Bugün Dünya Çocuk Günü

Okulda Diyabet Programı dünya çocuk günü'nde çocuklarda diyabete dikkat çekiyor

5 Ekim Dünya Çocuk Günü'nde, Ulusal Diyabet Kontrol Programı çerçevesinde, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği tarafından Sanofi Türkiye'nin koşulsuz desteğiyle yürütülen "Okulda Diyabet Programı" kapsamında, diyabet belirtisi olan çocuklarda erken tanının ve diyabet tanısı konmuş çocukların yaşam kalitelerini artırmak için öğretmen ve aileler arasındaki yakın işbirliğinin önemi vurgulanıyor.

5 Ekim 2015 - İstanbul – Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, yetişkinlerde daha sık görüldüğü için, daha çok yetişkinlerin hastalığı olarak biliniyor. Oysa bebeklik döneminden itibaren, ama ağırlıklı olarak ergenlik döneminde çocuklarda da şeker hastalığı görülüyor. Çocuklarda görülen şeker hastalığı vakalarının tamamına yakını, Tip 1 diyabet türünde. Tip 1 diyabetin en önemli özelliği ise kronik (ömür boyu süren) bir hastalık olması.


Okulda Diyabet Programı Türkiye'de 60 bin okulda 7,5 milyon öğrenciye ulaştı

Çocuklarda diyabetin erken teşhis edilmesi ve çocukluk çağı diyabeti konusunda farkındalık yaratılması amacıyla 2010 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği tarafından Sanofi Türkiye'nin koşulsuz desteğiyle yürütülen "Okulda Diyabet Programı" bu açıdan Türkiye'de bir ilk. Program kapsamında, diyabetli çocukların yaşam kalitesini yükseltme konusunda 5 yılda önemli ve somut adımlar atılmıştır. Düzenlenen eğitimlerle öğretmen ve veliler diyabet belirtisi taşıyan çocukları teşhis ve tedaviye yönlendirirken, çocuklarda obezite ve sağlıklı beslenmenin önemi konusunda da güçlü bir farkındalık oluşturulmuştur. Proje kapsamında bugüne dek ülke çapında 60 bin okula, 7,5 milyon öğrenciye, 585 bin öğretmene ve 580 bin veliye ulaşılmıştır..

5 Ekim Dünya Çocuk Günü'nde, 'Okulda Diyabet Programı' Proje Koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Hatun, diyabet belirtisi olan çocukların fark edilmesi ve bu çocuklarda erken tanı konmasının önemine dikkat çekiyor. Aynı zamanda diyabet tanısı konmuş çocukların okul yaşamı boyunca tedavilerinin desteklenmesi ve yaşam kalitelerinin artırılması için öğretmenler ve aileler arasındaki yakın işbirliğinin gerekliliğine vurgu yapıyor.


Türkiye'de yaklaşık 17-18 bin Tip 1 diyabetli çocuk var

Okulda Diyabet Programı Proje Koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Hatun, diyabetin çocukluk çağında görülen kronik hastalıkların başında geldiğini ve kontrol edilmemesi durumunda, erken yaşlarda böbrek yetmezliği, görme kaybı, sinir hücrelerinde zedelenme, erken kalp ve damar hastalıkları gibi birçok komplikasyona yol açabileceğini belirterek, "Ülkemizde 17-18 bin civarında Tip 1 diyabetli çocuk olduğu tahmin ediliyor. Bu hastalıkla ilgili hem farkındalık düzeyi düşük hem de diyabet tanısı konan çocuklar okul hayatları boyunca pek çok zorlukla karşılaşabiliyorlar" diye konuştu.

Diyabet tanısı geciktiği takdirde çocukların ağır bir tabloyla hastaneye yatabildiklerini belirten Prof. Dr. Şükrü Hatun sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocuklarda diyabetten şüpheleniliyorsa hemen bir hekime başvurulması gerekiyor. Uygun tedaviyle Tip 1 diyabetli çocuklar normal bir yaşam sürebilirler ve diyabetle arkadaş olarak hayatlarına devam edebilirler. Ancak bu noktada öğretmenler ve aileler arasındaki yakın işbirliği çocukların okul yaşamı boyunca tedavilerinin başarıyla sürdürülmesi, sağlıklarının korunması ve okuldaki hayat kalitelerinin sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Diyabetli çocuklara bakımları konusunda destek olunması, ihtiyaçları olan malzemelere erişimin kolaylaştırılması, beslenmelerine dikkat edilmesi, ara öğünlerin zamanında alınmasının sağlanması ve eğitimlerine devam edebilmeleri için gerekli desteğin verilmesi gibi konularda aileler kadar öğretmenlerin de yardımına ihtiyaç duyuluyor. Okulda Diyabet Programı ile ülkemizin farklı yerlerinde diyabet tanısı alan çocukların ellerinden tutan, öğrencilerine gösterdikleri şefkat, anlayış ve destek ile hem çocukların hem de ailelerinin hayatlarında kalıcı etkiler bırakan ve hastalığın zamanında fark edilmesinde katkıları olan öğretmenlerimize çok şey borçluyuz. Değerli öğretmenlerimizin de desteğiyle okullarda diyabet ve obezite ile mücadeleye tüm gücümüzle devam ediyoruz."