Dünyada bir ilk!
Skovronsky, hastalar hayattayken yaptığı beyin taramalarını ölümlerinin ardından otopsi sonuçlarıyla karşılaştırdı. Aldığı olumlu sonuçlara rağmen çalışmaları bilim çevreleri tarafından yetersiz ve etik dışı bulunan Skovronsky, geçtiğimiz 14 Mayıs tarihinde aldığı bir e-posta ile çabalarının karşılığını aldı. Test sonuçlarının yer aldığı e-postada, Skovronsky ve ekibinin geliştirdiği tarama yönteminin Alzheimer hastalığını, hasta henüz hayattayken kesin olarak belgeleyebildiği yazılıydı. Bu konudaki araştırmaların yaklaşık 20 yıldır devam ediyor olması sebebiyle, bu e-posta bilim dünyası için büyük önem taşıyordu.
ABD’deki Pittsburg Üniversitesi’nden Chester Mathis ve William Klunk da, yıllarca süren araştırmaları sonucu 2002 yılında bir hastanın beyninde Alzheimer’ın neden olduğu “plaklar”ı görüntülemeyi başarmıştı. Ancak deneylerde kullandıkları mürekkebin etkisini 20 dakika içinde kaybetmesi nedeniyle yöntemin güvenilirliği bilim çevrelerince sorgulanmış ve yetersiz bulunmuştu. Mathis ve Klunk’ın ardından Skovronsky’nin buluşu, bilim açısından büyük önem taşıyordu.
Skovronsky ve ekibi, mürekkebin silinmesi sorununu, kanser taramalarında rutin olarak kullanılan “Fluorine 18” maddesini mürekkebe katarak çözdü. Böylece güvenilir bir biçimde Alzheimer’ın neden olduğu “beyin plakları”nı görüntülemeyi başardı. Alzheimer’ın kesin kanıtı olarak kabul edilen beyin plakları, hasta kişilerde çok yoğun olarak görülürken, sağlıklı beyinlerde görülmüyor.
Plakların Alzheimer ile olan bağlantısı uzun zamandır biliniyordu. Ancak bu yeni görüntüleme tekniği ile hastaya, henüz Alzheimer belirtilerini yaşamaya başlamadan teşhis konulabilecek. Bu da erken tedaviyi mümkün kılacak. Yeni tanı yöntemi, geçtiğimiz günlerde ABD’nin Hawaii Eyaleti’nde yapılan Uluslararası Alzheimer Konferansı’nda tartışmaya açıldı.
Bilim adamları, yeni tanı yöntemi sayesinde semptomlar henüz oluşmadan hastalığın tedavisine başlamanın mümkün olacağını söylediler.
Gazete Habertürk