Palu Ailesinin Damadı İçin İddia Edilen Hastalık Paranoid Bozukluk Nedir?

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan, özellikle Palu ailesinin damadı Tuncer Ustael'in paranoid bozukluk hastası olabileceğini açıkladı. Peki, paranoid bozukluk hastalığı nedir, belirtileri nelerdir?

Müge Anlı'nın programına çıktıkları günden beri Türkiye'yi şaşkına uğratan Palu Ailesi yeni bir haberle yine gündemde. Kocaeli Asayiş Şube Müdürlüğü'nce emniyete götürülen Palu ailesinin iddiaların beşiğindeki isimlerinin sağlıklı olmadığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan, özellikle Tuncer Ustael'in paylaşılmış paranoid bozukluk hastası olabileceğini belirtti. Peki, Palu ailesini birbirine katan damadının iddia edilen hastalığı paranoid bozukluk nedir, belirtileri nelerdir, hastalığın kökeni nedir?

PANAROİD BOZUKLUK NEDİR?

Sanrılı bozukluklar, paranoid bozukluklar olarak eskiden beridir kullanılagelmiştir.Paranoia kelimesinin kökeni oldukça eskiye dayanır. Bu terim, Yunanca para (yan, dış) ve nous (akıl) kelimelerinden türetilmiştir. Antik Yunan döneminden beri paranoya "delilik" veya"çılgınlık" olarak ifade edildi.

Paranoid kişilik bozukluğu, diğer insanların hareketlerini küçültücü ve tehdit edici olarak algılayan aşırı duyarlılık durumudur. Paranoyalar sağlıklı insanların da zaman zaman şüpheci yaklaşımlarından kaynaklı sahip olabileceği düşünceyi oluştururken, paranoid kişilik bozukluğu olan bireylerin paranoyaları, günlük hayatın işlevini ve kalitesini bozacak derecede etkilidir.

PARANOİD BOZUKLUĞUN KÖKENİ

19. yüzyılda Karl Kahlbaum semptomları esas olarak zihinsel olan bir grup bozukluğu paranoya adıyla içeren bir sınıflama önerdi. Richard Von Krafft-Ebbing paranoyanın ana semptomu olarak sanrıları bildirdi. Emil Kraepelin demantia precoxun tipik olarak giderek kötüleşmesine karşın paranoyayı sabit, bizar olmayan, iyi sistematize, kronik gidişli sanrılar olarak tanımladı. Düşünce, istek eylemin netliği ve dizgisinin tümüyle korunduğu, içsel nedenlerden kaynaklanan kalıcı ve sarsılmaz bir sanrılı sistemin sinsi olarak geliştiği daima gözlenir.

Kraepelin'in kitabının 8. baskısında dementiaprecox kavramı ve parafreni tanımının biraz daha gelişmesine karşın paranoya durumunu korumuştur. Paranoid bozukluk ve paranoid şizofreni arasındaki ayırım Eugen Bleuler tarafından yapıldı. Kurt Kolle ise Kraepelin'in hastalarını onların kötüleşme şeklinin dementia precox hastalarına benzer olduğunu gösterdi. Bu görüş DSM II'de paranoid durumların şizofreninin olası varyantları olduğu biçiminde ifade edilmiştir.

Freud'un psikanalitik görüşünde paranoid belirtilerin bilinçdışı eşcinsel eğilimlerin inkarı ve yansıtması sonucunda geliştiğini, çağdaş psikodinamik görüşler ise inkar ve yansıtma savunma düzeneklerini olarak geliştiğin belirtmiştir.Norman Kameron, paranoid bozukluğun gelişim sürecini ayrıntılı olarak incelemiş ve kişinin temel güven duygusundaki yetersizlik sebebiyle yavaş yavaş nasıl sanrısal bir sistem ve sonunda bir "yalancı topluluk" olarak tanımladığını açıklamıştır.

PARANOİD BOZUKLUK YAŞAYAN KİŞİLERDE GÖRÜLEN ÖZELLİKLER

Paranoid kişilik bozukluğunun temel özellikleri aşırı şüphecilik ve diğer insanların davranışlarını kasten alçaltıcı, kötü niyetli, kötüye kullanıcı veya aldatıcı görme ve yorumlamak ve bu yorumlara inanmalarıdır. Paranoid Bozukluğu olan kişiler bir kanıt gösteremese de başkalarının kendisini sömürdüğünden , aldattığından ya da kendisine zarar verdiğinden kuşkulanır.

Çevresindeki insanların bağlılığı ya da güvenilirliği üzerine kuşkular yaşar. Kendisi hakkındaki bilgilerin kullanılacağı düşüncesiyle sır paylaşımında bulunmaz. Görmez gelinmeye ya da onur kırıcı davranışlara karşı kin besler. Haksız yere, eşinin ya da arkadaşının sadakatsizliğiyle ilgili kuşkulara kapılır.

##11622195##

İlgili Sağlık Konuları