Rahim ağzı kanseri dünyada kadınlar arasında sık görülen kanser türlerinden biri. Her yıl 500 bin kadına bu hastalığın tanısı konuyor. 300 bin kadın da bu hastalık nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Rahim ağzı kanserine Human Papilloma Virüs (HPV) adı verilen bir virüs neden oluyor. Günümüzde, pap smear ve HPV testleri ile kanser öncesi hastalıkların ve HPV enfeksiyonunun tanısını koyarak kanser oluşmadan hastalık tedavi edilebiliyor. 1990’lı yıllardan bu yana, bu virüsle savaşmanın yollarını araştıran uzmanlar sonunda tıpta devrim olarak nitelendirilebilecek aşıyı geliştirdiler. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Jinekolojik Onkoloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Fuat Demirkıran, rahim ağzı kanseri aşısı ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Bilim adamları tarafından geliştirilen, yüzyılın buluşu olarak nitelendirilebilecek HPV'ye karşı koruyucu bu aşı, 8 Haziran 2006 tarihinde ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından; 25 Eylül 2006 tarihinde ise Avrupa Komisyonu tarafından onaylandı. Aşılar en çok kanser nedeni olan iki HPV tipine ve siğil nedeni olan iki HPV tipine karşı geliştirildi. Bu aşının, koruyucu aşı kapsamında, 11-26 yaş arasındaki bayanlarda kullanılması, bilimsel kuruluşlar tarafından kabul edilmiştir. Aşı yapılan gruplarda, HPV ve kanser öncesi hastalıklar hemen hemen hiç görülmedi. Diğer yaş gruplarına aşı uygulamalarının yararı henüz araştırma aşamasında.” Prof. Dr. Fuat Demirkıran, “HPV enfeksiyonuna karşı aşı, rahim ağzı kanserine karşı aşı olarak düşünülebilir. Çünkü HPV enfeksiyonu olmadan kanser olmaz. HPV enfeksiyonu önlenirse rahim ağzı kanseri de önlenmiş olur” diyor. HPV’nin 150’den fazla türü var. Toplumdan topluma sıklığı değişmekle birlikte cinsel yaşamı olan kadınların yüzde 5 ile yüzde 40’ının genital organlarında HPV bulunuyor. Başka bir açıdan bakıldığında kadınların yaşam boyunca HPV ile temas etme olasılığı yüzde 50 oranında. Prof. Dr. Fuat Demirkıran, HPV ile temasın her zaman kansere neden olmadığını vurgulayarak şöyle konuşuyor: “Genital bölgenin (doğum yolu, rahim ağzı) HPV ile teması sonucunda HPV enfeksiyonları gelişir. HPV enfeksiyonlarının pek çoğu özellikle 35-40 yaş altı grupta geçici enfeksiyonlardır. Bu kadınların önemli bir bölümünde bir yıl içinde HPV enfeksiyonu kendiliğinden iyileşir veya kaybolur. Bunlara geçici enfeksiyonlar denir. Bu HPV enfeksiyonları kansere neden olmaz. Kalıcı HPV enfeksiyonları, kansere ilerleyebilirler. Yaş ilerledikçe HPV’nin genital bölgeden kendiliğinden kaybolma olasılığı azalır. Kalıcı HPV enfeksiyonları, tam bilinmeyen genetik nedenler ve başta sigara olmak üzere çevresel nedenlerin de etkisiyle önce kanser öncesi hastalıklara, sonra da kansere dönüşür. Kısaca, her HPV enfeksiyonu kansere ilerlemez. Kansere ilerleyebilmesi için HPV dışında diğer başka faktörler de gerekmektedir. Ancak HPV bulaşması olmadan rahim ağzı kanseri oluşmaz.” HPV tipleri ile kanser oluşumu arasında da bir ilişki olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Fuat Demirkıran, “Kanserle savaş konusunda devrim olarak nitelendirilebilecek aşı, rahim ağzı kanserine neden olan HPVnin bazı tiplerine (Tip 16-18) karşı koruyucu özellik gösteriyor. Tip 16 ve 18 rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık yüzde 70inden sorumlu tutuluyor. Aşının, ek bir fayda olarak, genital siğil denilen hastalıklara yol açan HPV tip 6 ve 11e karşı da koruyucu etkinliği bulunuyor” diyor. Dünyada büyük bir heyecan yaratan HPV aşısı, Acıbadem hastaneleri ve tıp merkezlerinde de yapılıyor.