Oysa hekimler, kansızlığın tek başına tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktan çok, vücudumuzdaki çok önemli hastalıkların alarmını veren bir bulgu olabileceğine dikkat çekiyor.
İnsanların yarıdan fazlasının kansızlık problemi yaşadığını vurgulayan Medical Park Tokat Hastanesi Başhekimi Dr. Osman Kara, kansızlığın, kalp damar hastalıklarında da artışa neden olduğunu belirterek, şu bilgileri veriyor: Kansızlık, insanlarda yaşam süresinin kısalmasına, iş performansının azalmasına neden olabilir. Kansızlık; çabuk yorgunluk, tırnaklarda beyazlık, sağlıklı insanlarda alt göz kapağı aşağı çekildiğindeki kırmızı görüntünün beyaza yakın olması, cilt renginin kara sarı durması, nefes almada sıkıntı çekilmesi ile belirti verir. Kansızlık sorunu yaşayan anne adayları da büyük sorunla karşı karşıya olduklarını bilmeli. Kansızlık sorunu olan gebelerin bebeği ile paylaşacak kan miktarı az olacaktır. Annedeki anemi nedeniyle, bebeklerde düşük ve doğum ağırlığının az olması sorunu olabilir. Gelişimleriyle ilgili sıkıntı ve sakat olma ihtimali bulunur. Kansızlık problemi olan kadının, gebe kalma ihtimali az olur. İstediği zaman çocuk sahibi olma şansı düşüyor. Gebe olan kadınlarda düşük ve erken doğum ihtimali artar. Anne karnındaki bebeğin salgıladığı hormonlar annede halsizlik oluşturur. Bunun üstüne bir de annenin anemi problemi yaşaması, annenin aşırı halsizleşmesine neden olur. Kan Yapımını Artırıcı Yiyecekler Tüketin Doğru beslenme ile kan yapımı artırılabilir. Kan yapımını arttırmak için beslenmede şu noktalara dikkat edebilirsiniz: Ispanak yemeği yapılırken acı suyu çıksın diye haşlandıktan sonra sıkılıp, suyu atılmamalı. Böyle yapıldığında sebzenin suyunda kalan tüm demir kullanılmadan atılmış oluyor. Demirden zengin makarna da az suda haşlanmalı, soğuk sudan geçirilmeden haşlandığı su ile tüketilmeli. Diyet programlarındaki gibi her şey haşlama yenmemeli. Türk mutfağı gayet besleyicidir; sadece yağ azaltılmalı, sebzeler tamamen öldürülmeden yarı çiğ yenmeli ve kendi suyu ile pişirilmeli. Özellikle şehir merkezlerinde sıkça tüketilen beyaz ekmek çok tercih edilmemeli. Bunun yerine bildiğimiz tam tahıllı köy ekmeği ya da yufka tüketilmeli. Çay ve kahve yemeklerden hemen sonra içilmemeli. Bu, demirin emilimini engelliyor ve yemekte yenilen yiyeceklerdeki demir etkisiz hale geliyor. Çay ve kahve ya yemek yedikten 1-2 saat sonra tüketilmeli ya da yemekten önce içilmeli.