Güzellik, kadınların yüzyıllardır değişmeyen ortak tutkusu. Geçmişten bugüne güzelleşmek uğruna birçok formül keşfedilmiş ve uygulanmıştır. Günümüz dünyasında, teknolojinin de gelişmesiyle doğal ürünler yerini gelişmiş laboratuvarlarda üretilen sentetik ürünlere bırakmıştır. Bu durum, bizlere farklı cilt tiplerine uygun birçok seçenek sunarken, kozmetik ürünleri doğallıktan uzaklaştırarak, içeriklerine kimyasalların girmesine de neden olmuştur. Biz tüketicilerin kozmetik dünyasının albenisine kapılmadan bilinçli ürün seçimi ve tüketimi için uzman görüşlerini dikkate almamız gerekiyor.
SGS Türkiye Tüketici Ürünleri Bölümü'nden Gıda Dışı Satış Müdürü Özge Ergun "Kozmetik ürünleri seçerken karşılaşılabilecek alerjik reaksiyonların önlenmesi açısından cilt tipine uygun ürün seçmenin yanısıra ürün içeriğinin olabildiğince basit ve doğal olmasına özen göstermek gerekir. Tüketiciler kozmetik ürünü satın alırken ürün ambalajındaki etiketlerde; ürün bileşenleri, kullanım şartları ve uyarıların olmasına dikkat etmelidir." diyor ve şöyle devam ediyor;
"Ürünün ambalajında raf ömrü, son kullanma tarihinin yer aldığından emin olunmalı, ancak bu sürenin üreticinin öngördüğü koşullarda muhafaza edildiği sürece mümkün olacağı ve raf ömrü uzun olan ürünlerin daha fazla koruyucu kimyasal içerdiği unutulmamalıdır."
Hangi ürünlerde hangi kimyasallara dikkat edilmeli!
Kozmetik yönetmeliğinde yasal olarak kısıtlanmış birtakım kimyasallar bulunmaktadır. Örneğin; likit el sabunlarında triklosan/triklorokarbon, tırnak ürünlerinde formaldehit, DBP veya toluen, traş kremlerinde ve saç jölelerinde nanifenol gibi zararlı kimyasallara dikkat edilmeli ve bunları içeren ürünler alınmamalıdır.
Bazı kozmetik ürünler, aynı zamanda kanser riskini artıran zararlı kimyasallar içerir. Örneğin; bio-mutajenler adı verilen kimyasallara uzun süre maruz kalmak sağlık açısından zararlıdır. Birçok parfüm ve tırnak cilasında yaygın kullanılan fitalatlar da hormon bozucu olduğundan, bu maddeyi içeren ürünleri sık kullanan kadınların doğurganlık sorunları yaşaması olasıdır. Yine pek çok uçucu kimyasal içeren aroma ve kokular da sağlık açısından zararlı olabilir.
Kozmetiklerin içerisindeki fitalat, akrilamid, paraben ve formaldehit gibi kimyasallar alerjik özellik taşır. Bağışıklık sistemi, tehlikeli veya yabancı bulduğu bu maddelere karşı alerjik reaksiyon oluşturabilir. Bazen bu alerjik reaksiyonlar sonucunda kişiler ciltteki hassasiyet derecesine bağlı olarak ciddi tedavi gerektiren cilt sorunları ile karşılaşılabilir. Güzelleşmek ve güzelliğimizi korumak üzere kullandığımız kozmetiklerin bilinçli seçim yapılmadığı taktirde sağlığımıza zarar verebileceğini unutmamak geriyor.