Büyüme ve Gelişme geriliği durumu, yetersiz kilo alan, boyu beklendiği gibi uzamayan, boy ve kilo değerleri genellikle 3. persantil çizelgesinin altında olan küçük çocukları tanımlamak üzere kullanılan bir terimdir.
Persantil eğrileri teriminin ne olduğunun kısaca burada açıklanması yararlı olacağı düşüncesindeyim. Bir toplumda bulunan, örneğin 10.000 çocuğun doğumdan itibaren takibe alınarak aylık boy, kilo, baş ve göğüs çevresi artışlarının izlendiğini kabul edelim. (Bu değerlerden sıklıkla boy ve kilo üzerinde durulmaktadır.) Örneklenen çocukların izlenmesi sonucunda elde edilen verilerin grafiklere işlenmesi ile zamana karşı boy ve kilo artış eğrileri oluşacaktır. Bu değerlerin en küçük ve en büyük % 3 lük grubunu tasnif dışı olarak kabul edersek 3 ila 97 arasındakiler normal kabul edilecektir. 50. persantil eğrisi toplumun ortalama değerlerini verirken, bu eğrinin alt ve üst değerlere doğru yayılımı giderek azalacaktır. 3. persantil eğrisinin altında olan çocuklar da gerilikten, 97. nin üstünde olanlar için de aşırı büyümeden söz edilebilir.
Ancak persantil durumunun normal çocuklarda oynamalar gösterdiği, birinci ve ikinci yıllarda persantil atlamaları veya düşmeleri olabileceği hatırda bulundurulmalıdır. Büyük oynamalar olmasa da kaymalar olabilir. Örneğin ilk 6-9 ay aralığı 75 persantilin üzerinde olan bir çocuğun 9-18 aylıkken 50 persantile ya da daha aşağıya düşmesi ve bu persantilde kalması gayet sık rastlanan bir durumdur. Persantil düşüşü büyük olduğunda çocuğun ağırlık persantilinin boy ve baş çevresi persantilleri ile karşılaştırılması yararlı olur. Ağırlığın orantısız derecede yüksek bir persantilden boy ve baş çevresi ile oranlı bir persantile düşmesi kaygı yaratmaz. Orantısız derecede düşük bir ağırlığa düşülmesi ise kaygı yaratacak bir durumdur. Normal koşullarda boy olarak 50. persantilde olan bir çocuğun kilo ve baş çevresi olarak da 50. persantilde olması beklenir. Bu durumda dengeli bir büyümeden söz edilebilir.
Gelişme geriliği olan bir çocukta kısa bir süre içinde boy ve baş çevresi persantilleri düşmeden önce ağırlık persantili düşüşü oluşacaktır. Kronik Gelişme Geriliğinde boy persantilide düşecek ancak Gelişme Geriliği şiddetli olmadıkça baş çevresi persantili değişmeyecektir. Gelişme Geriliği boya göre ortalama ağırlığın %80’inden az olması şeklinde tanımlanabilir.
Gelişme geriliğinde ayırıcı tanı ve sık rastlanan bazı nedenler :
Organik Olmayan – Psikososyal Büyüme-Gelişme Geriliği : Anne-Çocuk etkileşiminin zayıflığı, beslenme yönteminin yetersizliği, annenin psikolojik rahatsızlığı olması, annede alışılmamış beslenme inançları, mama hazırlama hataları, duygusal çöküntü, cücelik, çocuk ihmali gibi durumlar sonucunda oluşur. Uygun koşullar sağlandığında hızlı bir şekilde düzelme görülür.
Organik Olan Nedenler
Emememe, yutamama, emzirememe : Psikomotor retardasyon, nöromüsküler hastalıklar
Sindirme emilim bozukluğu : Kistik Fibrozis, Çölyak hastalığı, Bazı sendromlar, kronik ishal
Kötü beslenme : Böbrek yetersizliği, renal tübüler asidoz, doğumsal metabolizma bozuklukları
Kusma : Kafa içinde tümör, enfeksiyon, basınç artışı, metabolik toksin ( doğumsal amino ve organik asit metabolizma bozuklukları), bağırsak tıkanıklığı
Metabolizma hızının artması : Kronik hastalıklar ( kalp yetersizliği), kanser, yanıklar, immün yetersizlikler, kronik enfeksiyon hastalıkları,
Büyüme potansiyelinin azalması : Kromozom hastalıkları, primodormal cücelik, fetal alkol sendromu.
Çocukluk çağında nerede ise tüm kronik ve/veya ciddi durumlar gelişme geriliğine neden olabilir.
Erken bebeklik çağında en sık rastlanan Gelişme Geriliği nedeni beslenme güçlükleridir. Bunların arasında emzirmeme, yetersiz sıklık ya da az miktarda besleme ve mama hazırlama hataları yer alır. Herhangi bir yaştaki yetersiz kalorili diyet, bakıcıların bilgisizliğine ve ihmaline bağlı olabilir. Ayrıca bir çok bakıcı ve bazen çocukların kendisinin düzensiz bakım uygulamalarından da kaynaklanabilir. Diyet öyküleri özellikle çok sayıda bakıcı bulunduğu zaman günlük diyet uygulamaları ile çakışmaz. Yeterli bir anne bile tüm bakıcılar ayrıntılı günce tutmadıkça çocuğun günlük gıda tüketimini bilmeyebilir. Hastaneye yatırılan gelişme geriliği çocuklar arasında çevresel ve organik nedenlerin oranı çevresel nedenler lehinedir. Çevresel neden tanısı bakıcı çocuk etkileşimlerinin gözlenmesine ve önemli erişkinlerden olanak varsa çocuktan öykü alınmasına dayandırılmalıdır. Organik olmayan gelişme geriliği ile sık olarak ilişki gösteren durumları arasında doğum sonrası depresyon; annede önemli bir kayba bağlı depresyon ( eş ya da ana baba); çok stresli ve az miktarda sosyal destekli sosyal çevre; düşmanca, reddedici ya da ilgisiz bakıcı çocuk iletişim biçimleri bulunur.
Öykü ve gözlem Gelişme Geriliği tanısal değerlendirilmesinin en önemli yönleridir. Olanak varsa önemli bakıcıların çocukla ve kendi aralarındaki tavır ve etkileşimleri gözlenmeli ya da öyküyle öğrenilmelidir. Çocuk ya da kardeşlerinde davranış sorunları bulunması ( örneğin : aşırı ağlama, disiplin sorunları, uyku bozuklukları ve beslenme sorunları) sıklıkla aile sorunları ile ilişkilidir. Çevresel yoksunluk sonucu oluşan gelişme geriliği çocuklarda ki klinik belirtiler arasında minimum, gülüş seslenme azalması, kucaklanmaya direnç gösterme ve ritmik davranışlarla kendi kendini uyarmanın eşlik ettiği “ donuk izleyicilik” durumu bulunur.
Dikkatli öykü ve fizik muayene ile özgül tanı süreçlerini düşündüren bir neden ya da ipucu elde edilmezse testlerle bir neden saptanma olasılığı çok düşüktür. Sebebi bilinmeyen Gelişme geriliği nedeniyle Eğitim hastanelerine yatırılan çocukların incelendiği bir çalışmada hastanede yatış sırasında yapılan testlerin %2 sinden azı tanıya katkıda bulundu ve pozitif testlerin hepsi ilk öykü ve fizik muayenede saptanan pozitif bulguyla ilişkiliydi. Yine de bir iki tarama testi yapılması standart bir işlemdir. Tam kan sayımı, idrar incelemesi, serum elektrolitleri ve belki sedimentasyon, kalsiyum, troksin, tiroid stimulan hormon. Sindirim sistemi sorunları olsa bile dışkı kültürü, PH, indirgeyen madde testi yapılması gereklidir