Karboksiterapi

Karboksiterapi, deri içi ve deri altına özel bir cihazla doğrudan saf karbondioksit gazı verilmesi yöntemidir.

İlk olarak 1932 yılında Fransa'da tıkanan atar damar hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır. 1993 yılından itibaren selülit tedavisinde başarıyla uygulanmaktadır.

Karbondioksit oksijene göre 20 kat daha hızlı dağılan bir gazdır. Uygulama sonrası bölgeye çevre dokulardan daha fazla oksijen gelir ve dolaşım hızlanır. Karbondioksit hızla uzaklaştırılır. Yağ yakımı artar.

Karboksiterapi Etkileri Nelerdir?

  • Dokuların daha fazla oksijenlenmesi sağlanır.
  • Kılcal damar kan akımı artar.
  • Yeni kılcal damar oluşumu gözlenir.
  • Yağ dokusundaki oksidatif yağ yıkımı artar.
  • Bağ dokusunun ana elemanı olan kollajen ve elastin sentezi artar. 

Karboksiterapi Kullanıldığı Yerler?

  • Selülit ve bölgesel yağlanmaların tedavisinde tek başına veya kombine olarak.
  • Kırışıklık, deri sarkmaları, elastikiyet kayıpları ve çatlak tedavisinde.
  • Sedef hastalığında.
  • Atar ve toplardamar dolaşım bozukluklarında.
  • Venöz ülserlerde.
  • İmpotans tedavisinde.

Karboksiterapi Yan Etkileri Nelerdir?

  • Hafif bir ağrı.
  • Nadiren bir kaç saat süren deri altında çıtırdama sesi.

Kullanılmaması Gereken Yerler?

  • Akut miyokard infarktüsü.
  • Akut tromboembolik bozukluklar.
  • Akut böbrek yetmezliği.
  • Kangren.

Uygulama süresi 10–15 dakikadır. Haftada bir veya iki kez olarak seanslar halindedir.

Ortalama 15–20 seans uygulamak gerekir. 5. seanstan sonra ciltte fark edilir biçimde, sağlıklı olma gözlenir. 10. seanstan itibaren deri altı dokusu daha sıkı hissedilecektir.

Seanslardan sonra yapılacak mezoterapi, egzersiz veya pasif jimnastik desteği tedavinin başarısını artırmaktadır.

Her yaştan herkese yapılabilir. Toksik etkisi yoktur. Kan basıncını etkilemez. Hastanın diyabetinin olması karboksiterapi için engel değildir.

Tedavi sonrası etki 6 ay sürer.

%1-2 hastada sigara içime isteğinde azalma ve uygulama akşamı uyku kalitesinde artma saptanmıştır.

İlgili Sağlık Konuları