Bu hastaların kolesterol ve diğer zararlı kan yağlarını düşürücü ilaçları kullanma zorunluluğu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Durmaz, "Normal sınırdaki kolesterol ve trigliserid miktarlarını daha aşağı çekmek için ilaç kullanılması anlamsız hatta zararlıdır. Ancak yüksek risk taşıyan kalp ve damar hastalığı olan kişilerde zararlı kan yağlarının normal sınırın bir miktar altında tutulması önerilir" dedi.
Kan yağlarının kolesterol ve trigliserid olmak üzere iki grupta toplandığını anlatan Prof. Dr. Durmaz, şunları söyledi:
"Kolesterolün yaklaşık olarak yüzde 70'i karaciğer ve iç organlarda sentez edilirken yüzde 30'u gıdalardan alınmaktadır. İyi ve kötü kolesterolden bahsedilir. İyi kolesterol HDL, kötü kolesterol ise LDL olarak bilinir. Kolesterol yüksekliği, vücudumuzdaki yağ metabolizmasının bozulmasından kaynaklanmaktadır. Kolesterolün 200 mg/dl altında olması istenir. LDL kolesterolde (kötü kolesterol) 140 mg/dl istenilen değerdir. HDL kolesterolün (iyi kolesterol) 35 mg/dl ve altında olması sağlık açısından risklidir. HDL kolesterolün 50 mg/dl üstünde olması arzu edilir."
MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ
Kalp damar hastalıklarına sebep olan risk faktörlerinin başında hipertansiyon, hiperlipidemi (kan yağları yüksekliği), sigara kullanımı ve diyabetin geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Durmaz, kan yağları yüksekliğinin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Toplumda kan yağlarını düşürücü ilaçların kullanımı ile ilgili soru işaretleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Durmaz, şu açıklamalarda bulundu:
"Kan yağlarının çok yüksek olduğu durumlarda diyet ve egzersiz yetersiz kalabilir. Bu durumlarda da kolesterol düşürücü ilaçların kullanımı zorunludur. Ancak kan yağlarını düşürücü ilaçlar masum ilaçlar değildir. Bu amaçla kullanılan statin ve fibrat grubu ilaçlar karaciğer, böbrek fonksiyonlarına ve adele sistemine zarar verebilir. İlaç kullanmadan önce belirtilen önemli risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, sportif aktif yaşam ve beslenme düzeninin sağlanması ile kan yağları düşürülmeye çalışılmalıdır. Sonuç alınamazsa tedaviye başvurulmalıdır. Tedavi sürecinde de zaman zaman hastaların karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının izlenmesi gerekir."