Kadın cerrah sayısının her geçen gün artış göstermesine karşın hala yeterli olmadığını vurgulayan Demirer, "Henüz çok fazla değil, Türkiye genelindeki 5 bin 600 cerrah içinde kadın cerrah sayısı binin üstünde değil. Fakat kadınların bu alana olan yoğun ilgisiyle bu sayı giderek artacak." diye konuştu.
Cerrahi branşların zor olduğunu ancak istenildiğinde önemli başarılara imza atılabildiğini dile getiren Demirer, "Tıp başlı başına fedakarlık isteyen bir meslek. Özellikle cerrahi branşlar daha da ağır olabiliyor. Yorgunluk var, nöbet yükü oldukça ağır. Ameliyathanede yemek bile yemeksizin saatlerce kalabiliyorsunuz. Bu nedenle cerrahi çok sevmeyi ve tutkuyu gerektiriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türk kadın hekimlerin tutkulu bir şekilde cerrahi alanında görev yaptığına değinen Demirer, "Genç hekimler arasındaki kadınlarda, cerrahi branşlara ilgi yüksek. Bunlar içinde genel cerrahi dışında, Kulak-Burun-Boğaz, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Ortopedi, Kalp ve Damar Cerrahisi yer alıyor." dedi.
Türk kadınının çok azimli olduğunun ve cerrahi dahil tıbbın her alanında önemli çalışmalara imza attığının altını çizen Demirer, şöyle devam etti:
"Ben Türkiye'deki en büyük meslek örgütlerinden biri olan Türk Cerrahi Derneğinin de başkanıyım. Bizim camiamızda 5 binin üzerinde genel cerrahi uzmanı var, derneğin de 3 binin üzerinde üyesi var ve bunların çoğu erkek. Burada dikkat edilmesi gereken, bir kadın onların başkanı. Bu erkeklerin tercihi ve seçimiyle olan bir şey."
"Kadın ve hekim olmak çok ama çok değerli"
Tıp fakültesinden bu güne hiçbir zaman ilk olmaktan çekinmediğini ve başarılı çalışmalara imza atmak için her zaman daha fazla çalıştığını vurgulayan Demirer, "Ben Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in ilk üniversitesinin tıp fakültesi genel cerrahi kliniğinin ilk kadın asistanı, ilk kadın uzmanı benim. Bugün de bunun gururunu duyuyorum. Arkamdan yürüyecek kadın cerrah adaylarına yol açabildiğim için mutluyum." dedi.
Prof. Dr. Demirer, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla kadın hekimlere ve doktorluk mesleğini seçmek isteyen kadınlara şu önerilerde bulundu:
"Hekimlik, umut olan, yaşatmak için çalışan çok kutsal bir meslek, tıpkı kadın gibi. Kadın, hayatı başlatandır. Bu nedenle, kadın hekimlere istedikleri şeyin ne olduğunu iyi belirlemelerini öneriyorum. Kendilerini doğru değerlendirdiklerinde ise her kadın gibi kadın hekimlerin de başaramayacakları hiçbir şey yok çünkü hekimlik, cerrahlık bir süre sonra bir tutkuya dönüşüyor. Benim hekimlik hayatımda kendimi en mutlu hissettiğim yer ve anlar, ameliyathanedeki anlardır. Kadının girdiği her yerde pozitif adımlar atılıyor, bu tıp alanında da böyle. Bugün dünyada çok önemli üniversitelerde kadın bilim insanları görev yapıyor. Kadın ve hekim olmak çok ama çok değerli."
"Erkeklerin de örnek aldığı rol modellerden"
AÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü asistanlarından Dr. Yasemin Konuk da "kadın" ve "cerrah" kavramlarını bir arada taşımanın gururunu yaşadığını anlatarak şöyle konuştu:
"Sürekli aile ve ev hayatı ile daha narin, kırılgan olarak özdeşleştirilmiş ve bu nedenle cerrah olmaya uzak olarak görülmüş, kadın. Geçmişten günümüze kadın cerrahların sayısının artması ile bizler şu anda daha uygun koşullarda çalışma imkanı buluyoruz. Başta kliniğimizin ilk kadın cerrahı ve Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Seher Demirer hocamızı kendimize rol model alarak hem meslek hayatımızda hem de sosyal hayatımızda dimdik başarılı birer cerrah olmak üzere ilerlemeye devam edeceğiz."
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Onur Utku Güvendik ise "Mezun hekimlerimizin meslek hayatları boyunca kurucu, öncü roller üstlenmesi ve tecrübelerini aracısız olarak bize aktarıyor olmaları bizim için çok değerli ve ilham verici. Hocamız, Ankara Tıp ailesinin lider hekimlerinden bir tanesi. Sadece kadınların değil erkeklerin de örnek aldığı rol modellerden. Hocam, sadece mesleki olarak değil, tavırlarıyla bize örnek olan sevgi dolu, disiplinli ve öncü bir hekim." değerlendirmesinde bulundu.