Varis, en basit tanımıyla vücuttaki toplardamarların çapının artması, genişlemesi, damar duvar yapısının bozulması olarak tanımlanıyor. Avrasya Hospital Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Nilgün Süer, oluşmuş varislerin herhangi bir ilaç veya krem kullanarak; ya da zaman içerisinde azalmayacağına, yok olamayacağına dikkat çekerek “İlaçlar sadece varisten kaynaklanan ağrı, kramp, ödem gibi rahatsızlıkları geriletebilir ve yeni varis oluşumunu bir miktar engelleyebilir.
Tedavi edilmeyen varisler zaman içinde çok daha kötü bir görünüme ve ciddi bir dolaşım bozukluğuna neden olur. Unutulmamalıdır ki günümüzde lazer tedavisinden, radyofrekansa, skleroterapiden çeşitli ameliyatlara kadar her aşamadaki varisi başarıyla tedavi etmek için bir çok yöntem mevcut” dedi. Bacak kaslarımız derin toplardamarları sıkıştırarak kanın yer çekimine ters yönde kalbe doğru hareketini kolaylaştırır. Toplardamarlar içindeki tek yönde çalışan kapakçıklar sayesinde bacaktaki kan aşağı doğru gitmez. Çok uzun süre oturulduğunda veya hareketsiz ayakta durulduğunda bu sistemin çalışması aksar. Zamanla biriken kanın basıncına bağlı olarak damar duvarları zayıflar, toplardamar kapakçıkları zarar görür. Bacaklarda ağırlaşma, yorgunluk, huzursuzluk hissedilebilir. Ayak bileklerinde ödem, baldırda sertlik oluşabilir. İçerdeki damarlarda basınç arttıkça yüzeysel damarlar belirginleşir, kıvrıntılı hale gelir ve klasik varis görüntüsü ortaya çıkar. Dr. Nilgün Süer, ailede varis öyküsü olmasının, aşırı kilo, uzun süre ayakta ya da oturarak çalışmanın, egzersiz yapmama nedeniyle bacak kaslarında zayıflığın, gebelik ve sigaranın varis oluşumunu kolaylaştıran risk faktörleri olduğunu söyledi. Dr. Nilgün Süer, hangi tip variste hangi tedavi sürecinin uygulanması gerektiğiyle ilgili şu bilgileri verdi: İri tip varislerde mükemmel kozmetik sonuçlar, bu yapıların çıkartılmasıyla elde ediliyor. Çok küçük noktalardan çevre dokulara zarar vermeden alınan varisler iz kalmadan yok ediliyor. Diğer yöntemlerle iri varisler tedavi edildiğinde mutlaka az veya çok iz kalıyor. Kılcal varislerde ameliyat imkanı yok. Bunlar mikro skleroterapi ve lazer teknikleriyle tedavi ediliyor. Ameliyat öncesi doğru saptamalar ve titiz cerrahi teknik ile yaklaşıldığında varisin nüksetme ihtimali 5 yıl içinde yüzde 2-5 arasında. Ameliyat sonrası önerilere uyulduğunda pratik olarak varisin tekrarlama ihtimali yok denecek kadar az. Hamilelik sırasında bacak damarları, salgılanan ekstra hormonlar ve kilo alma gibi sebeplerle aşırı derecede etkileniyor. Hamileliğin ilerleyen aylarında çok fazla ayakta kalmamak, oturulduğu zaman ayakların yüksek bir yere konulması gerekli. Varisin her aşamada tedavi edilebilen bir hastalık olduğuna değinen Dr. Süer, sözlerini şöyle sürdürdü: Tedavi genel kanının aksine yalnızca kış aylarında değil; her mevsimde yapılabilir. Havaların sıcaklığı yapılacak tedaviyi etkilemez. Ancak kılcal tip varislerde tedavi prosedürleri uzun bir zaman dilimine yayıldığı için tedaviye kış aylarında başlamak daha uygun olabilir. Böylece yaz aylarında tatmin edici bir görüntüye ulaşılabilir. Ayrıca kılcal varis tedavisinde kullanılan lazer ve benzeri yöntemler için cildin en açık renk olduğu kış ve bahar ayları tercih edilmelidir.