Son yıllarda, menopoza geçiş yılları ve menopoz döneminde kullanılan hormon yerine koyma tedavisinin ve doğum kontrol yöntemi olarak doğum kontrol hapları kullanımının meme kanseri yönünden bir risk olup olmadığı bilim dünyasının ve toplumun ilgisini çeken bir tartışma konusu. Doğum kontrol hapları ve menopoz döneminde hormon yerine koyma tedavisinde kullanılan hormon ilaçları, kadının ana iki hormonu olan östrojen ve progesteron içeriyor. Herhangi bir nedenden dolayı rahmi ameliyatla alınmış kadınlarda ise menopoz döneminde hormon tedavisi olarak sadece östrojen içeren ilaçlar veriliyor. Hormon tedavisinin meme kanseri riskini nasıl etkilediğini araştıran birçok çalışmada, hormon kullanımına bağlı riskin arttığı gösterilmiştir. Bu konudaki en güçlü araştırmalardan biri İngiltere’de yapılan Milyon Kadın Çalışması’dır. Sonuçlara göre menopoz dönemindeki bir milyonu aşkın kadında, hormon kullanan grupta meme kanseri riskinin yaklaşık iki kat arttığı gözlendi.
Meme Kanseri Riskinde Önemli Bir Artış
WHI (Women’s Health Initiative Study) çalışması, iki ayrı koldan yürütülerek başlatıldı. Araştırmanın östrojen+progesteron kolu için- 8.506’sına östrojen+progesteron içeren ilaç, 8.102’sine ise plasebo verildi. Çalışma sekiz yıl sürecek şekilde planlandı fakat 5.2 yılın ardından hormon tedavisinin risklerinin faydasından daha fazla olduğu görülünce 2002’de çalışmanın östrojen+progesteron kolu durduruldu. Meme kanseri yönünden ilaç kullanan her 10 bin kadında 38 meme kanseri olgusu geliştiği bildirilirken, plasebo kullanan her 10 bin kadında bu rakam 30 olgu oldu. Bu bulgulara göre hormon kullanan grupta meme kanseri riskinin arttığı ifade edildi. Çalışmanın diğer kolu da, rahmi ameliyatla alınmış 11 bin sağlıklı, menopoz dönemindeki kadında başlatıldı ve bir grup kadına sadece östrojen içeren tabletler verilirken bir gruba da plasebo verildi. Östrojen+progesteron kolunun durdurulmasının ardından iki yıl daha östrojen koluna devam edildi. Fakat çalışmanın bu kolu da 2004’te kalp hastalıkları ve inme riskinin hormon kullanan grupta artması nedeniyle durduruldu. Yedi yıl süren bu çalışmada iyi haber ise, östrojen+progesteron kolundan farklı olarak sadece östrojen kullanan kolda hormon tedavisinin meme kanseri riskini artırmadığıydı. Şunu söyleyebiliriz ki; menopoz döneminde hormon tedavisi her kadın için kişiselleştirilmelidir. Her yıl tüm bulgular gözden geçirilerek ilaca devam edilip edilmeyeceğine karar verilir. Menopoz tedavisinde en önemli konu en düşük dozda ilacı, en kısa dönemde (beş yıl veya daha az) vermek olmalıdır.
Doğum Kontrol Haplarında Son Durum
İlk yapılan çalışmalar doğum kontrol haplarının olumsuz etkisi olmadığı yönündeydi. 1986’da Amerika’da Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin dizayn ettiği iyi kontrollü bir çalışmada, doğum kontrol hapı kullanmanın meme kanseri riskini kullanım süresi, aile hikayesi ve eşlik eden selim meme hastalığının varlığından bağımsız artırmadığını gösterdi. Ancak 1996’da, bu konuda yapılmış 54 çalışma tekrar analiz edildi. Sonuçlar, halihazırda doğum kontrol hapı kullananlarda, kullanmayanlara kıyasla küçük fakat anlamlı bir risk artışı olduğunu ve bu artan riskin doğum kontrol haplarını bıraktıktan sonra azaldığını, 10 yılın ardından tamamen ortadan kalktığını gösterdi. Risk özellikle, ilaca ergen yaşlarda başlayan kadınlarda daha yüksekti. Ayrıca bu çalışmadan ilginç bir sonuç elde edildi; 10 yıl veya daha fazla doğum kontrol hapı kullanım hikayesi olup meme kanseri gelişen kadınlarda, hiç kullanmayanlarda gelişen kansere kıyasla memeyle sınırlı, sistemik hastalık olmamış ve daha iyi farklılaşmış kanser geliştiği gözlendi.
Sonuç
- Doğum kontrol hapları, meme kanseri riskini kullanıldığı dönemde az da olsa artırmakta ve ilaç bırakıldıktan sonra bu risk azalmaktadır. Ancak hayat boyu meme kanseri gelişme riskinin anlamlı şekilde artmadığı görüşü kabul görüyor.
- Menopoz döneminde hormon yerine koyma tedavisi amaçlı kullanılan östrojen+progesteron içeren ilaçlarda meme kanseri riski beş yıldan fazla kullanımda bir miktar artabiliyor fakat bu artış meme kanseri için sayılan diğer risk faktörlerinin yarattığı artıştan daha fazla değil. Bu sonuçlara bağlı olarak hormon yerine koyma tedavisinde gerçek suçlu progesteron mu sorusunun cevabı için yeni çalışmalara ihtiyaç var.