Yüksek riskli HPV tipleri rahim ağzı kanserinde görülebilen, kansere yol açan tipler. Rahim ağzı kanserlerine ilişkin çalışmalarda tümör dokularının araştırılması sonucunda hepsinde yüksek riskli HPV bulunduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Serkan Erkanlı, HPV virüsünü bulaşan herkeste kanser gelişmediğini, başka birtakım faktörlere de ihtiyaç olduğunu söyledi.
Sigara kullanımı, hastanın genetik yapısı, bağışıklık sisteminin durumu, beslenme alışkanlıkları, cinsel partner sayısının fazlalığı gibi risk faktörlerinin, HPV virüsünü kapanlarda kansere giden yolu açabildiğine değinen Doç. Dr. Serkan Erkanlı, “En önemli risk faktörü, kalıcı enfeksiyon haline gelmesi. Genelde bu geçici bir enfeksiyon oluyor. Vücut iki yılda yüzde 90’ını bağışıklık sistemi yardımıyla uzaklaştırıyor, yüzde 10’luk grupta ise HPV kalıcı hale geliyor” dedi. Kanser oluşunca hücreler kontrolden çıktığı için bulunduğu bölgede çoğalıyor, tümör haline geliyor, yeni damarlar ortaya çıkıyor, tümör kendine ortam hazırlıyor, sıçrama potansiyeli oluşuyor. Bulunduğu yerden yakın ve uzak bölgelere sıçrayabiliyor; beyin, karaciğer, karın içinde de yayılabiliyor. HPV; CIN 1, CIN2, CIN3 adı verilen kanser öncesi lezyonlar oluşturuyor. HPV’nin CIN3 aşamasına geldikten sonra yüzde 12-50 oranında kansere dönüştüğünü belirten Doç. Dr. Erkanlı, şunları söyledi: Kanser öncesi belirtileri kadınlar kendi kendilerine anlayamaz, bu yüzden servikal kanser tarama programlarının uygulanması gerekiyor. 21 yaşından itibaren ya da ilk cinsel ilişkiden sonraki üçüncü yılda rahim ağzı kanser testlerinin başlaması lazım. Smear testleri sayesinde kanser öncesi lezyonlar tespit edilebiliyor. Kanser lezyonlarının tespit edilip biyopsi alınması sayesinde tanıyı tam anlamıyla koymak mümkün olabiliyor. Smear ile sadece hücreleri değerlendiriliyor. Smear kesin tanı vermiyor, bir nevi erken uyarı sistemi gibi çalışıyor. Kanser öncesi oluşumların tanısı için kullanılan bir başka yöntem ise kolposkopi. Rahim ağzından her an dökülen hücreler var. Rahim ağzını 30 kat büyütüp, hücreler özel boyalarla boyanıyor ve rahim ağzı damarları, lezyonları görünür hale getirilip şüphe alanlarından örnekler alınması mümkün oluyor. Her smear anormalliğinde kanser çıkacak diye bir kural olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Serkan Erkanlı, “Daha detaylı araştırma yapıldığında tanısını biyopsi ile koyabiliyoruz. Biyopsi ile koyduktan sonra çıkan sonuca göre doku anormalliğini ortaya çıkarmış oluyoruz. Yüzde iki oranında kanser de çıkabiliyor. Daha ileri lezyonlarda ara kanamalar, ilişkiye bağlı lekelenme tarzı kanamalar, durup dururken kanamalar olabiliyor. İlerleyince ağrı görülebiliyor. Ağrının akıntı ve enfeksiyonlar gibi başka nedenleri de var. Aynı şekilde bacağa vuran ağrılar da olabilir ancak bu rahim ağzı kanserinin mutlak belirtisidir diyemeyiz. Anormal kanama varsa, ağrı varsa muayene olmak lazım” diye konuştu.