Kadavrada "Plastinasyon" Dönemi

Ege Üniversitesinde (EÜ), kadavra yetersizliğini aşmak amacıyla anatomik örnekler, biyolojik doku örneklerini korumak için geliştirilmiş "plastinasyon" yöntemiyle tıp eğitimine kazandırılıyor.

Ege Üniversitesinde (EÜ), kadavra yetersizliğini aşmak amacıyla anatomik örnekler, biyolojik doku örneklerini korumak için geliştirilmiş "plastinasyon" yöntemiyle tıp eğitimine kazandırılıyor.

EÜ Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bilge, AA muhabirine yapığı açıklamada, tıp eğitiminde kadavranın vazgeçilmez bir eğitim materyali olduğunu belirtti.

Tıp fakültesi öğrencilerinin öncelikle insan bedenini öğrenmesi gerektiğini vurgulayan Bilge, kadavra yetersizliğinin yasal düzenlemelere ve bağış çağrılarına rağmen hala çözülemediğini aktardı.

İthal kadavranın ise maliyetli ve tartışmalı bir konu olduğuna dikkati çeken Bilge, şu bilgileri verdi:

"Yurt dışından kadavra ithal etmek herkesin yapabileceği bir şey değil. Ciddi maliyetlere sebep oluyor, pek çok üniversite bundan faydalanamıyor. Devamlılık sağlanamıyor. Bir süre kullanımın ardından defnetmek gerekiyor, yurt dışından gelen kadavranın defni nereye yapılacak gibi sorunlar söz konusu olabiliyor."

Konuya ilişkin çözüm önerisi bulunduğunu anlatan Bilge, bedenini tıp eğitimi için bağışlayanların sayısının az da olsa yükseldiğini, bağışların kısa vadede kadavra teminine yansımadığı bilgisini verdi.

6 yıl önce başladı

Yasal düzenleme hazırlıkları ve etik tartışmaların yıllardır sürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Bilge, tıp eğitiminde kullanılacak kadavraların saklanması için Ege Üniversitesi'nde bir laboratuvar kurduklarını ve plastinasyon uygulamasına 6 yıl önce geçtiklerini belirtti.

Alman anatomist Gunter von Hagens tarafından 1940'lı yıllarda geliştirilen plastinasyonun bugün dünyanın farklı ülkelerinde kullanıldığına dikkati çeken Bilge, "Doku içindeki su, polimerle değiştiriliyor bu da genelde silikonla oluyor. Bu şekilde dokuları üzerinde uzun süre çalışılabilir duruma getiriyoruz." dedi.

Normalde kadavranın kimyasal bir solüsyon içinde saklandığını, bu solüsyonun da rahatsız edici kokulara ve bazı sağlık sorunlarına neden olabildiğini söyleyen Okan Bilge, plastinasyon sayesinde bu sorunların ortadan kalktığını, plastine edilmiş anatomik örnekler üzerinde tıp öğrencilerinin uzun yıllar çalışabileceğini anlattı.

Plastinasyonun kesin çözüm olamayacağı bilgisini de veren Bilge, "En azından ithal edilen ve ciddi maliyet oluşturan kadavraların daha uygun ve uzun süre kullanılmasını sağlayabilir. İnsan kadavrası pahalı bir şey, ithal edildiğinde fiyatların bin 500-2 bin dolardan başladığını ve 15-20 bin dolara ulaştığını duyuyoruz." ifadesini kullandı.

Kesitsel anatomik örneklerin ve eğitim materyalinin hazırlanması konusunda da yöntemin kolaylıklar sağladığını söyleyen Okan Bilge, plastinasyon uygulamanın "çok da kolay olmadığını" kaydetti.

En küçük bir organın plastine edilmesinin 6 ayı bulduğunu vurgulayan Okan Bilge, maliyetin ise düşük olduğunu aktardı.

Gelişmiş ülkelerde plastinasyonun rutin eğitimin bir parçası olduğunu kaydeden Bilge, aynı yöntemin hayvanlarda da kullanılabildiğini sözlerine ekledi.