Bütün dünyada 1988 yılından bu yana AIDS hastalığı hakkında toplumu bilinçlendirmek amacıyla 1 Aralık tarihinin 'Dünya AIDS Günü' olarak kabul edildiğine ve bu amaçla birçok etkinlik düzenlendiğine dikkat çeken Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. Aylin İzat Liceoğlu hastalığa neden olan HIV virüsüyle ve tedavisindeki son gelişmelerle ilgili bilgiler verdi:
DÜNYA 1982'DE AIDS İLE TANIŞTI: Amerika'da, 1981 yılında, sıradışı enfeksiyon hastalıkları ve sıradışı kanser vakaları görülmeye başlandı. Bu kişilerde, hastalıklarla mücadele etmemizi sağlayan bağışıklık sistemlerinde zayıflık tespit edildi. 1982 yılında, ülkenin farklı bölgelerinde benzer klinik tabloya sahip hastaların artması ile AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) terimi ilk kez kullanıldı. 1984 yılına gelindiğinde ise artık virüs laboratuvarda ayrıştırılmıştı ve HIV (İnsan İmmün Yetmezlik Virüsu) insanoğlunun sahip olduğu yeni ölümcül hastalık olarak insanlık tarihindeki yerini almıştı.
BAĞIŞIKLIĞI YAKLAŞIK 10 YILDA ÇÖKERTİYOR: Virüsün vücuda giriş yoluna, kişinin bireysel bağışıklık durumuna vb. bağlı olarak ortalama on yılda vücudun bağışıklık sisteminin yetersiz olmasına yol açar ve AIDS dediğimiz fırsatçı enfeksiyonların, kanserlerin görüldüğü klinik tablo ortaya çıkar. Belirtilerin başlamasına kadar geçen sürede kişi HIV'e bağlı bir özel şikayet taşımaz. Bu sırada test yapılmaz ise virüsün varlığı anlaşılamaz. Üstelik HIV'e sahip kişi bu sırada bulaştırıcı olarak hayatına devam eder.
EŞCİNSEL HASTALIĞI DEĞİL: Başlangıçta sadece eşcinsellerin hastalığı olduğu düşünülüyordu; ancak ilerleyen zamanlarda bu bilginin yanlış olduğu, heteroseksüel ilişki ile de bulaştığı anlaşıldı. Virüs tanındıkça, hastalığı kontrol ve tedavi etme konusunda ciddi ilerlemeler kaydedildi.
TOPLUM HALA ÖNYARGILI: AIDS konusunda ciddi gelişmeler olmasına rağmen hala AIDS hastaları sahip oldukları hastalık nedeniyle suçlanıyorlar ve toplumdan dışlanıyorlar. Bu nedenden dolayı ne yazık ki kendilerini gizlemek zorunda kalıyorlar.Bu durumdan çıkmanın tek yolu ise hastalık hakkında gerçek bilgilere sahibi olmak.
AIDS HASTASINI VİRÜS DEĞİL TOPLUMSAL ÖNYARGI ÖLDÜRÜYOR!
HIV ile yaşamak, günümüz tıbbı ile bilinçli kişi için hayatı yaşamayı engellemeyen bir durum haline geldi. Günümüzde ise hala HIV pozitif kişinin hayatı yaşamasını virüs değil bizler yani toplum engelliyoruz. Bilmediğimiz şeyden korkuyoruz ve korktuğumuzu dışlıyoruz. Oysa riskler hepimiz için var ve her birimiz bir gün HIV'e sahip olabiliriz; tıpkı başka hastalıklara sahip olabilme ihtimalimiz gibi!
YENİ TEDAVİLERLE AIDSHASTASI TÜM HAYALLERİNİGERÇEKLEŞTİREBİLİR!
BİR HAPTA BİRDEN FAZLA İLAÇ: Hastalık ile mücadelenin ilk yıllarında, yan etkilerin fazla olduğu çok sayıda ilaç kullanılıyordu. Oysa günümüzde yeni ilaçlar geliştirildi ve yan etkileri oldukça kontrol altına alındı. Tek bir hapla birden fazla ilacı aynı anda alarak, üstelik hayatı etkileyen yan etkileri olmadan bir AIDS hastası yaşamına devam edebiliyor.
ÖLDÜRÜCÜ DEĞİL KRONİK HASTALIK: AIDS günümüzde ölümcül olmaktan çıkıp kronik bir hastalık halini aldı. Bilinçli bir AIDS hastası, ilaçlarını atlamadan kullanarak, yaşamını gerçekleştirmek istediği tüm hayalleri ve planlarını uygulayarak geçirebilir.
HIV NASIL BULAŞIR?
Cinsel ilişki yoluyla
Kan yoluyla
Anneden bebeğe
HIV NASIL BULAŞMAZ?
Aile yaşantısı, toplumsal yaşam ile BULAŞMAZ!
El sıkışma, kucaklaşma, cilt teması ile BULAŞMAZ!
Sosyal öpüşme ile BULAŞMAZ!
Yemek ve içki, tabak, kaşık, bardak ile BULAŞMAZ!
Yüzme havuzu ile BULAŞMAZ!
Banyo, tuvalet ile BULAŞMAZ!
Giysi ve çamaşır ile BULAŞMAZ!
Böcek ve sinek sokmaları ile BULAŞMAZ!
HIV günlük yaşamda aynı odada bulunmakla BULAŞMAZ!
Aynı havayı solumakla BULAŞMAZ!
HIV'E SAHİP HASTALAR EVLENEBİLİR ÇOCUK SAHİBİ OLABİLİR
HIV virüsü olan kişiler evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. HIV pozitiflerin birbirleri ile evlenmeleri gerekmiyor; korunmaya dikkat ederek HIV pozitif kişi virüsü taşımayan kişi ile evlenebilir. Türkiye'de evlilik öncesi sağlık kontrollerinde HIV testi de yapılıyor. Bu testin amacı, eşleri birbirlerine karşı korumak ve sağlıklı çocuk doğmasını sağlamaktır; evlenmeyi engellemek değil. HIV pozitif kişinin, gebeliği sırasında özel önlemler alınarak, bebeğine virüsü geçirmeden doğum yapması artık sağlanabiliyor.
KORUNMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
GÜVENLİ CİNSEL İLİŞKİ: Cinsel ilişki ile bulaşmayı engellemenin en önemli yolu güvenli cinsel davranışları benimsemek. Çok sayıda partner sahibi olmak riski artırır. Ancak tek eşlilik durumunda dahi kondom kullanılmasında fayda var. Kondom, aynı zamanda cinsel yol ile bulaşan diğer mikroorganizmalar için de korunma sağlar.
KAN YOLU: Ortak kullanılan enjektörler bulaşıcı hastalık için yaygın bir yoldur. Uyuşturucudan, kanla bulaşma ihtimali olan araç gereçlerin kullanılabileceği kulak deldirmeden, dövme yapılan kontrolsüz yerlerden uzak durulmalı, hiçbir koşulda ortak enjektör ve kontrolsüz kan ile kan ürünleri kullanılmamalı.
ANNEDEN BEBEĞE: Riskli durum varsa hamile kalmadan önce mutlaka test yaptırılmalı. Türkiye'de genellikle hamile iken kontrollerde HIV taraması da yapılıyor.