SİNAN ÖZMÜŞ - Viral Hepatitle Savaşım Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Rahmet Güner, gebelerin Hepatit B testi yaptırmasının önemini vurgulayarak, "Anne adayının Hepatit B ile enfekte olduğunu bilirsek, doğumun son 3 ayına kadar ilaç vererek virüs yükünü azaltıp, bebeği daha güvenli koşullarda doğuma hazırlayabiliyoruz." dedi.
Prof. Dr. Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hepatit B hastalığında Türkiye'nin, yeni doğandan itibaren bulaşımın başladığı bir bölgede olduğunu belirtti.
Hastalığın görülme sıklığında Türkiye'de bölgeler arasında farklılıklar bulunduğunu vurgulayan Güner, hastalığın görülme sıklığının, doğuya gittikçe arttığını söyledi.
Hastalığın önüne geçmek için aşı çalışmalarının yanı sıra halkın bilinçlenmesinin çok önemli olduğunu ifade eden Güner, gebeler, ailesinde hepatit olanlar, kan nakli yaptıranlar, cerrahi müdahaleye maruz kalanlar, tekrarlayan diş tedavisi görenler, dövme yaptıranlar ve damar için ilaç kullananların mutlaka hastalık yönünden taranması gerektiğini dile getirdi.
"Hepatit B aşısı bebeğe doğar doğmaz yapılıyor"
Taramaların, henüz hastalığın farkında olmayanların tespiti ve bir an önce tedaviye başlanması açısından önemine değinen Güner, özellikle gebelerin, hepatit mikrobu taşıyıp taşımadıklarına ilişkin test yaptırması gerektiğini bildirdi.
Annede Hepatit B virüs mikrobunun çok yüksek bulunması durumunda, bebeğe doğum sırasında ve ondan sonraki yakın ilişkili döneminde bulaşımın söz konusu olabildiğini anlatan Güner, şöyle konuştu:
"Bunu engellemek için Hepatit B aşısı bebeğe doğar doğmaz yapılıyor. Ama bu annedeki virüs düzeyine bağlı olarak yüzde 100 koruyucu olmayabiliyor. Fakat anne adayının Hepatit B ile enfekte olduğunu bilirsek, doğumun son 3 ayına kadar ilaç vererek virüs yükünü azaltıp, bebeği daha güvenli koşullarda doğuma hazırlayabiliyoruz. Ayrıca doğum sırasında ve doğum sonrası dönemde Hepatit B mikrobuna maruz kalmış bir annenin hastalığının ilerleme riski var. Onun için yakın takip gerekiyor. Kısacası hem annenin sağlığı hem doğacak yeni bebeğin sağlıklı şekilde hayata başlaması için öncesinde hastalığın bilinir olması son derece değerli."
"Yüzde 100'e varan tedavi imkanı"
Hepatit A, B ve C açısından dünyanın oldukça yol katettiğini belirten Güner, A ve B aşılarının uygulaması ile temininde Türkiye'de sıkıntı yaşanmadığını söyledi.
Hepatit C hastalarına ise standart olarak haftada bir iğne ve her gün alınan hap tedavisini 48 hafta uyguladıklarını dile getiren Güner, bu yöntemin pek çok yan etkileri ve uygulanamadığı hasta grupları bulunduğunu bildirdi.
Standart uygulamada başarı oranının ancak yüzde 50 olduğuna dikkati çeken Güner, şunları kaydetti:
"Dünyada kullanımda olan yeni ilaçlarla, tamamıyla hap tedavisiyle, Hepatit C'nin bazı hasta gruplarında 3 ay, bazılarında 6 ay, tedaviyi hiç almamış hasta gruplarında ise 8 haftada, yüzde 100'e varan oranlarda tedavi olabilme şansı yakalanmış durumda. Bizim hastalarımızın da bir an önce bu tedavilere ulaşma şansının olması gerekiyor. Ama bu tedavilerin maliyeti oldukça yüksek. Bir an önce geri ödeme kurumlarının bu tedavileri hastalarımıza verebilmesi için devlet desteğine ihtiyacımız var."