Gelişen tıp teknolojileri sayesinde gözlük kullananların imdadına yetişen lazer teknolojisi her geçen gün yeni gelişmelerle farklı bir boyut kazanırken, bu uygulamayı yaptırmak isteyenler de yaşanan bilgi karmaşası içerisinde doğru karar vermekte güçlük çekebiliyorlar.
Gözdeki kırma kusurlarının (miyopi, hipermetropi, astigmatizma) tedavi edilmesinde kullanılan lazer teknolojilerinde her geçen gün yeni gelişmeler yaşanıyor. Yeni nesil bıçaksız lazer teknolojisi olarak adlandırılan intralase ve wavefrontyöntemlerinin uygulanmaya başlanması ile birlikte lasertedavisinde hangi teknolojinin tercih edilmesi gerektiği, yeni ve eski teknolojinin nasıl ayırt edileceği, aradaki farkın ne olduğu gibi sorular gündeme gelmiştir. Peki, lazer tedavisinde hekimin tecrübesi ne kadar önemli? İleri teknoloji ile eski teknoloji farkı nasıl anlaşılabilir? En doğru tedavi yönteminin belirlenmesinde sadece doktor muayenesi yeterli mi? Numaralar geri gelir mi, tedavi güvenli mi? Benzer konular artık son dönemde hastalar tarafından yoğun olarak sorgulanıyor.
Yeni ve Eski Teknolojinin Farkı
Laser ameliyatı için 2 işlem gerekir. Birinci işlem gözün önündeki kornea yüzeyinin aşılması, ikinci işlem ise korneanın numaraya göre yeniden şekillenmesi. Yeni teknolojide kornea yüzeyi femtosaniyelaseriyle bıçaksız aşılıp, numaralar da kişiye özel tedavilerle düzeltilebiliyor.
Dünyagöz Ataköy Hastanesinden Dr Haluk Talu yeni nesil lazer tedavilerinin dünyayı daha net göstermedeki başarılarının çok üstün olduğunu belirterek, günümüzde gözdeki kırma kusurlarının tedavisinde iLASIK tedavisinin teknolojik olarak en gelişmiş lazer yöntemi olduğunu söyledi. iLASIKintralase yöntemiyle bıçaksız olarak korneada bir kapak yaratılıp, ardındanwavefront ile kişiye özel olarak laser düzeltmesinin yapılması yöntemidir. Dr Haluk Talu iki aşamadan oluşan ve gözlükten kurtulma ameliyatlarının baştan sona bıçaksız lazerle yapıldığı uygulamayla ilgili şu bilgileri verdi: "Operasyonun birinci aşamasında bir femtosaniyelaseri olan Intralase cihazı ile bıçak kullanmadan, en ince ayarlı bir şekilde kornea tabakasında arzu edilen kalınlıkta ve çapta bir kapak oluşturuyoruz. Tamamiyle doktor kontrolü altında yapılan bu işlem sırasında vakum boşalması gibi herhangi bir sıkıntı olursa bile korneada bir hasar oluşmuyor, yeni bir kapak oluşturarak ameliyata devam edebiliyoruz. Bıçaksız laser ameliyatı güvenli kapak oluşturmak için geliştirilmiş en ileri yöntemdir. Bu yöntemle son derece ince fakat dayanıklı kapaklar oluşturabiliyoruz .bukapaklar sayesinde iyileşme çok kızlı oluyor, hastalar 5-6 saat sonra gözlüksüz görmenin keyfini çıkarmaya başlıyorlar.
İkinci aşamada bıçaksız olarak oluşturduğumuz bu kapakçığın altınagöz numaralarını düzeltmek üzere, korneanın eğimini değiştirecek bir excimerlaser uyguluyoruz. Yeni teknolojide excimerlaseriNASA pilotlarına da uygulanan kişiye özel wavefront yöntemi ile ya da wavefronta optimize edilmiş yöntemlerle uyguluyoruz.
Wavefront göz bozukluğunu sadece gözlük numaralarıyla ifade etmeyip, bu bozukluğun daha detaylı tarifi anlamına gelir. Standart bir tedaviyi hazır elbise, wavefrontlu bir tedaviyi ise iyi bir terzide kişiye özel dikilmiş bir elbise olarak düşünebilirsiniz. Wavefront ölçümü alınırken iris fotoğrafı da hafızaya alınır ve ameliyat sırasında hasta yattığı için gözü biraz devrilmiş olsa bile cihazın iris tanıma özelliği ile hastanın astigmat aksı birebir yakalanmış ve tedavi doğru düzleme yapılmış olur. Bu yüzden özellikle astigmatlarda wavefront tedavileri yüksek başarılır. Wavefront aynı zamanda gece görüşü için de standart laser tedavilerine üstünlük gösterir.
Eski teknolojide mikrokeratom adı verilen ve bıçak kullanılan bir sistemle korneada kapak (flap) oluşturulur.Mekanik keratomda kontrol tamamen doktorun dışındadır, doktorun müdahale şansı yoktur. Kesi sırasında vakum kaybedilirse flap yırtılır, ameliyat iptal edilir. Kornea hasarı fazla değilse 3 ay sonra yöntem tekrarlanır. Bu da gözde oluşabilecek farklı problemlere yol açarken, net görüşü olumsuz etkileyebilmektedir. Ayrıca eski nesil excimerlaser tedavileri gece ışık saçılmalarını daha fazla hissettirir.
Yüksek Güvenlikli Bir Uygulama
Lazer tedavisinin konforlu bir hayat tercihi olduğunu ifade eden Dr. Haluk Talu, kişinin iş, sosyal ve spor hayatında ertelediği ve mahrum kaldığı birçok konuyu rahatlıkla yaşamasını ve yaşatmasını sağladığını kaydetti. Dr.Haluk Talu, iLASIK bıçaksız lazer operasyonlarının ameliyat esnasında yaşanabilecek komplikasyonların en aza indirgediğinin altını çizerek, "Sahip olduğu teknolojik donanım sayesinde güvenli bir şekilde uygulanan iLASIK teknolojisi hem hasta hem de doktor açısından güvenlik ve konfor sağlamaktadır. Operasyon dikişsiz, kanamasız ve bandajlama yapılmadan tamamlanır, bu da günlük yaşantınıza hemen ertesi gün dönebilmeniz anlamına gelir" dedi.
Lazerle İlgili En Çok Merak Edilenler
Dr. .Haluk Talu hastaların kafalarında lazer uygulamasıyla ilgili pek çok soru işareti bulunduğuna dikkat çekerek, bu sorulara şu şekilde açıklık getirdi: "Hastalarımızın kafasındaki en önemli soru işareti numaraların geri gelip gelmeyeceği konusundadır. İleri teknoloji ürünü tetkik ve teşhis cihazları ile tedavi süreci ve sonucu başarı oranlarımız artmış, risklerimiz azalmıştır. 'Kime laseryapacağımızı, kime başka tedavi önereceğimizi, ne zaman yapacağımızı yılların deneyimi ve bilgi birikimiyle artık çok daha iyi biliyoruz. Hiçbir zaman %100 başarı diyemeyiz ama artık çok daha az sürpriz yaşıyoruz.
Kafalardaki bir başka soru işareti ise operasyon sırasında gözün oynamasının, doğru bakmamasının bir soruna yol açabileceği konusundadır. iLASIK cihazında bulunan ve FBI'ın da kullandığı iris hafızaya alıp göze kitlenen Eye-tracker özelliği sayesinde lazer tedavisi tam arzu edilen koordinatlara uygulanır, göz hedeften çıkınca laser durur, hedefe gelince tekrar başlar. Ayrıca bu kilitlenme özelliği sayesinde astigmatlılar da gözlüklerinden daha başarılı şekilde kurtulabilmektedir. Son olarak da laser olmuş hastaların ileride katarakt gibi diğer göz ameliyatı olamayacağından bahsedilir. Bu tamamen yanlış bir bilgidir. Bir hastanın laser ameliyatı geçirmiş olması gerek duyulduğunda gözde katarakt veya başka bir ameliyat yapılmasına engel olmaz, hatta laser bile gerektiğinde tekrarlanabilir.
Lazer'de 'Kişiye özel' Dönemi
Dr Haluk Talu gözün yapısının ve görme gücünün kişiye göre farklılıklar taşıdığını söyledi. Bu nedenle tedavinin de bazı durumlarda kişiye özel olması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: "Gözünde aynı numarası olan herkesin gözünün aynı özellikleri taşımayabilir, dolayısıyla herkese aynı tedavinin uygulanması herkesi eşit memnun etmeyebilir. Bu nedenle en doğru tedavi kişiye özel tedavidir. Kişiye özel tedavi için de öncelikle gözdeki sorunun doğru teşhis edilmesi, yani ileri teknoloji gerekmektedir. İleri teknoloji ürünü wavefront, sistemleriyle kişinin göz bozukluğu gözlük numaralarının belirttiğinden çok daha detaylı olarak tespit edilebilmekte velaser tedavisi kişinin kendi göz yapısına bu özel ince ayar ölçümlerin rehberliğinde yapılabilmektedir.