Kanseri yendi, 14 yıl sonra çocuk sahibi oldu Hataylı kanser hastası Fatma Karaer, gördüğü tedavinin ardından sağlığına kavuşup tüp bebek yöntemiyle 14 yıl sonra ilk bebeğini kucağına almanın mutluluğunu yaşıyor Karaer:
"Ameliyattan bir yıl sonra tedaviye başladık, tedavinin sonucunda çok şükür Rabbim bize evladım Berat'ı verdi" MKÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Dolapçıoğlu: "Kanserin erken evresinde yakalanmış olması hasta için şanstı"
Kanser mücadelesini kazanan Fatma Karaer, tüp bebek tedavisi sayesinde 14 yıl sonra annelik duygusunu tattı. Doğal yollarla birçok kez çocuk sahibi olmaya çalışan Bilal-Fatma Karaer çifti, 2 kez başvurduğu tüp bebek tedavisinden de sonuç alamayınca umudunu yitirmedi. Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tıp Fakültesindeki doktorların, sol yumurtalığındaki kanser hücresini tespitiyle evlat beklentisi ötelenen aile, zaman kaybetmeden tedaviye başladı. Ameliyatla sol yumurtalığı alınan 36 yaşındaki Karaer'in, doktorun "çocuk sahibi olabileceği" müjdesini vermesiyle annelik umudu yeniden yeşerdi. Ameliyattan sonra tüp bebek tedavisine tekrar başlayan Karaer, hamile olduğunu öğrenince hayatının en güzel haberini aldı.
Hamile olduğunu Berat Gecesi öğrendiğini anlatan anne Karaer, "Berat" ismini verdiği henüz bir aylık bebeğine 14 yıl sonra kavuşmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Anne Karaer, çocuk sahibi olmak için umudunu hiçbir zaman yitirmediğini vurguladı. Yaptığı araştırmalar neticesinde gördüğü tüp bebek tedavisiyle anne olma şansını yakalayan Karaer, şöyle konuştu:
"14 yıldan beri gitmediğim doktor kalmadı. Doktorlar tüp bebek tedavisi olmam gerektiğini söyleyince iki defa bunu da denedik, ancak başarısız oldu. 5 sene sonra tekrar tüp bebek için doktor gittim ve sol yumurtalığımda bir kitle bulunduğunu bunun alınması gerektiğini söylediler. Sol yumurtalığım alındı, ameliyattan sonra kitlenin tamamen temizlendiğini söylediler. Biz de tekrar tüp bebek denemek istediğimizi doktorumuza ilettik. Rahim filmi istendi, çekildi, bekledik. Ameliyattan bir yıl sonra tedaviye başladık, tedavinin sonucunda çok şükür Rabbim bize evladım Berat'ı verdi."
"Allah bütün bebek bekleyenlere nasip etsin"
Minik Berat'ın hayatlarına girmesiyle birçok şeyin olumlu yönde değiştiğini ifade eden Karaer, mutluluk gözyaşları içinde, "Evimize mutluluk, huzur ve sevinç geldi. Çok şükür kurban olduğum Allah bize bu duyguyu tattırdı. Allah bütün bebek bekleyenlere nasip etsin" diye dua etti. Baba Karaer (51) ise babalık duygusunun bambaşka bir şey olduğunu belirterek 14 yıllık evliliğin meyvesini geç de olsa gördüklerini ve bunun sevincini yaşadıklarını aktardı. Evlat sevgisinin kendileri için büyük bir özlem olduğunu kaydeden Karaer, "Bir evlat evin neşesi, yuvanın tadı, tuzudur. Ancak kucağımıza aldığımızda bunu anlayabildik. İşe gidince hemen özlüyorum, Bir önce akşam olsun da evime gidip evladımı göreyim diyorum" dedi.
Eşinin durumunda olan birçok hastanın bulunduğunu vurgulayan Karaer, hiç kimsenin umudunu kaybetmemesi gerektiğini ve kendileri gibi evlat sahibi olmak için uğraşmalarını tavsiye etti.
"Kanserin erken evresinde yakalanmış olması hasta için şanstı"
Karaer'in doktoru Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Dolapçıoğlu ise hastasıyla 2014 yılında tanıştığını ve ilk kontrolde sol yumurtalık kaynaklı kötü huylu olabilecek bir kitleye rastladıklarını söyledi. Ardından ameliyata aldıkları hasta Karaer'in sağ yumurtalık ve rahmini koruyarak sol yumurtalığıyla böbrekler seviyesine kadar olan büyük damarlar etrafındaki lenf bezlerini ve diğer bazı dokuları çıkardıklarını aktaran Dolapçıoğlu, şunları kaydetti:
"Takiplerinde sorun olmayan hastayı Mayıs 2015'te Hatay'da özel bir hastanede tüp bebek tedavisine aldık. Hastanın tek yumurtalığında az sayıda yumurta elde ettik neyse ki hasta gebe kaldı. Geçtiğimiz günlerde de sağlıklı bir erkek bebek doğurttuk. Kanserin erken evresinde yakalanmış olması hasta için şanstı. Hem iyileşmesine hem gebe kalmasına hem de anne olmasına aracılık etmek mutluluk verici."
Dolapçıoğlu, kanserin özellikle erken dönemde yakalanıldığında kesinlikle yenilebilir bir hastalık olduğunu, kadınların vücutlarında herhangi bir değişiklik hissetmesi halinde hemen, sorunları olmasa da yılda bir kez mutlaka jinekolojik muayeneden geçmesi gerektiği uyarısında bulundu.