Boyun Kaynaklı Baş Ağrısı Nedir?
Sanılanın aksine baş ağrıları her zaman beyinden ya da baştaki diğer yapıların rahatsızlıklarından kaynaklanmaz. Baş ağrısının boyundan da kaynaklanabileceği uzun süre düşünülmüş ve 1983 yılında Uluslararası Baş Ağrısı Derneği tarafından “Boyun kaynaklı baş ağrısı” tanımı yapılmıştır. Bu ağrı tipinde, boyunda yer alan çeşitli yapılardaki bozukluklar baş ağrısına neden olurlar.
Nedir Bu Yapılar?
Boyun bölgesindeki kaslar, boyun omurları, omurlar arasında yer alan disk adlı yastıkçıklar, boynun hareketinde önemli rolü olan faset eklemler; kısacası boyunda yer alan tüm yapılar, boyun kaynaklı baş ağrısının kökeninde yer alabiliyor. Kasların aşırı kasılması, omurlarda ve disklerde oluşan bozulmalar, disklerde oluşan fıtıklaşmalar, yani boyun fıtıkları ve eklem kireçlenmeleri bu ağrılara yol açar.
Boyun Kaynaklı Baş Ağrısı Genellikle Kimlerde Görülür?
Vücudumuzun boyun bölümü, başın ağırlığını taşıyan ve aynı zamanda vücudumuzun en çok hareket eden bölümüdür. Bu nedenle dış etkenlerin zararlı etkilerine çok açık olduğundan boyun kaynaklı baş ağrısı, her yaşta ve her iki cinste de görülebilir. Özellikle daha önce trafik kazası geçirmiş olan hastaları, bu açıdan çok dikkatli bir şekilde değerlendirmek gerekir.
Trafik kazasından yıllar sonra bile baş ağrısı ortaya çıkabilmektedir. Bu kaza çok büyük boyutta bir trafik kazası olmasa da başın öne ve arkaya doğru kamçı hareketi yapması boyunda mikro travmalar yaratıp zaman içinde ağrı ortaya çıkabilir.
Ayrıca yaşlanmayla birlikte boyunda yer alan kemik ve eklemlerde ortaya çıkan kireçlenmeler, boyun kaynaklı baş ağrısına davetiye çıkarır. Bunların yanında çeşitli romatolojik hastalıklara bağlı olarak da boyun eklemlerinde sorunlar ortaya çıkıp baş ağrısı şeklinde kendini gösterebilir. Ayrıca bu hastalarımızın bir kısmında geçmişte sert spor yapma öyküsüne de rastlanabilir.
Belirtileri Nelerdir?
Ağrı başın arka tarafından ve enseden başlar, yukarı doğru yayılır. Bazen göz çevresine dek yayıldığı olsa da bu durum nadiren görülür.
Genellikle tek taraflıdır. Ancak bazen sağ bazen de solda olmak üzere taraf değiştirebilir. Ağrı sıkıştırma veya zonklama karakterinde olmayıp, genellikle enseden başlayıp yukarı çıkan bir kasılma şeklinde tarif edilir. Işığa ve sese hassasiyet genellikle yoktur. Beraberinde bulantı ya da kusma görülebilir. Bulantı veya kusmayla birlikte olduğunda kolaylıkla migrenle karıştırılabilir.
Ne yazık ki pek çok baş ağrısı tipinde olduğu gibi, boyun kaynaklı baş ağrısı hastaları da yanlışlıkla migrenli muamelesi görmüş ve kendilerine migren tedavisi uygulanmıştır.
Tanı Nasıl Konulur?
Boyun kaynaklı baş ağrısının tanısı için tüm baş ağrılarında olduğu gibi, öncelikle hastanın şikayetlerini ayrıntılı bir şekilde dinlemek gerekir. Ağrının yeri, sıklığı, yayılımı, şiddeti ve diğer özellikleri sorgulanır. Fiziki muayene önemli ipuçları verir. Ayrıca boynun radyolojik görüntüleme yöntemleri ile incelenmesi altta yatan rahatsızlığı ortaya çıkarabilir. Boyun MR incelemesi ile boyun fıtığı, boyun omurlarının tomografik incelemesi ile de faset eklemlerdeki bozulmalar, kireçlenmeler görülebilir.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Boyun kaynaklı baş ağrısı hastaları, ağrı polikliniğine başvurduktan sonra genellikle pek çok ağrı kesici ilacı denerler. Ancak bu ağrılar, ağrı kesici ilaçlara iyi yanıt vermediğinden sona ermez. Fizyoterapinin boyun hareketlerinin rahatlamasını sağlayarak ve boyundaki kas kasılmalarını gidererek fayda sağladığı bilinmektedir.
En etkili tedavi yöntemi ise boyunda yer alan ve ağrıyı ileten sinirlerin radyofrekans termokoagülasyon yöntemiyle bloke edilmesidir. Bunların içinde en belirgin olanı da boyun hareketlerini sağlayan ve omurganın arka bölümünde her iki yanda üst üste dizilmiş halde, boyun omurları arasında yer alan faset eklemler dediğimiz eklemlerin sinirleridir.
Bu İşlem Genellikle Kaç Seans Olarak Uygulanıyor?
Blokaj işlemi seanslar boyunca uygulanmayıp bir kez yapılan bir işlemdir. İşlem, özel bir bilgisayar destekli görüntüleme yöntemi eşliğinde yapılır. Hasta işlem sırasında herhangi bir ağrı veya rahatsızlık duymaması için hafif uyutulur. Ancak genel anestezi (narkoz) uygulanmasına gerek yoktur.
İşlemden sonra hasta birkaç günlük istirahatın ardından normal günlük yaşamına devam edebilir. Ardından verilecek düzenli egzersiz programıyla faset eklemlerdeki kireçlenmeler açılarak ağrıların tekrarlanması önlenir.