Salgın sebebiyle kadınların tarama testlerinin ertelediklerini söyleyen Dr. Akkurt, rahim ağzı kanserinde erken teşhisinin hayat kurtardığını söyledi. Son 70 yıldaki taramada ve kanser öncesi hücresel değişikliklerin tedavisindeki etkin stratejiler sayesinde, rahim ağzı kanseri hastalığının sıklığında ve ölüm oranlarında dramatik düşüş sağlandığını ifade eden Acıbadem Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İltaç Akkurt, "Gelişmiş ülkelerdeki rahim ağzı kanserindeki düşüş oranları, tarama programları ve HPV aşılamasıyla sağlanmıştır. Tarama testleri ve servikal sitoloji, human papilloma virus taraması ve kolposkopiyi kapsar. Bu tarama testleri ile kanser öncüsü hücresel değişiklikler ve erken evre rahim ağzı kanserinin belirlenmesi ile ileri evre rahim ağzı kanseri ve buna bağlı ölümler azalmaktadır. Ancak, rahim ağzı kanseri geç fark edildiğinde ölümcül oranı yüksek bir hastalıktır. O sebeple, doktor muayenelerinin ve kontrol sürelerinin ertelenmemesi çok önemli. Salgın sebebiyle bazen doktora gitmenin ve bu kontrolleri yaptırmanın ertelendiğini gözlemliyoruz. Bu da erken teşhis imkanını kaybolması anlamına geliyor. Oysa tüm kanserlerde olduğu gibi rahim ağzı kanserinde de erken teşhis çok önemli" dedi.
Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99.7'sinde etkenin HPV enfeksiyon olduğunu belirten Dr. Akkurt, sözlerine şöyle devam etti; "Bunların yüzde 70'inde sorumlu HPV 16 ve 18'dir. Kadın genital yollarında HPV enfeksiyonu oldukça yaygın olmasına rağmen kansere ilerleme oranı oldukça düşüktür. Çoğu HPV enfeksiyonu geçicidir. Kalıcı olduğunda da ilk enfeksiyondan yüksek dereceli rahim ağzı kanserine ilerlemesi ortalama 15 yıl sürmektedir. Erken evredeki rahim ağzı kanseri genellikle belirti vermez. Bu da tarama testlerinin önemini ortaya koymaktadır. Düzensiz ve fazla miktarda vajinal kanama, ilişki sonrası vajinal kanama, daha az sıklıkla vajinal akıntıda değişikler görülebilir. İleri evre hastalıkta ise kasık ve sırt ağrısı, alt bacak ağrısı ve komşu organlara basıdan dolayı barsak ve idrar yolu şikayetleri olabilir. Rutin jinekolojik muayenede rahim ağzının gözlemlenmesi ile gözle görülebilecek rahim ağzı kaynaklı lezyonlar saptanabilir. Rahim ağzı kanseri taramasında temel yöntem smear (servikal sitoloji) testidir. Anormal tarama testleri sonucunda (smear veya HPV testlerinde) veya rahim ağzının fizik muayenesinde kanseröz değişiklikler saptandığında tanı kolposkopi ile koyulur. Bu kanser virüs bulaşması yoluyla oluştuğu için aile öyküsünün yeri yoktur yani genetik yatkınlık söz konusu değildir." Dünyada aşı ile korunabilen tek kanser türünün rahim ağzı kanseri olduğuna dikkat çeken Dr. Akkurt, "Aşılar özellikle cinsel yaşam başlanmadan yapıldığında koruyuculuk oranı yüzde 95'in üzerine çıkıyor. Kanser yapma özelliği olan HPV virüslerine karşı koruyucu olan ikili, dörtlü ve dokuzlu aşılar var. Bunlar, korudukları HPV virüs sayısı nedeniyle böyle adlandırılıyorlar. Aşının daha çok sayıda HPV'ye karşı koruyucu olması koruma oranını da artırıyor. Çok erken evrede hücresel değişikliklerde rahim ağzının kısmen çıkarıldığı (konizasyon) gibi cerrahi yöntemler yeterli olurken, ileri evre kanserlerde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi protokolleri uygulanmaktadır" şeklinde konuştu.