İzmir Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Alakavuklar, kansere karşı mücadelede yaşam tarzı değişikliklerinin etkisine dikkat çekti.
Kanserle mücadelede çok önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Prof. Dr. Alakavuklar, "Özellikle 2000'li yılların başından itibaren GENOM (insanın genetik kimlik kartı olan DNA haritasının çıkarılması) projesinin getirdikleriyle kanser hakkındaki bilgilerimiz artmakta, diğer yandan bu bilgilerin yansımasıyla yeni teşhis ve tedavi yöntemleri günlük hayatımıza girmektedir.
Gelişen süreçte kansere yol açan nedenler daha iyi tanınmakta ve kanserden korunma amacıyla yapabileceklerimiz daha belirginleşmektedir.
Kansere karşı nasıl mücadele edeceğimizi öğrenirken, bu konuda toplumsal ve bireysel çabaların ciddi bir şekilde sonuç verdiğini de görmekteyiz.
Bugün artık dünyada milyonlarca kişi kanseri yenmiş olarak yeni yaşamlarına yol almaktadır. Kanser hastalığı artık diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıklar olarak kontrol altına alınabilecek hastalıklar grubuna girmek üzeredir.
Bu hastalıklara karşı bireysel farkındalık çabalarının yanısıra ulusal ve uluslararası düzeyde tedbirler alınmaya çalışılmaktadır. Ülkelerin sağlık politikalarının yeni bilgiler ışığında yeniden düzenlenme yoluna gidilmektedir" diye konuştu.
RİSKLERDEN UZAK DURARAK KORUNMAK
Kanserin oluşma nedenleri içinde kalıtsallığın yaklaşık yüzde 10'luk bir oran oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Alakavuklar, yüzde 90'lık esas etkenlere dikkat çekti. Alakavuklar, çevresel faktörlerin yanısıra, tütün, alkol kullanımının, enfeksiyon ajanlarının, hareketsiz, sağlıksız beslenmeye dayalı yaşam tarzı gibi faktörlerin kansere yol açan nedenlerde ağırlığı oluşturduğunu söyledi.
Bu bilginin, kişi ve toplumları bu faktörlerden uzak durma ya da korunma ile bu etmenlere bağlı kanserlerin önlenebileceği gerçeğine götürdüğünü kaydeden Alakavuklar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşam tarzı; kanser ve diyabet, tansiyon yüksekliği gibi kronik hastalıklarda gerek nedensel olarak hastalığın ortaya çıkışında ve gerekse hastalığın geriletilmesinde ya da yeniden oluşmasının engellenmesinde önemli bir faktör olarak yer tutmaktadır.
Nasıl yaşadığımız, nasıl beslendiğimiz, hangi ortamlarda nasıl çalıştığımız, stresimizi nasıl kontrol ettiğimiz, düzenli egzersiz yapıp yapmadığımız, uykumuzun düzenli olup olmadığı, kansere ve diğer kronik hastalıklara yol açan nedenlerle, vücudumuzun bağışıklık sistemimizin yaptığı mücadeleyi etkilemektedir.
Yaşamda her aşamada seçimler yapmaktayız.
Bu seçimlerimizde yapacağımız akılcı tercihlerle, bir yandan yaşam kalitemizi yükseltir, bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir, yalnız bedensel olarak değil, akıl ve ruh sağlığı açısından da daha iyi sağlıklı bir yaşam tarzı sağlayabiliriz, kansere yakalanma riskini azaltabilir, hastalıkları kontrol altına alabiliriz."