Çocuklarda yüksekten düşme olaylarına dikkat çeken uzmanlar uyarıyor

Psikolojik Danışman, Rehberlik Uzmanı ve Oyun Terapisti Betül Bostan, son dönemde çocuklarda görülen yüksekten düşme olaylarıyla ilgili olarak, 'Yüksekten atlamaları daha çok 2-7 yaş arasındaki dönemde görüyoruz. Bu dönemdeki çocuklar, gerçek ve hayal arasındaki bağlantıyı kuramazlar ve izledikleri şeyin gerçekliğine inanırlar. Mümkün olduğunca çocukları, süper güçler, büyüler, sihirler, gerçeklikten uzak olan, hayal ürünü karakterlerden olabildiğince uzak tutmamız gerekiyor' dedi.

PSİKOLOJİK Danışman, Rehberlik Uzmanı ve Oyun Terapisti Betül Bostan, son dönemde çocuklarda görülen yüksekten düşme olaylarıyla ilgili olarak, "Yüksekten atlamaları daha çok 2-7 yaş arasındaki dönemde görüyoruz. Bu dönemdeki çocuklar, gerçek ve hayal arasındaki bağlantıyı kuramazlar ve izledikleri şeyin gerçekliğine inanırlar. Mümkün olduğunca çocukları, süper güçler, büyüler, sihirler, gerçeklikten uzak olan, hayal ürünü karakterlerden olabildiğince uzak tutmamız gerekiyor" dedi.

Son dönemlerde çocuklarda, ekrana bağlı olarak yaşanan yüksekten atlamaların çoğalması sebebiyle Psikolojik Danışman, Rehberlik Uzmanı ve Oyun Terapisti Betül Bostan ailelere tavsiyelerde bulundu. Çocukların cansız nesneleri canlı varlıklar gibi algıladıklarını belirten Bostan, "Yüksekten atlamaları biz daha çok 2-7 yaş arasındaki işlem öncesi dönemde görüyoruz. İşlem öncesi dönemde çocuklar bazı ayrımları yapabilir ve kategorize edebilirler. Nesneleri birbirinden ayırabilirler ama aralarındaki bağlantıyı çözümleyemezler. Bu dönemdeki çocuklar gerçek ve hayal arasındaki bağlantıyı kuramazlar ve izledikleri şeyin gerçekliğine inanırlar. Çocuklarda canlandırmacılık, ben merkezlilik gibi bazı durumları gözlemleriz. Canlandırmacılık da çocuklar, aslında gerçekte olmayan cansız nesneleri canlı varlıklar gibi algılayabiliyorlar. Burada aslında izledikleri çizgi filmlerde, karakterleri gerçekmiş gibi algılamalarının sebebi bu. Kendilerinin de televizyona, ekrana ya da bu tarz çizgi filmlere uzun süre maruz kaldıklarında da genelde bunları gerçekleştirebileceklerine inanıyorlar. Çünkü aynı zamanda benmerkezci dünyadalar ve kendilerinin doğruları söz konusu kendi dünyalarında" diye konuştu.

'ÇOCUKLARI SINIRLAMAMIZ BİZİM İÇİN ÇOK DAHA DOĞRU OLUR'

Ailelerin, çocukları ekran süresi konusunda sınırlandırması gerektiğini belirten Bostan, "Geçenlerde kendini spiderman zannedip 5'inci kattan atlayan bir çocuğumuzun olduğunu hatırlıyorum. Bu tarz durumlarda uzun süre bir maruziyet söz konusu olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz çocuklarda genelde sınırlamaya dikkat çekeriz. 0-2 yaş döneminde kesinlikle olmaması gereken ekran süresi 2 yaştan sonra, yaş çarpı 10 dakika olarak sınırlandırılabilir. Yani 2 yaşındaki bir çocuğun gün boyunca ekrana sadece 20 dakika maruz kalması, ya da 5 yaşındaki bir çocuğun ekrana en fazla 50 dakika maruz kalması gibi. Bu şekilde sınırladığımız zaman çocuklarda daha oturaklı bir dünya gözlemliyoruz. Çocukları sınırlamamız bizim için çok daha doğru olur. Bu durumun, denetimli ve korunaklı bir şekilde takibini yaparsak doğru sonuçlar alırız. Çünkü ruh sağlığı yerinde olan çocuklar sağlıklı bir toplumun hem öncüsüdür hem de geleceğimizi şekillendirir" ifadelerini kullandı.

'ÇOCUKLAR DÜNYAYI BİZİM ALGILADIĞIMIZ GİBİ ALGILAYAMIYOR'

Anne ve babalara tavsiyelerde bulunan Bostan, "Mümkün olduğunca çocuklarınızın izlediği filmleri, karakterleri ve çizgi filmleri analiz edin. Önce kendiniz izleyin. İzlenen filmin çocuğunuzun yaşına uygun olmasına dikkat edin. Çünkü çocuklar, dünyayı bizim algıladığımız gibi algılayamıyor. Çocukların maruz kaldığı şeyler, onlarda bir ağırlık, bir yük oluşturuyor. Mümkün olduğunca çocukları, süper güçler, büyüler, sihirler, gerçeklikten uzak olan, hayal ürünü karakterlerden olabildiğince uzak tutmamız gerekiyor. Çocukları denetimsiz bir şekilde televizyonun, ekranın başına oturtmak hiçbirimizin isteyeceği sonuçlar doğurmaz. Genelde de bu tarz yanlış durumlarla sonuçlanır" dedi.

'KANEPEDEN ATLAMAK İSTİYORSA BIRAKIN ATLASIN'

Çocukların kısıtlanmaması gerektiğini belirten Betül Bostan şöyle konuştu:

"Çocukları bir şeylerden esirgedikçe uzaklaştırdıkça, 'yapma, etme' dedikçe onu yapma isteği daha da artar. Bunu sizden gizli olarak yapmak isterler. Bu yüzden olabildiğince bazı şeylere müsaade etmemiz gerekiyor. Diyelim ki, kanepeden atlamak istiyor. Bırakın atlasın. Yani o enerjiyi o şekilde atsın. Ama bunu başka türlü canlandırmaya çalışırsa orada işte istemediğimiz sonuçlarla karşılaşırız. Çocuk güvenlik kitlerini kullanarak evinizde bu tarz durumların önlemini alabilirsiniz. Pencerelere ve kapılara takılan güvenlik kitlerinden ve aynı zamanda, demir parmaklıklar vesaire gibi bu tarz durumlarla da çocuklarımızın ekstra olarak daha güvenliğini sağlayabiliriz."