Uzman Klinik Psikolog Mehmet Cem Yiğit, sık rastlanan psikolojik problemlerden biri olan panik atağın kişilerin hayatını ciddi ölçüde etkileyebilen bir sorun olduğunu belirtti. Her bireyin, yaşamın belirli dönemlerinde endişe ve korku duygularına kapılabildiğini, ancak panik atak durumunun bununla karıştırılmaması gerektiğini dile getiren Yiğit, "Endişe ve korku karşı karşıya kalınan olaylara gösterilen duygusal tepkilerdir. Dolayısı ile oldukça normaldir. Bu sebeple, panik atak durumu, korku ve endişe ile karıştırılmamalıdır. Olağan olan korku ve endişe durumunda, kişinin fiziksel belirtileri meydana gelebilmektedir. Bunlar da hissedilen duygunun ortaya çıkardığı belirtilerdir. Ancak panik atak durumunda bu belirtiler hastanın yaşamını ciddi boyutlarda etkilemektedir. Öyle ki zaman içinde farklılaşan ve ilerleyen bu rahatsızlık sebebiyle, bireyler sosyal yaşamdan neredeyse soyutlanacak duruma gelmektedirler" diye konuştu.
'ATAKLAR 10-20 DAKİKA ARASINDA SÜRER'
Uzman Klinik Psikolog Mehmet Cem Yiğit, panik atak durumunda hissedilen korku ve endişenin getirdiği fiziksel belirtilerin de oldukça güçlü ve kontrol edilemez boyutlara geldiğini söyleyerek, "Panik atakta gerçek bir olay veya endişe yaratıcı herhangi bir durum olmamasına rağmen, oldukça yoğun bir şekilde korku atağı gelişmektedir. Kişi için korkutucu ve endişe verici olan panik atakta, kişiler genellikle nefes alamadıklarını ve kalp krizi geçirdiklerini düşünürler. Çoğu zaman bu durumu kontrol altına almak kişi için çok zordur. Genel olarak ataklar 10 ila 20 dakika arasında sürer ve daha sonra belirtiler ortadan kalkar. İlerlemiş vakalarda ise atakların çok daha uzun sürdüğü görülebilmektedir" diye konuştu. Yiğit, panik atağın birçok yönden hayatı olumsuz yönde etkilediğini de dile getirerek, "Panik atak problemi olan kişiler, çoğu zaman dışarıda bulunmak, bilmedikleri yerlere gitmek istemezler. Herhangi bir yabancı ortamda atağın gelişmesi tetiklenmektedir. Dolayısı ile bu insanlar sosyal hayattan kendilerini soyutlarlar. Bunun sonucu olarak da panik atağın ilerlemesi ve yalnızlık duygusunun gelişmesi olağan bir durum olarak karşımıza çıkar" ifadelerinde bulundu.