Okul öncesi çağdaki çocukların kendisini ifade etmekte güçlük yaşaması nedeniyle baş ağrısı tanısını koymak güçleşiyor. Bu çağdaki çocuklarda baş ağrısı belirtilerinin yetişkinlere göre farklı olması tanıyı geciktirirken, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı, Nöroloji Algoloji ve Vasküler Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, çocuklara ağrının resmini çizdirerek, doğru tanıya ulaştıklarını söyledi.
Okul öncesi yaşlardaki çocukların kendini ifade etmekte güçlük yaşaması ve bu dönemde meydana gelen baş ağrılarının etkilerinin farklı olması nedeniyle, aileler durumu fark edemeyebiliyor. Belirtilerin de farklı olduğu çocuklardaki baş ağrısının teşhisi bu yaşlardaki çocuklar için gecikebiliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı, Nöroloji Algoloji ve Vasküler Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, çocukların ağrıyı ifade edebilmesi için kullanılabilecek en güzel yöntemin onlara resim çizdirmek olduğunu söyledi.
Bu çalışmayı kendi kliniklerinde yürüttüklerini belirten Uludüz, "Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Özge ile birlikte yürüttüğümüz bir çalışma. 50 ikiz grubu ile 70'ten fazla çocuğun olduğu başka bir gruba resim çizdirerek ağrılarını tanımlamalarını istedik. Sonuçlarını henüz yayınlamadık ancak kliniğimizde zaten bu yöntemi kullanıyorduk ve gözlemlerimiz, ağrının resmini çizdirmenin çok etkili olduğunu gösteriyor" dedi.
'KARIN AĞRISI DA BAŞ AĞRISI BELİRTİSİ OLABİLİR'
Çocuklarda 7- 8 yaşlarına kadar ağrının tanısının geciktiğini vurgulayan Prof. Dr. Uludüz, "Çünkü çocuk 7- 8 yaşından sonra kendini daha net ifade edebiliyor. Belirtileri de erişkinlerdeki gibi değil. Karın ağrısı da baş ağrısı belirtisi olabiliyor mesela. Çok iyi dinlerseniz tanıyı koyabiliyorsunuz" diye konuştu.
Bu zorluğu aşmak için çocuğa resim çizdirmenin çok iyi bir seçenek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uludüz, "Çocuklara 'Hadi gel otur, ağrın olduğunda neler yaşıyorsun, bize bir resim çiz' diyoruz. Ağrının şiddetini, ağrının tipini o resimlerden çok net bir şekilde koyabilmemiz mümkün oluyor" dedi.
'MİGRENİ OLAN ÇEKİÇ, GERİLİM AĞRISI OLAN ÜZGÜN RESİM ÇİZDİ'
Şimdiye dek uzun süre gözlemledikleri çocuklardan ilginç geri dönüşler aldıklarını anlatan Prof. Dr. Uludüz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mesela migren hastası çocuk çok farklı şeyler çiziyor, gerilim tipi baş ağrısı olan çocuk çok farklı. Gerilim baş ağrısı olan çocuğun resminde duygusal kısım ön planda. Üzgün resimler çiziyor örneğin. Migren baş ağrısı olan çocuk ise işte kafasına bir çekiçle vuruyorlarmış gibi ağrısını resimliyor. Ağrısının şiddetini tarif etmeye çalışıyor. Bu resimleri bir psikoloğa yorumlatıp bizim koyduğumuz teşhislerle karşılaştırdık. Sonuçlar çok uyumluydu."
'ANNEDE MİGREN VARSA ÇOCUKTAKİ RİSK YÜZDE 70 ARTAR'
Özellikle migrenin aileden gelen bir ağrı tipi olduğunu da anlatan Prof. Dr. Uludüz, "Yüzde 70'i genetik yansıma. Özellikle annede varsa risk artıyor. Bu yüzden çocuğun ağrısı hiç migren özelliği taşımasa bile bu faktörleri değerlendiriyoruz" dedi.
ALTTA YATABİLECEK DİĞER HASTALIKLAR EKARTE EDİLMELİ
Gözde kırma bozuklukları, diş sıkma (bruksizm), sinüzit, kansızlık, guatr hastalıklarının migren ataklarına benzer belirtileri olduğunu ve bu nedenle okul öncesi çocukların baş ağrılarına farklı teşhis konabileceğine ve bir takım belirtilerin mutlaka sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Uludüz, "Alnında iki taraflı ağrısı olan çocuklarda mutlaka göz kırma kusuru sorgulanmalı. Şakaklarında ağrı varsa bruksizm dediğimiz diş sıkma hikayesi araştırılmalı. Sinüzit, alerjik bünye, guatr hastalıkları ve kansızlık baş ağrısı olan çocuklarda mutlaka araştırılması gereken diğer sorunlar" diye konuştu.