Meme Kanseri Hakkında Bilmedikleriniz

Meme kanseri, günümüz teknolojisiyle tedavi edilme şansı olan bir hastalık olsa da kadınların korkulu rüyası. Bu hastalık hakkında bilinmeyenleri Prof. Dr. Vahit Özmen açıkladı.

Prof. Dr. Vahit Özmen, meme kanseriyle ilgili bilinmeyenleri Hastane.com.tr'ye verdiği röportajda açıkladı. 

Meme kanseri nedir? 

Meme kanseri, memedeki sütü yapan kesecikler ve bunları taşıyan kanallardan gelişen bir kanser türüdür. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilen ve en sık kanallarda oluşan meme kanseri, kadınlarda görülen kanserler arasında birinci sırada yer alır. Daha çok menopoz sonrası kadınlarda görülürken, son yıllarda ciddi olarak 40 yaş altı kadınlarda da artmaya başlamıştır. Her 8 kadından biri, yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşırken erkeklerde görülme sıklığı çok düşüktür. Kadınlarda bu çok sık görülen kanserden korunma, egzersiz, diyet ve ilaç kullanarak mümkün olmaktadır. Ayrıca, mamografik taramanın sağladığı erken tanı ve modern tedavi yöntemleri ile yüzde yüz tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Meme kanserinin oluşmasını tetikleyen faktörler nelerdir?

Meme kanserlerinin yaklaşık %75'i sporadik dediğimiz, herhangi bir risk faktörü taşımayan, ailesinde ve genlerinde olmayan kadınlarda ortaya çıkmaktadır. %15'i ailesinde özellikle birinci derece akrabasında (anne, kız kardeş, kız vs.) meme kanseri olanlarda, kabaca %10'u da kanser genlerini (BRCA 1,2) taşıyanlarda görülmektedir. 

Meme kanserinde vücudun yumurtaların ürettiği östrojenle karşılaşma süresi arttıkça meme kanseri riski artmaktadır. Bu yüzden erken adet görmeye başlamak, geç menopoza girmek, östrojen ağırlıklı doğum kontrol haplarını uzun süre kullanmak ve menopoz sonrası hormon tedavisi görmek, meme kanseri riskini artırmaktadır. Bunun dışında doğum yapmamak ya da 35 yaş sonrası doğum yapmak, şişmanlık yani vücut kitle indeksinin 25'in üzerinde olması meme kanseri riskini arttıran diğer faktörlerdir. Ailede özellikle anne ve kız kardeşler gibi birinci derece akrabalarda meme kanseri olması, BRCA genleri gibi meme kanserine yatkınlık oluşturan genlere sahip olmak meme kanseri açısından yüksek risk teşkil eden durumlardır. 

Meme kanserine nasıl teşhis konulur? 

Meme kanserinin en sık bulgusu memede ya da koltuk altında hissedilen ağrısız kitlelerdir. Meme başı ya da meme cildinde çekinti ya da çökme görülebilir. Ender olarak meme başında renk değişikliği ve kanlı meme akıntısı, meme kanseri habercisi semptomlar olabilir. Çok ileri vakalarda memede yaralar da açılabilir. Bizim hedefimiz, memede henüz bir kitle fark etmeden düzenli mamografik tarama ile kanserin fark edilmesidir. Bu sayede hem sağlıklı yaşam hem de memenin korunması mümkün olabilir.

Meme kanseri genlerinin önceden tespit edilmesi mümkün müdür?

Meme kanserine neden olan birçok gen vardır. Bu genler taşıyıcı olan ebeveynlerden kız çocuklarına geçmektedir. Bu genler içerisinde en önemli olanları BRCA 1 ve BRCA 2 genleridir. Yakın akrabalarında meme kanseri olan kadınlarda bu genler araştırılabilmektedir. Bunun için bu testlerin yapıldığı kliniklerde Genetik Danışma Bölümü kurulmuştur. Bu klinikte öncelikle kadının bu testi yaptırmaya uygun olup olmadığı araştırılıp, yapılmasına karar verilmektedir. Test yapılmasına karar verilen kadınlara test yaptırmanın getireceği sonuçlar anlatılarak, psikolojik danışmanlık da verilmektedir. Ailesinde meme ve yumurtalık kanseri olan Angeline Jolie’de meme kanseri genetik testlerinin (BRCA 1,2) pozitif çıkması ve henüz kanser gelişmeyen memelerini aldırması, Amerika’da yapılan BRCA1, 2 gen testlerini yaptıran kadın sayısını iki katına çıkarmıştır.

Bu hastalığın tedavisi var mıdır? Varsa başarı oranı nedir?

Meme kanserinin tedavisi, birden fazla uzmanlık dalının beraber çalışmasını gerektiren, son derece özellikli ve deneyimli bir yaklaşıma ihtiyaç duyar. Hastalığın mamografide, küçük olarak ve çok erken evrelerde yakalanması çok önemlidir. Böylece ameliyatla kanserin tamamen temizlenmesi, koltuk altındaki lenf bezlerinin tamamının alınmaması ve memenin korunması mümkün olmaktadır. Hastalığın erken evrede yakalanması durumunda kemoterapi bile gerekmeyebilir. Daha ileri evredeki hastalarda ameliyat sonrasında kemoterapi ve takiben radyoterapi gerekebilir. Bazı durumlarda ameliyattan önce kemoterapi verilerek tümör küçültülüp, daha sonra ameliyat ve radyoterapi uygulanabilir. Erken evre meme kanserinde tedavi ile başarı şansı yüzde yüze yakındır. 

Teşhis anlamında bakıldığında Türkiye’de uygulanabilen en modern ve güncel testler, araştırmalar hangileri?

Bugün ülkemizde bilinen tüm modern tanı ve tedavi yöntemleri ve testleri bulunmakta ve uygulanmaktadır. Hastanın yaşına ve memedeki kitlenin ve memenin özelliklerine göre, dijital mamografi, renkli doppler ultrasonografi, tomosentez ve meme MR görüntülemesi teşhis için rahatlıkla uygulanmaktadır. Ele gelmeyen tümörler için mamografi, ultrasonografi ve MR ile işaretleme ve biyopsi yapılma şansı vardır. Ayrıca, BRCA1, 2 genetik testi yüksek risk grubundaki kadınlara uygulanmaktadır. Bu sayede genlerinde meme kanseri taşıyıcılığı bulunan kadınlar saptanarak, gerekli bilgilendirme ve girişimler uygulanmaktadır.

Meme kanserini önleyici yiyecek/içecekler veya egzersizler var mıdır?

Dengeli ve düzenli beslenme ile vücut kitle indeksinin normalde tutulması ve haftada en az 5 saat yapılacak olan düzenli egzersizin meme kanseri yakalanma riskini %30 kadar azalttığı bilinmektedir. Bol miktarda taze ve sezonuna göre üretilmiş meyve-sebzeler, beyaz et (balık-tavuk) tüketilmesi, alkol ve sigara kullanılmaması önerilmektedir. 

Meme kanseri tedaviden sonra tekrarlayabilir mi?

Erken yakalanan ve çok iyi tedavi edilen meme kanserinin tekrarlama olasılığı son derece düşüktür. Bu tekrar ya meme ve bölgesel lenf bezlerinde olur (lokal tekrarlama) ya da sistemik yayılım şeklinde uzak organlara (kemik, akciğer, karaciğer, beyin vs.) olur.  Erken yakalanan bazı hastalarda OncotypeDX testi, kanserin 10 yıl içerisindeki lokal veya sistemik nüks ihtimalini daha bilimsel bir şekilde bize iletmektedir.

Kadınlar kendilerini muayene ederek süreci nasıl anlarlar? Muayene ne şekilde doğru olarak yapılmalıdır?
Meme kanserinde 3 ayrı muayene, tanı ve tarama yöntemi vardır.

1. Kendi kendini muayene: 20 yaşından itibaren kadınlar ayda bir kez kendi kendini muayene etmelidir. Bu muayene adet sonrası duş alırken veya menopozdaki kadınlarda ayın bir gününde düzenli olarak yapılmalıdır. Kadın önce ayna karşısında her iki memesini inceler, daha sonra sağ eliyle sol, sol eliyle sağ memesini yukarıdan aşağı, daire çizdirerek ve dıştan meme başına doğru olmak üzere 3 şekilde muayene eder. Memelerde görülen asimetri, renk değişikliği, meme başında ve deride çekilme, koltuk altında kitle gibi bulgularla hemen aile hekimi, genel cerrahi uzmanı veya kadın-doğum uzmanına muayeneye gitmelidir.

2. Klinikte Muayene: Ülkemizde meme kanseri konusunda muayene ve cerrahi tedavi eğitimini genel cerrahi uzmanları almaktadır. Bu nedenle yakınması olmayan kadınların 20-40 yaş arası 3 yılda 1 kez, 40 yaşından sonra yılda bir kez genel cerrahi uzmanına muayene olmaları gerekir.

3. Mamografik değerlendirme: Mamografi bugün meme kanserine bağlı ölümleri azalttığı bilinen tek tarama yöntemidir. Verdiği radyasyon ihmal edilebilir, bazen aşırı tanı ve aşırı tedaviye neden olabilir. Ancak yaşam kurtarıcı olduğundan ve alternatifi olmadığından 40 yaşından itibaren yılda bir kez yapılmalıdır. 

İlgili Sağlık Konuları