Menopoz, her kadının yumurtlama fonksiyonunun sona ermesiyle birlikte yaşadığı doğal bir süreç. Uzmanlar menopozu bir kadının son adeti bittikten sonra bir yıl boyunca kanamasının olmaması durumu olarak tanımlıyorlar.
Günümüz şartlarında ortalama yaşam süresinin uzadığı da düşünülürse, kadın hayatının yaklaşık üçte birini menopoz döneminde geçiriyor.
Bu dönem hayatın normal sayılan bir süreci olmakla beraber, eksilen hormon düzeyleri sonucu birçok sistemi ilgilendiren önemli sonuçlar da oluşturuyor. Bunların başında ateş basması, huzursuzluk, uykusuzluk, ellerde ve ayaklarda karıncalanma gibi yaşam kalitesini düşüren etkiler, daha ileri dönemde osteoporoz, kalp ve damar hastalıkları riskinde artış, meme ve jinekolojik kanser riskinde artış, idrar yolları ile ilgili problemler, ciltte görülen kırışıklık ve sarkmalar geliyor.
Menopoz döneminin bir hastalık olmadığını ancak bu dönemde alınacak tıbbi desteğin kadının yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyeceğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Suadiye Kliniği Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü`nden Dr. Birgül Karakoç, "Menopoz birdenbire başlayan bir süreç değildir.
40 yaşından sonra kadınlarda önce yumurtlamanın azalmasına bağlı olarak düzensiz adet kanamaları, aralıklı ateş basma ve terlemeler, psikolojik değişiklikler ortaya çıkmaya başlar. Daha sonra yakınmalar giderek artar ve adet tamamen kesilir.
Bu dönemde 1 yıl adet kanamalarının olmaması menopoz tanısı için yeterlidir. 6 aydan daha fazla adet gecikmeleri araştırılıp kandaki östrojen ve yumurtlamayı uyaran hormon (FSH) seviyeleri ölçülerek kesin tanı konulur. Ancak adet düzensizlikleri veya düzensiz kanamalar menopoza giriyorum düşüncesiyle normal karşılanmamalı, bu dönemde jinekolojik kanserlerinde de sık görülebileceği göz önünde tutularak hekime başvurulmalıdır" diyor.
Menopozun takip tedavisinde bütün üreme çağında kadınlarda olduğu gibi senede bir jinekolojik muayene önerildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ebru Füsun Akbay, "Bu muayenelerde smear testi, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır.
Her şey normalse mamografi iki senede bir de yapılabilir. Menopoza girdikten sonra kadını bekleyen sağlık sorunlarından biri de östrojen hormonunun salgılanmamasına bağlı olarak kemik erimesindeki artıştır.
Bu nedenle menopozla birlikte kemik yoğunluğu ölçümü de yapılmalıdır. Zayıf, beyaz tenli, açık renk gözlü, minyon tipli kadınlarda risk daha fazladır. Kemik kitlesinde herhangi bir anormallik yoksa hastaya kalsiyumdan zengin bir beslenme önerilir. Ayrıca D vitaminini aktive etmesi için güneş ışığından yararlanmak, yüzme ve yürüyüş gibi egzersizler de osteoporozu yavaşlatan unsurlardır" diyor.