Dünya basınında, Prens Harry'in travmalarından EMDR terapisi ile yarar gördüğü yer almıştı. Annesinin vefatından sonra Afrika'ya giden Harry, Londra'ya tekrar döndüğünde orayı görünce yaşadığı travmanın tetiklendiğini ve bu durumun giderek zorlaştığını belirtmişti. Harry, son beş yıldır gördüğü EMDR terapisi ile travmalarından kurtulduğunu belirtti. Aydın Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kahraman Güler, "Hayat devam ediyor. Prens de olsanız, en dipteki sosyo ekonomik düzeyden de gelseniz, yaşadığınız kötü olay sizi etkilemeye başladığında kendinizle ve çevrenizle uyum sorunu yaşamaya başlarsınız. Bu durum belki bir süre sonra kendiliğinden atlatılabilir. Fakat bu olumsuzlukla başa çıkamıyor ve zorluk çekiyorsanız psikoterapi desteği almalısınız. İşte Prens Harry'nin kullandığı EMDR terapi modeli bu desteklerden biridir" diye konuştu.
"OLUMSUZ İNANÇLARI POZİTİF İNANÇLA DEĞİŞTİRİYORUZ"
Yaşanılan kötü olaylarla kişilerin kendileriyle ilgili olumsuz inançlar beslediğini ifade eden Dr. Kahraman Güler, bu olumsuzlukların suçluluk, değersizlik, yetersizlik, tehlikede hissetmek gibi durumlar olabileceğini ve bu durumların kişi hayatına olumsuz etkide bulunacağını söyledi.
EMDR terapisinin travma tedavisi, kaygı bozukluğu, kişilik bozukluğu ve bağlanma ve daha başka birçok konularda kullanıldığını belirten Dr. Kahraman Güler, terapiyi şu şekilde açıkladı: "Danışanlar yaşadıkları kötü olaya baktıklarında olumsuz inançları yerine şimdi neye inanmak istiyorlar, onu bulup sistematik olarak duyarsızlaştırmalarını sağlıyoruz. Bu aşamadan sonra kişiler, onu rahatsız eden olay, duygu ve düşüncelere karşı duyarsızlaşmaya başlıyor. Bu sayede beyinde bilgi daha sağlıklı değerlendirilir. Kişi yaşadığı olayı hatırlasa da eskisi kadar bedensel tepki ve olumsuz inançlar göstermez. Bu yöntem sayesinde olumsuz yaşam olaylarından kaynaklanan olumsuz inançları olumlu, pozitif inançla değiştiriyoruz."
EMDR NASIL UYGULANIYOR?
Dr. Kahraman Güler, "Duyusal veriler, travmatik veriler beynin sağında depolanmaktadır. Travmalar genellikle sağ ve sol beyin arasında sağlıklı iletişimi bozar ve olaylar sağlıklı muhakeme edilemez. Böylece kişilerde yaşadığı olayla ilgili görüntü, ses, koku, tat gibi uyaranlarla karşılaştığında bedeninde bazı bilişsel ve duygusal tepkiler ortaya çıkar" dedi. Beynin sol tarafını sağ, sağ tarafını ise solunun yönettiğini ifade eden Dr. Kahraman Güler, "Beyinde bu şekilde çapraz yönetim vardır. EMDR uygulaması ile kişilere kişiye çift yönlü uyarım vererek beyninin iki tarafını da aktif kullanmasını sağlarız. Bunu görsel, işitsel ve dokunsal teknikler olarak uygularız. Fakat en etkili yöntem gözlerle olandır. Burada kişi göz hareketleriyle parmaklarımızı izler. Bu süreçte kişinin bilinci tamamen açık ve her şeyin farkındadır" diye konuştu.
"BU YÖNTEMİN BEDENE KATKISI BÜYÜK"
Travmatik deneyimlerin insan bedenine de yansıdığını vurgulayan Dr. Kahraman Güler, "İnsan bedeni her zaman kayıt tutar. Yaşanılan sıkıntılar ne kadar saklansa da insan bedeninde bir şekilde kendini gösterir. Örneğin; psikosomatik hastalıkları ve varsa kronik hastalığı da artırabilir. Bu yüzden travma çalışmaları kişinin bedensel anlamda rahatlamasına da büyük katkı sağlar" açıklamasında bulundu. Güler, saklamanın anlatmaktan daha çok enerji harcadığını söyleyerek insanlara sıkıntılarını, dertlerini paylaşmaları önerisinde bulunarak, "Olumsuz yaşam olaylarını yenmek mümkün yeter ki doğru yol izleyelim. Unutmayın ki insan bütün acılarından daha büyüktür" dedi.