2020'ye çöken kabus, 2021'de devam etmeyecek

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüsle mücadele içerisinde geride bırakılan 1 yılın değerlendirmesini yaptı. Virüsle savaşta ön cephede bulunan sağlık çalışanlarına minnet duygularını ifade eden Bakan Koca, ülke olarak erken tedbir alınmasının önemine değinirken, çoğu sektörde iş hayatının evlere taşındığını ve birbirlerinden uzaklaşmak zorunda kalan insanların zor dönem yaşadığını kaydetti.

Gelecek için umutlu olduğunu da belirten Koca, "Görünen o ki koronavirüs kısa bir zaman zarfında grip gibi sıradan bir hastalık haline gelmeyecek ama 2020 yılına çöken kabus, 2021'de aynı şekilde devam etmeyecek" dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinin 1'inci yılı nedeniyle Bakanlık binasında basın toplantısı düzenledi. Bakan Koca, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) küresel salgın ilanının da bir yıl önce yine bugün olduğunu anımsatarak, "10 Mart'ı 11 Mart'a bağlayan gece huzurlarınıza çıkmış, zaman kazanmış olsak da virüsün ülkemize girişinin kaçınılmaz olduğunu, durumu sağduyu içinde karşılamak gerektiğini, hazırlıklı olduğumuzu ifade etmiştim. Covid-19 son yüzyıl içinde tüm dünyanın aynı anda savaştığı, vaka ve kayıp sayıları bu denli yüksek ilk salgın. Geride kalan zamanda baktığımızda salgını, ortak düşmanın virüs olduğu küresel bir savaşa benzetmek mümkündür. Bu zaman zarfında can kayıplarıyla kalmadık. Tıpkı savaşlardaki gibi yaşama düzenimiz alt üst oldu. İş hayatı evlere taşındı. Pek çok ülkede büyük toplumsal huzursuzluklar, yoksulluk, işsizlik baş gösterdi. Maske takmadan dışarıya adım atılmayan, insanların değil tokalaşmak, birbirine yakın durmaktan bile kaçındığı bir dünyayı biz olsa olsa filmlerde düşünebilirdik. Tam 1 yıldır ister istemez alıştığımız bu dünyada yaşıyoruz. Eskiden hastanelerde gördüğümüz maske ile kendi kendimizin doktoru olduğumuzu biliyoruz" diye konuştu.

'2020 YILINA ÇÖKEN KABUS 2021'DE AYNI ŞEKİLDE DEVAM ETMEYECEK'

Koca, salgının 1 Aralık 2019'da Çin'in Vuhan kentinde başladığını hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü: "İlk haftalarda bu yeni virüs hakkında çok az şey biliniyordu. Bugün uğradığı en son mutasyonlara kadar her konuda bilgi sahibiyiz. Beklediğimiz gibi bilim, virüse karşı üstünlük elde etti. Aşı çalışmaları ile atılan adımlar uygarlığın yüz akı oldu. Aşı konusunu biraz açmak istiyorum. Dünyada kullanımda olan 7 ayrı aşı var. Türkiye büyük bir yarışın olduğu aşı tedarikinde en hızlı ülkelerden biridir. Çin'deki üretici ile 50 milyon dozluk aşı anlaşmasını kasım ayında yaptık. Siparişin ilk kısmını aralık sonunda teslim aldık. Toplam 130 milyon doz aşı için 2 ayrı aşı üreticisi ile anlaştık. Ayrıca başından beri bunun dışında 3 aşı üreticisiyle de görüşüyoruz. Bugün itibariyle uygulanan aşı, 10 milyon dozdan fazladır. Yerli aşılarımızla ilgili gelişmeleri de sizlere düzenli olarak bildirdim. Çok yakında 5 yerli aşıyı adayımız daha insan çalışmalarına başlayacak. Yakın bir gelecekte kendi aşılarımızı kullanacağız. Araştırmalar, bilim insanlarımızın seçtiği Sinovac aşısının her 100 kişiden 80'ninden fazlasında etkili olduğunu, aşının beklenen koruyuculuğu gösterdiğini ortaya koydu. Aşısı yapılan ama hastalığa yakalanan az sayıda kişi ise Covid-19'u hafif geçirmekte, genel olarak hastanede tedaviyi gerektirecek şikayetlere rastlanmamaktadır. Görünen o ki koronavirüs kısa bir zaman zarfında grip gibi sıradan bir hastalık haline gelmeyecek ama 2020 yılına çöken kabus 2021'de aynı şekilde devam etmeyecek. Çok geçmeden salgın şimdiki gücünü kaybedecek. Daha ileride kim bilir Covid-19'a belki de 'üzerinize afiyet' sözü eşlik edecek, korku unutulup gidecek." "Salgının tam 1 yıl süren saygıya layık sabrınızı daha uzun bir süre zorlamayacağını bilmenizi isterim" diyen Koca, özveri ve özlem dolu günlerin yerini, hastalığa yakalanma, yakınları kaybetme endişesi yerine hayatı yeniden düzenleme mutluluğuna bırakacağını söyledi.

'DÜNYA ÖLÇEĞİNDEKİ SAVAŞTA BAŞARI GÖSTEREN İLK ÜLKELERDEN BİRİ OLACAĞIZ'

Maske takılmadığı, insanların birbirleriyle yakın olamadığı günlere dönüleceğini tam olarak vaat edemediğini ancak o yolda ilerlendiğini kaydeden Koca, "Bilimin hedefi de insanlığın beklentisi de bu. Planladığımız şekilde nüfusumuzun 50 milyonluk kısmının aşısını sonbahardan önce yaparsak, salgın üzerimizde ağır bir baskı olmaktan çıkacak. Vaka sayıları, kayıplar, şimdikiyle kıyas edilemeyecek kadar azalacak, virüsün yayılım hızı düşecek. Kuvvetle umut ediyorum. Dünya ölçeğinde verilen bu savaşta başarı gösterilen ilk cephelerden biri bu cephe, bu ülke olacak. Bunun ihmale gelmez şartları var. Aşı tamamlanıncaya dek elimizdeki tek silah tedbirdir. Maskeyle hastalığın bulaşma yollarını kapatmalıyız. Sosyal mesafe ile kişisel sınırlarımızı korumaya almalıyız. Bir yıl boyunca bu sözlerin çok tekrarlandığını söyleyenler çıkabilir, haklılar. Bu kardeşlerimin duygularını iyi anlıyor onlara sayısız insanın hastalığa basit ihmaller sonucu yakalandığını hatırlatmak istiyorum. Tedbirlere uyabilmek için gerçekten büyük çabalar sarf ettik. Evden adım atar atmaz dikkat kesilmek, küçücük ofislerde, asansörlerde, dolmuşta riskten uzak durmaya çalışmak sıradan zorluklar değil. Ağır hastaların neler yaşadığını bilmek, turkuaz tabloda vefat sayılarını gün gün takip etmek ve zamanla bunlara birer sayıymış gibi yabancılaştığını dehşetle fark etmek can yakıcı şeylerdir" diye konuştu.

'KENDİMİZE ÖVÜNME PAYI ÇIKARMIYORUZ'

Koca, 2020 yılının 17 Mart tarihinde ilk vefat haberinin alındığını vurguladığı konuşmasında, "Kaybettiğimiz hasta 89 yaşında kronik rahatsızlıkları olan bir eczacıydı. O tarihten bu yana Covid-19 nedeniyle aramızdan ayrılan insan sayısı 30 bine yaklaştı. Toplam vaka sayımız ise 3 milyona yaklaştı. Bu bir yılın diğer bazı günlerini de anmak istiyorum. Artık biraz soluklanabildiysek bunu biraz da hatırlatacağım günlerde atılan adımlara borçluyuz. Türkiye Koronavirüs Bilim Kurulu, Dünya Sağlık Örgütü'nün hastalığı bir pandemi olarak ilan etmesinden çok önce 22 Ocak'ta kuruldu. Kurul, salgınla ilgili ilk rehberi 24 Ocak'ta hazır hale getirdi. Bu taktire şayan bir olaydır. Türkiye 4 Şubat'ta kendi ürettiği yerli tanı kitinin dağıtımına başladı. Covid-19 testi yapabilecek laboratuvar sayısı 47'den 461'e yükseltildi. Kendi solunum cihazımızı üreterek hem kendi hastanelerimize hem de ihtiyaç duyan ülkelere ulaştırdık. 10 Mart'tan itibaren halkımıza maske dağıtıldı, filyasyon ve izolasyon ekiplerimiz sahaya indi. Filyasyon dediğimiz yaygın taramaya hemen başvurmasaydık, Türkiye'nin koronavirüs tablosu daha ağır bir tablo olacaktı. Nitekim filyasyonu uygulamayan, sağlık hizmetlerini ekonomik yük olarak gören nüfusu yaşlı ülkelerde büyük anneler ve büyük babalardan geri fotoğrafları kaldı. Kendimize övünme payı çıkarmıyoruz ama ister istemez dünyanın kayıpları için de üzülüyoruz" açıklamasında bulundu.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA TEŞEKKÜR

Bakan Koca, salgının başından itibaren yoğun mesai yapan sağlık çalışanlarına da seslenerek, "Değerli sağlık çalışanlarımız size layık sözleri bulmak isterdim ama bu gerçekten zor. Hayatları kurtardınız, hayatınızı riske attınız. Bu toplum sizi terli önlükler içinde gösteren fotoğrafları asla unutmayacak. Sizin sayenizde bir kez daha biliyoruz ki insan sağlığına hizmet eden meslekler iyiliğin ve diğer insani vasıfların en çok görüldüğü mesleklerdir. Sizlere şükran duyuyoruz. Yükünüz yorgunluğunuz kısmen azaldı ama bugün de güvencemiz yine sizlersiniz. Milletimizin huzurunda milletim adına size bir kez daha minnettar olduğumuzu ifade ediyorum" dedi.

'BAŞARMAK ZOR DEĞİL'

Koca, şu an azalmış olan kısıtlamaların kaçınılmaz olduğunu belirterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Kentlerden köylere insanımız bu kısıtlamaları mecburiyetten öte bir mesuliyet olarak gördü. Yaşlılarımıza gençlerimize her birinize tüm kalbimle teşekkür ediyorum. İlk vakadan tam 1 yıl sonra bugün 2021'in 11 Mart'ında size yeni bir çağrıda bulunmak istiyorum. Karamsarlığı, belirsizlik ve bıkkınlık duygularını üstümüzden tümüyle atalım. Bütün ruhumuzla geleceğe ilişkin planlarımızla hayata, yarınlarımıza bağlanalım. Bunu yapmak için güçlü bir nedenimiz var. 13 Ocak'ta başlayan aşı programı muntazam bir şekilde yürüyor. Aşı programı tamamlandığında daha öncede belirttiğim gibi vaka sayısı örneğin 5 ise 1'e inmiş, buna yaklaşmış olacak. Ağır hasta sözünü çok az duyacağız. Bu tablonun sosyal hayatı nasıl değiştireceğini 83 milyona nasıl yansıyacağını söylemeye bile gerek yok. 1 Mart'tan itibaren kontrollü normalleşme dönemine geçtik. 81 ilimizin durumunu 4 ayrı renkle gösteren bir risk haritası var. Mavi renk düşük risk düzeyini temsil ediyor. Sarı, orta düzeyde risk anlamına geliyor, 42 ilimiz bu 2 grupta. 39 ilimiz ise yüksek veya çok yüksek risk grubunda. Risk haritasında turuncu ve kırmızı ile gösterilen iller bütün ülkeye karşı da sorumlular. Başarmak zor değil. Mavi iller buna örnektir."

'NORMAL HAYAT SALGINI GERİLETMEMİZE BAĞLI'

Bakan Fahrettin Koca, 1 yılda salgın hastalıkların sağlığa tehdit etmekle kalmadığını ve hürriyete de göz diktiğini ifade ederek, "Covid-19 hürriyetlerimize kısık koydu. Bizi bir hayat tarzına mecbur kıldı. Normal hayata biraz daha yaklaşmamız salgını daha çok geriletmemize bağlı. Gevşeklik gösterir, mevzi kaybedersek aşının kontrolü ele almasını sağlayamaz, üzücü günler yaşarız. Bu ihtimal yüksek değil. Umursanmayacak kadar düşük de değil. Tablonun ne kadar hızlı değiştiğini önceki aylardan biliyoruz. Yorulmuş olduğunuzu, 'bu salgın bir bitse' dediğinizi biliyorum. Bu duygu ortak olduğu ölçüde güçlü bir duygu. 'Covid-19, bilimin karşısında hızlı bir yenilgi alıyor' dediğimize göre sıra duygularımızı onarmaya geliyor. İnanmalıyız ki umut kadar büyük bir güç yok. Bilmeliyiz ki yolu kısaltan iyimserliktir" şeklinde konuştu.

İlgili Sağlık Konuları