Kansere Karşı Brokoli, Balık Ve Fındık Tüketin!

Memorial Hastanesi Dahiliye Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal, kanserin Türkiye'de son yıllarda giderek artan ve ölüme neden olan hastalıklar arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi.

Birçok insan kanser hastalığını kötü bir talih olarak nitelendirmekte ve çevresel nedenlerle geliştiğini düşünmekte. Ancak bireylerin yaşam biçimiyle ilgili özellikleri ve alışkanlıkları çok büyük önem taşımakta.

Yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite ve hareketsiz yaşam, sigara ve alkol kullanımı, güneş ışınlarına yoğun olarak maruz kalınması ve stres gibi etmenler kanserin oluşmasına neden olan başlıca faktörler. Bu faktörlerden beslenme ile ilgili olan etmenler ortalama yüzde 35 oranında, sigara alışkanlığı ise yüzde 30 oranında kansere yol açmakta.

Hatalı ve dengesiz beslenme alışkanlıkları ile besinleri yanlış hazırlama ve pişirme yöntemlerinin, kanser oluşumunda rolünün büyük olduğunu söyleyen Memorial Hastanesi Dahiliye Bölümü Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal, kanserin oluşumunda etkili olan faktörlerin, kalıtım, beslenme ve çevre faktörleri olduğuna dikkat çekti.

Kanser oluşumunda genetik faktörlerin yanında çevresel faktörlerin önemli rol oynadığını söyleyen Yavuz Baykal, "Çevresel faktörler bazı proteinler üzerinden etkili olur. Bazı besinler ve dengeli beslenme bu proteinlerin zararlı etkilerini azaltarak kanserin önlenmesi açısından yararlı olmaktadır.

Kişiler arasında bu enzimlerin aktivitesi ve dağılımları açısından genetik farklılıklar vardır. İnsanlarda ortaya çıkan kanser yapıcı maddeler ilk olarak DNA'ya bağlanır ve mutasyona neden olur. Ortaya çıkan bu mutasyon kanser geliştirici genleri uyarırken, kanser önleyici genleri ise baskılamaktadır.

Gen besin ilişkisi en iyi olarak kalın barsak kanserlerinde gösterilmiştir. Brokoli gibi sebzelerdeki bazı ürünler P450 gibi enzimleri etkilerini önleyerek kanser gelişimi üzerine önleyici etki gösterebilmektedirler." şeklinde konuştu.

Kansere karşı brokoli gibi bazı besinlerin önleyici etkiye sahip olduğuna işaret eden Baykal şunları söyledi: "Omega 3 yağ asitleri kanser oluşum riskini azaltmalarının yanı sıra; birçok kanser türünün büyümesini de yavaşlatır. Tümör taşıyan farelerle yapılan deneylerde, diyetin EPA ve DHA ile desteklenmesi ile akciğer, kolon, meme ve prostat dahil çeşitli kanserlerin büyümesinin yavaşladığı gösterilmiştir.

Ayrıca omega 3 yağ asitleri ilaç ve ışın gibi kanser tedavi metotlarının etkinliğini de artırmaktadır. Omega 3 yağ asitlerinin bir diğer olası yararı da kanser hastalığında görülen zayıflama, kas kaybı ve kaşeksiyi azaltması ve önlemesidir. Bu koruyucu ve tedavi edici etkileri nedeniyle diyette omega 3 yağ asitlerine daha çok yer verilmesi önerilmektedir. Bu amaçla haftada 2-3 kez ızgara veya buğulama olarak balık tüketilmesi, günde 2-3 adet ceviz içi veya 5-6 adet fındık tüketilmesi, yemeklerin pişirilmesinde soya veya kanola yağının da kullanılması, bol sebze ve meyve tüketilmesi ve kurubaklagiller ve kepekli ekmeğe mutlaka günlük beslenme planında yer verilmesi uygun olacaktır.

İlgili Sağlık Konuları