Neden Her Yıl Grip Aşısı Olmalıyız?
İnfluenza virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. 3 tip influenza virüsü olup bu virüsler; A Tipi, B Tipi ve C Tipi olarak adlandırılmaktadır. A ve B Tipi virüsleri çok şiddetli olmakla beraber; bu virüslerin yapıları sürekli değişmekte ve her yıl farklı tipleri ile belirebilmektedir.
Vücudun doğal savunma sistemi, bu değişikliklere ayak uyduramadığı için grip aşısı her yıl tekrarlanmaktadır. Çok hafif olan C Tipi virüsler ise yakınmaya neden olmadığı gibi halk sağlığını tehdit eden özelliklere de sahip değildir. Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemi zayıf kişilerde hastalık ölümcül olabilmektedir.
Hastalığın belirtileri: Grip belirtileri, soğuk algınlığında görülen belirtilerden daha şiddetli olup; belirtiler aniden başlamaktadır.
Çocuklarda belirtiler: Okul çağı çocuklarındaki ve gençlerdeki yakınmalar, erişkinlerdekilere benzer ancak bebeklerde tanı koymak zordur. Çünkü belirtiler, diğer virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar gibidir.
Hastalığın seyri: İyileşme süreci 1-2 hafta içerisinde tamamlanır. Özellikle yaşlılarda halsizlik, kuvvetsizlik gibi yakınmalar, iyileşmenin ardından da uzun süre devam edebilir.
Hastalığın tedavisi: Etkili bir tedavi ile hastalık süresi kısaltılır ve yaşam kalitesi artırılabilir.
Önlem Alınmadığı Takdirde Zatürre Ölümcül Olabilir!
Akciğerdeki hava keselerinin iltihap ve sıvı ile dolması neticesinde kana oksijen ulaşamadığı için vücut hücreleri düzenli çalışamaz. Akciğerlerde ciddi bir enfeksiyona yol açması nedeniyle zatürre ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Hastalığın nedenleri: Bakteriler, virüsler ve mikoplazmalar ile iltahaba sebep olan mikroplar.
Hastalığın tedavisi: Genç, bağışıklık sistemi güçlü kişiler ile erken tanı konulan vakalarda ayrıca enfeksiyonun lokal olduğu kişilerde tedaviye yanıt alınmaktadır. Doktorun önerisiyle uygun antibiyotik belirlenerek; hastalığın seyrine göre kullanılmaktadır. İyi bir terleme ve gereken durumlarda oksijen alımı ile destek tedavisi sağlanır. Yakınmalar, 7 ilâ 10 gün içerisinde azalsa da tamamen iyileşme sağlanması haftalar sürebilir. Hastalığın tekrarını önlemek için yeterli sürede istirahat gerekmektedir.
Akut Bronşit Tedavi Edilmez İse Zatürre Gelişebilir!
Bronşit, bronş adı verilen hava yolarında salgı artması ve diğer değişimlikler ile ortaya çıkan inflamasyondur. En sık rastlanan tipleri, akut ve kronik bronşittir. Akut bronşit hava yollarının salgı zarlarının yangısıdır.
Hastalığın nedenleri: Akut bronşit çoğunlukla bakteriler ve/veya virüslere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Genellikle günlük aktiviteleri kısıtlamayacak şekilde hafif seyreder ve tamamen geçer. Akut bronşit üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarından ya da soğuk algınlığından sonra ortaya çıkar. Kronik sinüzit ve/veya alerjisi olan hastalarda da görülmekte olup; hastalığın ardından zatürre gelişebilir.
Sinüzit Baş Ağrısına Neden Olabilir Ancak Günlük Yaşamda Karşılaşılan Baş Ağrılarının Küçük Bir Kısmını Sinüzitler Oluşturur!
Kafatasının daha çok ön bölümüne bulunan içi hava dolu boşluklar olan sinüslerin görevlerini normal olarak yerine getirebilmesi için kanalların açık, salgı yapısının normal ve bunları taşıyan tüylü hücrelerin de sağlıklı olması gerekmektedir. Sinüslerden biri, birkaçı ya da hepsinin iltihaplanması durumunda da sinüzit oluşmaktadır.
Sinüzit nadir olarak bronşit ile bir arada görünebilir. Hastalar, burun ve sinüslerdeki dolgunluk ve tıkanıklıkta olduğu gibi baş ağrısını da sinüzit olarak yorumlayabilmektedir. Günlük yaşamda karşılaşılan baş ağrılarının aslında küçük bir kısmını sinüzitler oluşturmaktadır. Sinüzite bağlı baş ağrıları, tipik olarak soğuk algılığı ile burun tıkanıklığının arkasından gelmektedir. Sinüzitte daha çok alın, göz çevresi ve yüzde ağrı oluşmakta ve ağrı yere eğilmekle birlikte artmaktadır. Sinüzitte, migrende olduğu gibi bulantı oluşmamakta ve ağrı krizler halinde gelmemektedir.
Sinüzitte burun akıntısı, hem yapışkan hem de iltihap nedeniyle sarımsı yeşil renkte olabilir. Alerjik burun hastalıklarında ise akıntı, bol miktarda ve su gibidir. Sinüzit nadiren komşu olduğu göz ve beyinde enfeksiyonlara neden olabilir.
Koruyucu mekanizmaların bozulması sonucu sinüzit oluşmaktadır. Bu mekanizmaların en önemlisi tüylü hücrelerin yaptığı temizliktir. Hücrelerin çalışması daha çok soğuk algınlığı denilen virüslerle bulaşan hastalıklar sırasında bozulmakta; bu esnada ayrıca sinüslerin içini döşeyen örtü de kalınlaşmaktadır. Bu durum, sinüslerin burunla bağlantısını sağlayan kanalların tıkanmasına yol açmaktadır. Tıkanıklığın ardından bakteriler sinüs içerisinde çoğalarak, sinüzite neden olmaktadır. Her zaman bakteriler ile oluşmayan hastalığa, virüsler ve mantarlar da neden olabilmektedir.
Soğuk algınlığı bulguları olmayan tek taraflı sinüzitlerin, diş hastalıkları ile diş çekiminden kaynaklanma olasılığını akla getirmektedir. Basit bir soğuk algınlığında görülen şikâyetler ortalama 1 hafta sürmektedir. Bu süreden sonra devam eden şikâyetler, doktora başvurmayı ve sinüzit tedavisini gerektirmektedir.
Özel durumlarda sinüs kanallarından gelen akıntı, bakteri araştırması için laboratuvara gönderilebilir. Şikâyetlerin 2 ay kadar devam etmesi veya sık sık tekrarlanması durumunda ise kronik sinüzit söz konusudur. Bu durumda sinüslerin yapısını ve hastalık nedenlerini ayrıntılı olarak görebilmek için bilgisayarlı tomografi tetkiki yaptırılmalıdır.
Sinüzit tedavisinde; sinüslerin havalanmasını kolaylaştıran dekonjestanlar (tablet, süspansiyon ve burun damlası şeklinde) ile antibiyotikler kullanılmaktadır. Eğer belirlenen durumun ilaçlarla tedavisi mümkün olmayacaksa; cerrahi tedavi önerilmektedir. Son zamanlarda yaygın olarak kullanılan Fnksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS), kronik sinüzitlerin tedavisinde eskiye oranla daha başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Amerikan Hastanesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü
Prof. Dr. Levent Tabak
Dr. Elif Altuğ Kolsuk