Göbek bağı geç kesilen bebeklerin bağışıklıkları daha güçlü

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, göbek bağı hızlı kesilen bebeklerin bağışıklıklarının daha zayıf olduğunu, anneden geçen bağışıklık hücrelerinden mahrum kaldıklarını söyledi.

Yazıcıoğlu, "Yapılan son çalışmaların etkisiyle bebek doğduktan sonra en az 1 dakika süreyle göbek bağındaki kan akımı bitene kadar beklemeyi tercih ediyoruz. Göbek bağı geç kesilen bebekler üzerinde yapılan çalışmalarda bağışıklıklarının ve kan değerlerinin daha kuvvetli olduğu görüldü" dedi.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, normal ya da sezaryen doğum ile bebek dünyaya geldikten sonra göbek bağının hemen kesildiğini ve bebeğin anneyle temasının sağlandığını belirtti. Yazıcıoğlu,

"Yeni doğan döneminde kan şekerleri daha çabuk düşüyor; daha çok sararıyorlar ve anemi (kansızlık) sorunu ile daha sık karşılaşıyorlar. Yapılan son çalışmaların etkisiyle bebek doğduktan sonra en az 1 dakika süreyle göbek bağındaki kan akımı bitene kadar beklemeyi tercih ediyoruz. Göbek bağı geç kesilen bebekler üzerinde yapılan çalışmalarda bağışıklıklarının ve kan değerlerinin daha kuvvetli olduğu görüldü" dedi.

'KÖK HÜCRE İLE 80 HASTALIĞIN TEDAVİSİ MÜMKÜN'

Yazıcıoğlu, çocukluk çağı lösemilerinde ve pek çok çocukluk çağı kanser tedavisinde kök hücrelerden faydalanıldığını söyleyerek, mevcut teknoloji sayesinde kök hücre ile yaklaşık 80 civarında hastalığın tedavisini gerçekleştirmenin mümkün olduğunu kaydetti. Özellikle erişkin çağında kalp krizi, inme, Alzheimer rahatsızlıklarının tedavisinde artık kök hücreden yararlanıldığını ifade eden Yazıcıoğlu, kök hücre ihtiyacının ailenin 1'inci veya 2'nci çocuğunda lösemi durumu olduğunda ortaya çıktığını kaydetti.

'KÖK HÜCRE SAKLAMA SÜRESİ 27 YIL'

Yazıcıoğlu, "Kök hücre ihtiyacı söz konusu olduğu için aile hemen yeni bir çocuk dünyaya getirmeye karar veriyor. Mevcut kök hücre bankaları var, ancak bunlarla tam doku uyumu sağlamak mümkün olmuyor. Bu noktada kök hücre bir hazine olarak değerlendirilebilir. Eğer lösemiye yakalanan çocuk daha önce kök hücre saklanmış olsaydı, belki başka bir vericiye ihtiyaç duymadan tedavi edilebilecek noktadaydı. İşte bu nedenle özellikle çocukluk çağı kanserlerini de çok sık gördüğümüzü göz önünde bulundurursak, kök hücrenin bir servet olarak değerlendirilmesini ailelere öneriyorum. Mutlaka kök hücre ile ilgili detaylı bilgiler almalarını, kök hücrenin saklanmasının ülkemizde mümkün olduğunu, saklama sürelerinin 27 yıl kadar uzun süreler olduğunu bilmekte fayda var. Kök hücre oldukça kıymetli bir şeydir. Sonuçta bebek doğduktan sonra çöpe giden kıymetli bir hazinedir. Doğum yapacak ailelere tavsiye diyoruz."

'KORDON KANININ SAKLANMASI ÖNEM TAŞIYOR'

Yazıcıoğlu, özellikle kemik iliğinde ve diş kökünde kök hücre olduğunu; ancak kalite açısından yeni doğan bebekteki kök hücre kadar kaliteli olmadığını ifade etti. Yazıcıoğlu, "Bu nedenle yeni doğan bebeğin kök hücresi yani göbek bağındaki kordon kanının saklanması aileler açısından büyük önem taşıyor. Ailelere bu noktada önemli vazife düşüyor. Her anne adayı bu bilgiye her zaman ulaşamayabilir. Günlük hayatımızda çok sık karşılaştığımız bir şey değil; ama mutlaka doktorlar anne adaylarını bu konuda bilinçlendirmeliler. Gebelik eğitimlerinde bu konuya daha sık yer verildiğini görüyorum. Anne adayları mutlaka kök hücre ve kordon kanıyla ilgili detaylı bilgi almalılar" diye konuştu.

 

 

 

İlgili Sağlık Konuları