Cinel, "Ülkemizde halen ICD dediğimiz Uluslararası Hastalık Sınıflandırması kodlamasında sepsisin adı yok. Halen septisemi diye geçiyor. Oysa septisemi ile sepsis aynı şey değil. Bunun acilen düzeltilmesi gerekiyor" dedi.
Vücudun enfeksiyonla savaşırken bağışıklık sisteminin organlarda hasara neden olmasıyla ortaya çıkan bir hastalık olan sepsisin en önemli belirtileri, 38 derece üzeri ateş ya da 36 dereceden düşük vücut ısısı, nabzın 90'ın üzerinde seyretmesi ve solunumun dakikada 20'den fazla olması.
Yoğun bakım hastalarında daha sık görülen sepsis, uygun hijyenik önlemler alınmadığı taktirde hasta ile temas edenlerde dahi risk yaratıyor.
Sepsisin tıbbi acil bir durum ve önlenebilir bir ölüm nedeni olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, "Sepsise karşı eylem planlarının organize edilebilmesi için hastalığın doğru tanımlanması ve istatistiklerinin tutulabilmesi lazım. Ancak ülkemizde halen ICD dediğimiz Uluslararası Hastalık Sınıflandırması kodlamasında sepsisin adı yok. Halen septisemi diye geçiyor. Oysa septisemi ile sepsis aynı şey değil. Bunun acilen düzeltilmesi gerekiyor" dedi.
'SEPSİSE BAĞLI ÖLÜMLER TÜRKİYE'DE YÜZDE 40 DAHA FAZLA'
Dünyada her yıl milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği sepsis nedeniyle ölümlerin, Türkiye'de, yüzde 30 yüzde 40 daha fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İsmail Cinel, 13 Eylül Dünya Sepsis Günü dolayısıyla hastalıkla ilgili önemli bilgiler verip, şöyle konuştu:
"Örneğin yoğun bakımda bir yakınınızı ziyaret ettiniz ve hastada sepsis var. Ona dokundunuz ve elinizi yıkamadan burnunuza götürdünüz. O an, siz de artık bir taşıyıcısınız. Bu temasla normalde kendinizde olmayan daha güçlü mikropları vücudunuza almış oluyorsunuz. Taşıyıcı durumdayken örneğin herhangi bir trafik kazası geçirseniz ya da kanser tedavisi görmeye başlasanız, yüzde 99 siz de sepsise yakalanacaksınız. veya bağışıklığı zayıf yaşlı birini, bir yenidoğan bebeği, bir kanser hastasını ziyaret edip onunla temas ederseniz onun hayatını da tehlikeye atmış oluyorsunuz. Sepsis, ölüme giden son ortak yoldur. Ciddi bir halk sağlığı problemidir."
'TEŞHİSTE BİR SAATLİK GECİKME ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 8 ARTIRIYOR'
Sepsisin teşhis ve tedavisinde zamanla yarışıldığını vurgulayan Prof. Dr. Cinel, "Bu konuda büyük merkezlerin laboratuvarlarının da aynı merkez içinde olması büyük önem taşıyor. Çünkü hastada sepsis belirtileri varsa, teşhiste geciktiğiniz her bir saat, ölüm riskini yüzde 8 artırıyor. Hastanın tedavisi için uygun antibiyotiklere bir an önce başlanması hayati önem taşıyor. Laboratuvarlar hastane dışı merkezde olduğunda numunelerin gidip test sonuçlarının hastaneye ulaştırılması zaman kaybına neden olabiliyor. Ayrıca hızlı teşhis konulabilmesi için sağlık çalışanlarının da semptomlar hakkında çok dikkatli ve uyanık olması gerekiyor" diye konuştu.
'YATAKLARI GERÇEK YOĞUN BAKIM HASTALARI KULLANAMIYOR'
Yoğun Bakım Üniteleri'nin sepsis açısından en riskli alanlar olduğuna değinen Prof. Dr. İsmail Cinel, "Yoğun Bakım Ünitesi'nin standartlarının denetimle korunması gerekli. Kaç yatağa kaç hemşire düşüyor? Bunlar sepsis görülme sıklığını direkt etkiliyor. Yoğun Bakım Üniteleri'nin akılcı kullanımı da öyle. Örneğin gerçek yoğun bakım hastası yer bulamazken, burada yatmaması gereken, servise alınması veya tam iyileşme ihtimali olmadığı için palyatif ünitede takip edilmesi gereken bir hasta burada kalmaya devam ediyor. Bu da servis yataklarının doğru kullanılamamasıyla alakalı. Servis yataklarının önceliği poliklinikten gelen, planlı ameliyatı olan, aciliyet teşkil etmeyen hastalar için değil. Yoğun bakım çıkışlı hastalarındır" dedi.
FARKINDALIK OLUŞTURMAK İÇİN UÇAKLARDA VE TRİBÜNLERDE SEPSİS MESAJI
Sadece el yıkamayla bile sepsisin önüne geçilebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Cinel, Türkiye'de bu alışkanlığın yaygınlaşması gerektiğini belirterek konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sadece sağlık otoriteleri değil, yerel yönetimler, Milli Eğitim Bakanlığı hatta Milli Savunma Bakanlığı dahil hep beraber iş birliği içinde olmalıyız. Okullarda çocuklara, orduda askerlere, toplu taşıma araçlarında sürücülere, kısaca vatandaşa el hijyeninin önemini en doğru şekilde anlatmalıyız. Sepsiste hastalığın olması başka bir şey, taşıyıcı olmak başka bir şey. Taşıyıcı olduğunuzda her an risk altındasınız ve çevrenizi de riske sokuyorsunuz. Biz Türk Yoğun Bakım Derneği olarak 8 farklı uzmanlık derneği ile birlikte 13 Eylül Dünya Sepsis Günü'ne yönelik kampanyalarımızda halkın dikkatini bu konuya çekmek istiyoruz. En sık görülen ama en az bilinen sepsis ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla TFF ile yapılan anlaşma sonucu 13 Eylül ve haftasını takip eden tüm birinci lig maçlarında futbolcular sahaya 22 metrelik sepsis farkındalık ve önlemenin ilk adımı el yıkama ile ilgili bilgilendirici pankartla çıkacaklar. Ayrıca hava yolu şirketi ile yaptığımız iş birliği ile de 13 Eylül'deki tüm uçuşlarda kaptan pilotlar anonslarında sepsisle ilgili kısa bilgi geçecek, önlemek için ilk adım olan el yıkamanın önemine vurgu yapan bir metin paylaşılacak."