Son dönemde adını sıkça duyduğumuz ışık dolgusu gözaltı bölgesi ve çevresindeki hacim kaybı, morluk, kırışıklık gibi sorunlara çözüm getiriyor.
Göz çevresinde oluşan kırışıklıklar, çökme ve morluklar kişinin olduğundan daha yaşlı, yorgun ve üzüntülü görünmesine neden oluyor. Bu bölgedeki yağ dokularının yaşla birlikte hacmini kaybetmesi de bu problemi yaratıyor. Bütün bu sorunların çözümü için ışık dolgusu olarak bilinen gözaltı dolgusu sıkça uygulanıyor.
ALERJİYE NEDEN OLMUYOR
Işık dolgusu ile göz çevresinde ve özellikle alt - iç kısmında (gözyaşı oluğu) dolgunluksağlandığını; çökme, morluk ve kırışıklıkların düzeltilebildiğini hatırlatan Prof. Dr. Atabey, böylece daha dinamik, sağlıklı ve güzel bir yüz ifadesi elde edilebildiğinin altını çiziyor. Gözaltı dolgusu için yüz bölgesi için üretilmiş olan hyalüronik asit (HA) içeren dolgular kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Atabey,
"Ancak gözaltında bu dolguların daha ince ve narin yapıda (akışkanlığı fazla) olan formları kullanılıyor. Bu tip dolgular göz çevresi ince deri tabakalarına daha iyi adapte oluyor. Hyalüronik asit deri içinde doğal olarak bulunan bir madde olduğu için alerji yaratmadan, güvenle uygulanabiliyor" diyor.
ETKİSİ UYGULAMANIN HEMEN ARDINDAN GÖRÜLEBİLİYOR
Gözaltı dolgu uygulamasının anesteziyle birlikte yaklaşık yarım saat süren ağrısız bir uygulama olduğunu belirten Prof. Dr. Atay Atabey, yapılan işlemi kısaca şöyle özetliyor:
"Antiseptik solüsyonla temizlenen bölgeye, anestezik madde enjeksiyonu veya yüzeysel krem uygulanarak lokal anestezi sağlanır. Dolgu enjeksiyonu künt uçlu (keskin olmayan) kanül denilen iğnelerle çok yavaş olarak yapılır. Enjeksiyon sonrası jel kıvamındaki dolgu masajla gözyaşı oluğuna adapte edilerek kontur düzeltilir. Uygulama yapıldıktan hemen sonra dolgunun etkisi görülmeye başlar ve kişi günlük aktivitelerine dönebilir. Ancak ideal sonuç ve dolgunun tam etkinliği için 15-20 gün beklemek gerekir."
DÜZENLİ YAPTIRILDIĞINDA IŞIK DOLGUSUNUN ETKİ SÜRESİ UZUYOR
Işık dolgusunun kalıcılığı, dolguya ve kişi yapısına göre değişmekle birlikte genellikle 8-12 ay kadar sürüyor. Gözaltı bölgesi çok hareketli bir alan olmadığı için kalıcılığın uzun sürdüğünü belirten Prof. Dr. Atay Atabey, düzenli olarak yapılan bu işlemin ise bağ dokusu artışından dolayı süreyi daha da uzattığının altını çiziyor. Işık dolgusunun 18 yaşının üzerinde ve anatomik olarak buna gerçekten ihtiyaç duyan kişilere yapıldığını belirten Prof. Dr. Atabey, gereksiz uygulamaların gözaltında kabarıklık ve kontur bozukluklarına yol açtığını ifade ediyor. Prof. Dr. Atabey, uygulama yapılmaması gereken kişileri ise şöyle sıralıyor:
"Hamile ve emziren annelerde dolgu uygulanmamalıdır. Pıhtılaşma bozukluğu olanlarda, kan sulandıran ilaç kullananlarda, uygulama alanında kanama ve morluk oluşabileceğinden dolgu önerilmez. Aktif enfeksiyonu olan kişilerde, otoimmün hastalıkların aktif döneminde uygulanmamalıdır. Dolgu maddesine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda ve alerjik kişilere de ışık dolgusu yapılmamalıdır."