Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz, uyku eksikliğinin yol açtığı sonuçları anlattı.
Uyku tekdüze bir süreç değildir. Uykuya dalış, yüzeyel uyku, derin uyku ve rüya ile ilişkili -REM- (rapid eye movement = hızlı göz hareketleri) olmak üzere dört dönemi vardır. Tıbbın uyku ile henüz bilmediği çok şey olmakla birlikte artık biliyoruz ki bedenin onarımı, çeşitli madde ve hormonların sentezi, hafızanın yapılandırılması, psikolojik dinlememiz uykunun belli dönemlerinde olmaktadır. İnsanlar yaşlandıkça, toplam uyku süresinde ve rüyayla ilişkili uyku evresinde geçen sürede bir düşüş başlar. Yeni doğmuş bir bebek günde 16 saat uyur. Buna karşın bebeğin 30 yaşındaki annesi günde altı saat uyur (eğer şanslıysa) ve bu sürenin sadece 1/4'ünü veya iki saatini derin uykuda geçirir. Orta yaşlardan itibaren, uyku süresinin azalmaya başlamasının yanı sıra, uykunun karakteri de değişir. Bu yaşlardaki insanlar rüyayla ilişkili evrede daha az uyurken, yüzeyel uyku dönemleri daha uzun sürer. İnsanlar yaşlandıkça daha erken uyuyup daha erken kalkarlar. Gençlerde ise tam tersidir. Gençler, gece daha geç saatlere kadar kalırlar ve günün çoğunu uyuyarak geçirirler. Seksenli yaşlarda bu değişiklik daha belirgindir. Gün içindeki uyuklamalarla birlikte günlük toplam uyku süreleri 6-7 saat olabilir. Bu kişiler gün içinde birçok kez uyuklasalar da bunların toplamı nadiren bir saati geçer. Yaşlıların günde 8-10 saat uyumaları gerektiği söylemi doğru değildir. Kişinin gerek duyduğu uyku süresi şu şekilde hesaplanabilir. Kişi, uyanık olduğu her iki saat için bir saatlik uykuya ihtiyaç duyar. Yaş ilerledikçe bu değişir, uyanık kalınan her iki saat için 45 dakikalık uyku gerekir. Başka bir deyişle, gün boyunca uyanık kalınan her saat için “uyku borcu” biriktirilir. Onaltı saatlik bir günün sonunda, genç bir insanın “uyku bankasına” borcu sekiz saattir. Buna karşılık yaşlı bir kişinin uyku borcu ise sadece yaklaşık altı saattir.