Evindeki 2 metrekarelik alanda yaşamını sürdüren ve yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Tokalaç, "Evde yer yatağım var onun üzerindeyim. Operasyon öncesi hiç hareket edemiyordum. En büyük hayalimiz; eşimle çocuğumla dolaşmak " dedi.
8 yıl önce lenfödeme yakalandığını öğrenen zaman içerisinde hızla kilo alan Esenyurt'ta yaşayan 38 yaşındaki esnaf Zafer Tokalaç, 290 kiloya kadar ulaştı. Evinin salonuna kurulan yer yatağında yaşamını sürdüren Tokalaç, yaklaşık 2 metrekarelik alanda eşinin ve çocuğunun yardımıyla ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı. Kiloları nedeniyle neredeyse kımıldayamaz hale gelen genç adamın fedakar eşi Nurten Tokalaç da eşinin hareket ettiremediği eli ayağı oldu. Zamanla durumu daha da kötüleşen Tokalaç için aile birçok hastaneye başvurdu ancak kapılar yüzlerine kapandı. Eşi hareket edemediği için hastaneleri tek başına gezen Nurten Tokalaç, eşinin kilosunun çok yüksek olması nedeniyle hastanelerin eşinin tedavisini kabul ermediğini ifade ederken en son Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'yle görüşülünce Tokalaç'ın tedavisine burada başlandı.
En büyük hayali ailesiyle birlikte yeniden yürüyebilmek
Gastroenteroloji Cerrahisi Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Kıvanç Derya Peker, göğüs hastalıkları, endokrinoloji, diyetisyen ve anestezi gibi ekiplerle birlikte kilosunun artık yaşamını tehdit edecek pozisyona geldiği hastayı değerlendirdi. Yapılan çalışmalar sonucu hastanın midesine balon yerleştirilmesine karar verildi ve hasta obez yatağıyla ameliyathaneye götürüldü. Başarılı operasyonla hastanın midesine endoskopi yardımıyla balon yerleştirildi. Operasyondan kısa bir süre sonra kilo vermeye başlayan hasta iki haftada yaklaşık 15 kilo verdi. Hastanedeki tedavisinin ardından taburcu kararı verilen süper süper obezite kategorisindeki hasta için hastaneye özel obez ambulansı çağrılarak evine ulaşması sağlandı. Tokalaç çifti ise yaşadıkları zorlu süreci gözyaşları içinde anlattı. Çift, en büyük hayallerinin eski günlerindeki gibi birlikte yürüyebilmek olduğunu ifade etti.
"Biz balonu koyduk asıl başarıyı o gösterecek"
Yaklaşık 300 kiloluk hastanın tedavisini sürdüren ve sürece dair bilgi veren Doç. Dr. Kıvanç Derya Peker, "Bize birazcık acil bir durumda geldi çünkü kilodan dolayı akciğerlerini tamamen açamadığı için solunum sıkıntısı vardı. 290-288 kiloydu bize geldiğinde, artık kendi kendine nefes alabilir kısıtlı da olsa hareket edebilir. Endoskopla ameliyathane koşulları içerisinde balon yerleştirdik. Balonun amacı da hacim olarak içeriyi kaplamak ve hayat tarzını değiştirtmek, diyet tedavisine de yardımcı olabilmek. Bu süreç içerisinde toplam 14 gün kadardır bizde. Eve gidebilir durumda oldu, bundan sonra artık top kendisinde. Diyet tedavilerine uyar, düzenli kontrollerine gelirse amacımız kabaca yüzde 15-20 kilosunu verdikten sonra cerrahini yapabilmek" dedi.
"Geldiğinde kalp atım hızı 120'lerin üzerinde, genel durumu bozuktu"
Hastanın birçok hastane tarafından reddedilmesi sonrası başarılı bir operasyonla şuan durumunun iyi olduğunu ifade eden Peker, "Elimizi taşın altına sokabiliriz diye düşündük. Geldiğinde nefes nefeseydi, hiç hareket yok. Kalp atım hızı 120'lerin üzerinde, genel durumu bozuk, kan tahlili bile zor yapabildiğimiz, damar yolunu zor bulabildiğimiz bir hasta. Endoskopi için bile anestezist arkadaşlarımızla görüştüğümüzde yüksek risk verildi. Çünkü gerçekten solunumu sıkıntılıydı. Biz hasta yakınlarıyla da görüştük. Riskli bir işlemdi, kazasız belasız atlattık. Sonuçta baktığınızda bir endoskopi işlemi, basit görünüyor insanları uyutmadan yapabiliyoruz ama hastamız için yüksek riskli grubundaydı. En ufak bir anestezi aldığında solunumu durabileceği hem anestezi hem göğüs hastalıkları tarafından ifade edildi. Bu iş multi disipliner bir iş, hiç nefes alamayan yatalak bir hastamızdı. Sadece bir balon, diyet ve ilaç tedavisiyle 15 içinde de 15 kiloya yakın verdirttik" ifadelerini kullandı.
"En fazla 2 metrekare yerde yaşamımı sürdürüyorum"
Yeniden ailesiyle birlikte yürüyebilmek gezebilmek istediğini söyleyen 38 yaşındaki Zafer Tokalaç, "8 yıldır kilo problemi yaşıyorum. 30 yaşında lenfödem hastalığına yakalandım. Ondan sonra hızlı kilo alımlarım başladı. 285-290 kiloya kadar ulaştım. Birçok yere müracaat ettik, kimse riskli olduğu için kabul etmedi. Kilo problemini çözmek için balon tedavisi uyguladılar. Oturduğunuz yerden kalkamıyorsunuz, gezemiyorsunuz. Ev ortamında da yer yatağım var onun üzerindeyim. En fazla 2 metrekare yerde yaşamımı sürdürüyorum. Operasyon öncesi hiç hareket edemiyordum hiç nefes alamıyordum. 15 günlük sürede bile 15 kilo verip rahat hareket etmemi sağladılar. Ben gidersem onlar ne olacak diye çocuğum için bu yola baş koydum, her şey onun için. Başaracağız, en büyük hayalimiz; eşimle çocuğumla dolaşmak. Son iki seneye kadar yürüyebiliyordum" dedi.
"Ambulansa bile 20 kişi bindiriyorduk"
Yaşadıkları sürecin oldukça yıpratıcı olduğunu ifade eden Nurten Tokalaç, "Baya zorlu bir süreç yaşadık. Akut durumda getirdim ben eşimi buraya nefes alamıyordu, yürüyemiyordu, kımıldamıyordu, hiçbir hareketi yoktu. Şu an çok şükür en azından kendi oturabiliyor. Biz ambulansa bile 20 kişi bindiriyorduk. Evde bir kişi hasta ama tüm aile bu hastalığı yaşıyor. Yaklaşık iki yıldır tamamen hareketi kısıtlı durumda. Biz beraber gezmeyi çok özledik. İnşallah ayağa kalkarsa ilk işimiz dışarı çıkıp gezmek, yani yürümek başka hiçbir şey istemiyorum. Çok lüks bir şey istemiyoruz sadece yürümek. Bana da olabilirdi, zaman zaman bitti dedik, bundan sonrası herhalde yok, sonrası ölüm dedik. Kapısını çalmadığımız hiçbir hastane kalmadı, görünce zaten 'aaa bu hasta bana da gelmişti' diyeceklerdir eminim" şeklinde konuştu.