Yücel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fitoterapi bilim dalının tıbbi ve aromatik bitkilerin çeşitli formlarla tüm tıbbi tedavilerde kullanılması olduğunu söyledi. Fitoterapinin tıbbın her alanında kullanılabildiğine değinen Yücel, "Bilinenin aksine ot, kök veya çöp tedavisi değildir. Yani bizler hastaları aktara göndermiyoruz. Kullandığımız ilaçların tamamı bitkisel ürünlerdir. Doktor olarak bu formları hastanın ne şekilde ve ne kadar süre kullanacağını belirliyoruz." dedi. Yücel, özellikle Kovid-19 sürecinde en güçlü silah olan bağışıklık sistemi için fitoterapinin önemli olduğunu dile getirdi.
Soğuk algınlığı, alerji, astım, yara, yanık, cilt hastalıkları, kaygı, stres, depresyon ve dikkat eksikliklerinde, diyabet tedavisinde, kadın hastalıklarında, kronik ve onkolojik hastalıklarda ve tüm tedavi yöntemlerinin yanında destekleyici olarak hastaları bitkilerle tedaviye yönlendirdiklerini aktaran Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Halkımızın elbette bitkisel tedaviye ilgisi çok. İnsanlığın var oluşundan itibaren bitkiler şifa olarak kullanılmış. Özellikle bizim topraklarımızda dünyadaki endemik bitkilerin yüzde 30'u var. Çok zenginiz bu konuda. Aslında bizler de geleneksel olarak bilinen tedavi yöntemlerinin araştırmalarını yapıp modern tıp teknolojisini kullanarak etkinliklerini keşfediyoruz. Uygun formlarda da bu bitkisel tedavileri hastalarımıza sunuyoruz."
Yücel, doğru kullanılmaması durumunda bitkilerin de zararlı olabileceğini ifade etti.
Kullanım şekline göre bitkinin faydadan çok zarara da sebebiyet verebileceğini vurgulayan Yücel, şunları kaydetti: "Bilinçsiz tüketimde en masum bitki bile zehir etkisi yaratabilir. Papatya denilince doğadaki papatyalar akla geliyor olabilir fakat aslında bitkisel olarak kullanılan papatya başka formlarda oluyor. Üretim koşulları, zamanları gözlemleniyor ve içindeki etin madde oluşunca kullanımı uygun bulunuyor. Örneğin çörek otu yağı fitoterapi tedavisinde en çok kullanılan bitki. Fakat bu sofralarımızdaki çörek otu yağı değil. İnsanımız bunu öyle zannettiği için fayda bekliyor. Aktardan aldığı bu masum çörek otu yağı belki de yarardan çok zarar verebiliyor." Dr. Yücel, özellikle kronik ya da onkolojik hastaların bitkisel tedavi yöntemlerine yöneldiğini, bu konuda hekim önerilerine göre hareket edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.