Kalp krizinin habercisi olan anjina sıkıntı, ağırlık, huzursuzluk, uyuşukluk, yanma, başın veya göğsün arkasında parçalanma hissi şeklinde olabilmekte, ağrı kollara, boyna ve çeneye yayılabilmektedir. Anjina, genellikle yorulma, yemek yeme veya sıkıntı sonucunda ortaya çıkar.
Her göğüs ağrısı anjina degildir, sadece doktorunuz doğru tanıyı koyabilir. Her organ gibi kalbin de yaşamak ve görevini yapmak için kanla beslenmeye gereksinimi vardır. Kan, kalp kasına koroner arter adı verilen atardamarlar yoluyla gelir.
Damar sertliği (ateroskleroz) tüm vücuttaki damar iç duvarında yerleşebilen ve yerleştiği bölgede darlıklara neden olan bir hastalıktır. Koroner arterler de damar sertliğinden önemli oranda etkilenmektedir. Bunun sonucunda kalp kasının beslenmesi için tek kaynak olan koroner arterlerde daralmalar ve tıkanmalar oluşabilmektedir.
İskemik kalp hastalığı dediğimiz bu tablo kendini genellikle ‘anjina’ adı verilen bir ağrı ile göstermektedir. Anjina her hastada olmamakla birlikte, genellikle bir kalp krizinin en önemli habercisidir. Bazen de hastalar hiç ağrı tanımlamadan da kalp krizi geçirebilmektedir.
Göğüs ağrısına ve kalp krizine neden olan koroner arterlerdeki daralmalar belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışında engel oluşturmaktadır.
Bu durum kalbin yeterince beslenememesi ve dolayısıyla görevini tam anlamıyla yapamaması demektir. Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilmektedir. Koroner bypass ameliyatının amacı; varsa göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve oluşabilecek bir kalp krizinin önüne geçmektedir.