Kulak Burun Boğaz Uzmanı Hüsamettin Olgun, 370 Eseriyle Sanat Dünyasında İz Bıraktı

Bursa'da görev yapan kulak burun boğaz uzmanı Hüsamettin Olgun, 40 yılda 370 eser ortaya koydu. Eserlerinden biri UNESCO tarafından kabul edilen Olgun, sanatla ilgilenirken birçok ünlü isimle tanışma fırsatı buldu.

BURSA'da, kulak burun boğaz (KBB) uzmanı olarak görev yapan Hüsamettin Olgun (68), gençlik yıllarında sanata ilgi duymaya başladı. Olgun, 40 yılda, aralarında beste, şiir ve roman da olan 370 eser ortaya koydu. Olgun, yabancı dile çevrilen bir şiirinin de UNESCO tarafından kabul edildiğini ifade etti.

Kentte, özel bir hastanede kulak burun boğaz uzmanı olarak görev yapan Hüsamettin Olgun, 1978'de Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Bir süre sonra Bursa'ya yerleşen Olgun, burada özel hastanede görevini sürdürdü. Küçük yaşlarda sanata ve şiire merak salan Olgun, boş vakitlerinde şiir, roman ve beste gibi edebi eserler yazdı. Profesyonel olarak 40 yılda 370 eser ortaya koyan Olgun'un eserlerinden 16'sını sanatçı Melihat Gülses, 'Hüznün Hikayesi' albümünde seslendirdi. Eserlerinin çoğunun TRT'de yer aldığını belirten Olgun, yabancı dile çevrilen bir şiirinin de UNESCO tarafından kabul edildiğini ifade etti.

'SANATA İLGİM, LİSE DÖNEMİNDE BAŞLADI'

İnsanların hayatına dokunmayı çok sevdiğini söyleyen doktor Hüsamettin Olgun, kişilerin hastalıklarının yanı sıra duyguları da düşündüğünü belirterek, "Sanata olan düşkünlüğüm eski zamanlara dayanıyor. Lise 2'ye gittiğim dönemde aruz derslerinden itibaren şiir yazmaya başladım. Kaya Bilgegil, Saim Sakaoğlu, Talat Sait Halman gibi hocalardan edebiyat alanında yararlanmış oldum. Şu ana kadar 5 şiir kitabım yayımlandı. Yayına hazır 5 kitap daha var, bunlardan 1'i roman, 3 tanesi şiir kitabı, 1 de tiyatro eseri hazırlığım var" dedi.

Hekimlik mesleğini yaparken arda kalan zamanlarda sanatla ilgilendiğini söyleyen doktor Olgun, "Avni Anıl Hocamın 'Bir Eylül Getirdi Sevgini Bana' isimli ünlenen bestesinden sonra şiirlerimin bir kısmının bestelenmeye başladığını gördüm. Şu ana kadar 370 eser oldu, bunların büyük çoğunluğu TRT'de yer alıyor. Bu şarkılardan 16 tanesi Türkiye'nin kadın yorumcularının önde gelenlerinden Melihat Gülses tarafından 'Hüznün Hikayesi' isimli bir albüme okundu. Sanatla ilgilenirken çok önemli insanları tanıma şansınız oluyor ve onlardan etkileniyorsunuz. Alaeddin Yavaşça, Selahattin İçli, Erdinç Çelikkol, Necip Gülses, Cinuçen Tanrıkorur, Salih Berkmen gibi birçok bestekarla tanışma şansı buldum" diye konuştu.

'BARIŞ' TEMALI ŞİİRİ 40 DİLE ÇEVRİLDİ

'Barış' temalı şiirinin 40 yabancı dile çevrildiğini, proje olarak UNESCO'ya sunulup kabul gördüğünü söyleyen Olgun, "Önümüzdeki dönemde bir Türk şairinin 'Barış' temalı bir şiiri, 40 ülkenin şairi tarafından tercüme edilerek 40 dille 'Barış' adı altında ortaya konmuş olacak" dedi.

'Gülmira' isimli şiirinin hikayesini de anlatan doktor Hüsamettin Olgun, şunları söyledi:

'2000'li yıllarda Uludağ Üniversitesi'nde okuyan, Kazakistanlı bir arkadaşımız baş ağrısı şikayetiyle bana geldi ve sinüzit tanısı koyduk, ardından ameliyat ettik. Kendisine ismini sorduğumda bana adının Gülmira olduğunu söyledi. Gülmira ismi, dünya barışının gülü, barış gülü, barış hitabında komutan, kırmızı büyük okyanus, kırmızı büyük yıldız anlamı taşıyor. Birkaç gün sonra yanıma arkadaşıyla geldi. Onun da isminin Gülmira olduğunu öğrendim ve çok etkilenip şiir yazdım. Üstadımız Necip Gülses şiirimi kürdi makamında besteledi. Önce Emel Sayın, ardından Ahmet Özhan, Melihat Gülses ve Gökhan Sezen okudu. Ahmet Özhan albüm haline getirdi ve albümün çıkış parçasını 'Gülmira' olarak değerlendirdi. Bu şarkının duyulmasından sonra, Türkiye'de yüzlerce kızımıza 'Gülmira' ismi konuldu ve 'Gülmira' artık bu şarkı ve bu isimle, Türkiye ve Türki devletler arasında bir barış köprüsü oldu. Bu kızımız, bu yıl 20 sene sonra tekrar Bursa'ya geldi. Önümüzdeki süreçte ben Kazakistan'a gideceğim ve bu sefer şarkının öyküsünü soydaşlarımızla paylaşacağım."

Şiirlerinin, ünlü sanatçıların sesinden halkla paylaşılmasından dolayı mutluluk duyduğunu anlatan Olgun, "Her seferinde şiirin yazıldığı dönemlere gidiyorsunuz. Yazılma nedenlerine, temasına gidiyorsunuz ve bütün öykü gözlerinizin önünden geçiyor. Bu sayede dostluklar ediniyorsunuz dostluk benim için çok önemli" dedi.