gıdaların riski artırdığı, meyve-sebze gibi lifli gıdalarla beslenmenin riski azalttığı kabul edilmektedir. Obezite diğer bir önemli risk faktörüdür." değerlendirmesinde bulundu.
Pankreas kanserinin bilinen kanser tipleri arasında en hızlı seyreden, belirtileri hiç tipik olmayan, tanı konduğunda çoğunlukla tedavi aşamasını geçmiş en ağır seyirli kanserlerden olduğuna dikkati çeken Oğuz, hastalığın belirtilerini, "vücutta, gözlerde sararma ve kaşıntı", "sırta, bele kuşak tarzında yayılan ağrı", "iştahsızlık, gıdalara tahammülsüzlük", "halsizlik, kilo kaybı" ve "aniden başlayan şeker hastalığı" şeklinde sıraladı.
Prof. Dr. Dilek Oğuz, son yıllarda dünyada bilinen pek çok sanatçı ve vefat eden eski CHP Milletvekili Kamer Genç gibi kişilerde hastalığın ortaya çıkmasının, hastalığa ilişkin farkındalık oluşturmaya başladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Pankreas kanseri, erken tanısı en zor kanserlerdendir. Nadiren yakalanabilirse cerrahi tedavi ile hastalıktan kurtulmak mümkün olabilir. Genellikle ileri aşamada yakalandığında kemoterapi, radyoterapi gibi kısa da olsa yaşam süresini uzatmaya ve hastanın ızdırabını gidermeye yönelik tedaviler uygulanır. Son yıllarda kanserin nasıl geliştiğini anlamaya yönelik çalışmalar tüm dünyada devam etmektedir. Sağlıklı beslenmek, sigara içmemek, spor yaparak şişmanlıktan ve şeker hastalığından korunmak sadece pankreas kanseri değil diğer kanserlerden de korunmamızı sağlayacaktır."