Erkeklerin muayene konusunda bilinçsiz olduklarını belirten Memorial Şişli Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam,"Erkekler meme ciltleri çok düşük volümlü olduğundan meme tümörünü saptayamıyor, ciltte çıkan yara, ağrılı ya da ağrısız kitleleri önemsemiyor. Erkeklerdeki meme kanseri maalesef daha ileri evrede karşımıza çıkıyor" dedi.
Meme kanseri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınlar arasında en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Kadınların meme kanseri konusunda artık daha bilinçli olduğunu anlatan Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, "40 yaş ve sonrasındaki mamografi ve ultrason kontrolleriyle erken dönemdeki meme tümörlerini yakalamak mümkün olabiliyor.
Meme tümörü 8 kadından birinde görülüyor ama ölümcül oranı en yüksek olan tümör değil. Bunun sebebi de kadınların 40 yaş ve sonrasında mamografi ve ultrason çektirmeleri ve özellikle kendi kendilerini de muayene edip bu konuda farkındalıklarının yüksek olması" diye konuştu.
ERKEKLERDE İLERİ EVREDE KARŞIMIZA ÇIKIYOR
Sağlık Bakanlığı'nın pek çok merkezde mamografi ve ultrason çekimi yaptığını belirten Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, kadınların en yakın sağlık merkezine başvurmaları gerektiğini söyledi. 100 erkekten 1'ini etkileyen tümörün daha ileri evrelerde teşhis edildiğini ifade eden Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, "En büyük sıkıntı erkeklerde farkındalığın olmaması. Çünkü 100 meme kanserinden 1'i de erkek meme tümörü. Fakat erkekler meme ciltleri çok düşük volümlü olduğundan meme tümörünü saptayamıyor. Ciltte çıkan yara, ağrılı ya da ağrısız kitleleri önemsemiyor, doktora gitmiyor. Erkeklerdeki meme kanseri maalesef daha ileri evrede karşımıza çıkıyor" dedi.
AYNA KARŞISINDA MUAYENE ŞART
Erkeklerin muayene yöntemlerinin kadınlarla aynı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sağlam, "Erkekler memede bir kitle varlığını çok daha kolay tespit edebilir. Ama düzenli muayene etmek gerekiyor. Kendi kendilerini muayene ettiklerinde onlar da fark edeceklerdir. Kadınların en büyük şansı ayna karşısından kendi kendilerini muayene edebiliyor. Özellikle elleri ile meme dokusu ve arka taraftaki göğüs duvarını sıkıştırarak saat yönü ya da tersine meme kuyruğuna doğru koltuk altına doğru tüm alanları muayene ederek ellerine herhangi bir kitle gelip gelmediğini anlayabiliyor. Erkeklerde böyle bir farkındalık yok. Oysaki erkeklerde de meme tümörü görülebilir kanserlerden bir tanesi" uyarısında bulundu.
MEME KORUYUCU CERRAHİLERLE BAŞARI ORANI YÜZDE 80
Hastalığın tedavisinde son yıllarda meme koruyucu cerrahilerin ön planda olduğunu anlatan Prof. Dr. Sağlam,"Meme kanserinde ilk zamanlarda memenin tamamının alındığı cerrahi yöntemler vardı. Hatta daha önceki dönemlerde meme dokusu ardındaki kas dokusu da alınıyordu ve koltuk altı tamamen kazınıyordu. Dolayısıyla hasta hastalıktan kurtuluyor ama ciltte bir kol ödemi ve kötü sonuçlarla karşılaşıyordu. Ama günümüzde yüzde 80'lere varan oranda artık meme koruyucu cerrahi yapılıyor. Yani meme dokusunun sadece tümörlü olan kısmı sınırlarla alınarak koltuk altı kazınmadan tanı konulabiliyor. Bunun üzerine radyasyon tedavisi mümkün ardından iyi bir kozmetik sonuçla iyi bir tedavi elde ediliyor" ifadelerini kullandı.
RADYOTERAPİ HASTALIĞIN YAYILMASINI ENGELLİYOR
Meme koruyucu cerrahi sonrası radyoterapinin şart olduğunu belirten Sağlam, ameliyat sonrası süreci şöyle anlattı:
"Meme dokusunun sadece tümörlü kısmı alındığından o bölgedeki lokal kontrolü artırmak için radyoterapi gerekiyor. Yapılan radyoterapiler sonrası kol ödemi riski olmuyor. Meme radyoterapileri de uzun dönemden ziyade iyi biyolojik faktörlü hastalarda daha kısa dönemde de yapılabilir hale geldi. Radyasyon onkolojisindeki gelişmeler sonrasında artık 2 değil 3-4 boyutlu tedaviler ile cildi koruyabiliyoruz. Cilt yanıkları olmadan tedavi mümkün oluyor. Radyoterapi sonrası da hastalığın lokal kontrolü yüzde 90'ların üzerine çıkıyor. Radyoterapi aynı zamanda hastalığın başka organlara yayılmasını da önlemiş oluyor."
AİLESİNDE KANSER ÖYKÜSÜ OLANLAR DİKKAT
Ailesinde kanser öyküsü olanların 40 yaş öncesinden itibaren gerekli muayeneleri yaptırmaları uyarısında bulunan Sağlam, "Meme kanserinde önemli olan östrojene maruz kalınan süre. Yani erken adet görmek, geç menopoza girmek. 30 yaşından önce doğurmak iyi bir faktör, emzirmek sağlık açısından olumlu. Emzirme konusunda bilinçlenmek gerekir. Yağlı beslenme ve hazır gıdalarla beslenmeden uzak durmak gerekiyor. Egzersiz hayatımızda devamlı olmalı. Ailesinde kanser öyküsü olan kişiler 40 yaş öncesi muayenelerini yaptırmalı. 40 yaşına gelen her kadın 3 ve 6 aylık periyotla mamografi çektirmeli. Evde aylık muayeneler yapılmalı" diye konuştu.