Uyku Bozuklukları
Uyku Bozuklukları
Yaşamın üçte biri uykuda geçiyor. Uyku, yorulan ve yıpranan sinir sisteminin bakıma alındığı bir dinlenme dönemi. Bu süreç boyunca, gün içinde öğrenilenler ayıklanıp depolanıyor. Beyin bir sonraki güne hazırlanıyor. Yetişkin bir insanın günlük uyku gereksinimi yedi sekiz saat kadar. Ancak bu süre kişilere göre önemli değişiklikler gösteriyor. Kimileri günde üç saat uykuyla sağlıklı ve zinde bir yaşam sürdürüyor. Bazılarıysa günde sekiz dokuz saat uyudukları halde kendilerini dinlenmiş hissedemiyorlar.
Bazı araştırmacılara göre, sıkıntılı ve karamsar kişiler daha çok uyuyor. İyimser ve canlı kişilerse uykuya daha az gereksinim duyuyor. Az ya da çok herkesin uykuya gereksinimi var. Uyumadan sağlıklı bir yaşam sürdürmek olanaklı değil.
Laboratuvar çalışmaları uzun süre uykusuz bırakılan kişilerde önemli ruhsal ve bedensel sorunlar ortaya çıktığını gösteriyor. Altmış saat uykusuz kalan kişilerde boyun kaslarında güçsüzlük ve ellerde titreme görülüyor. Kişi sendelemeye ve sallanmaya başlıyor. Doksan saati aşan uykusuzluk durumundaysa kişinin gözüne hayaller görünmeye başlıyor, içinde bulunduğu zamanı ve nerede olduğunu bilemez hale geliyor. Bu belirtiler bir iki gün uyumakla geçiyor. Bu denli önemli bir mekanizmada meydana gelen bozukluk ve aksaklıklar doğal olarak kişinin yaşamını ciddi biçimde etkiliyor. Dolayısıyla, uyku bozuklukları ve bunların tedavileri son yıllarda üzerinde en çok araştırma yapılan alanlardan birisi.
Uyku Bozuklukları İkiye Ayrılır
1. Uykunun miktarı ve kalitesiyle ilgili sorunlar
Bu sorunlardan birisi uykusuzluk. Uykusuzluk, uykuya dalma güçlüğü, gece sık sık uyanma, sabaha karşı uyanma ve bir daha uyuyamama şeklinde olabiliyor. Bazen de kişi uyuduğu halde kendisini uykusunu alamamış ve dinlenmemiş hissediyor. Uykusuzluğun nedenleri arasında ruhsal bozukluklar önemli bir yer tutuyor. Örneğin depresyon uykusuzluğun en sık görüldüğü durumlardan birisi. Aşırı çay ve kahve tüketimi bir başka uykusuzluk nedeni. Uzun süre kullandıktan sonra alkolü bırakmaya çalışan kişilerde uykusuzluk ortaya çıkabiliyor. Kalp ve akciğer hastalıkları da uykusuzluğa yol açabiliyor. Bazı kişilerdeyse uyku bozukluğunu açıklayacak hiç bir neden bulunamıyor.
Uykunun miktarı ve kalitesiyle ilgili diğer bir sorun aşırı uyku. Aşırı uykunun değişik tipleri var. Bazen kişi uykudan uyanmakta zorluk çekiyor. Uzun süre uyumuş ve uykusunu almış olmasına karşın gözlerini bir türlü açamıyor. Başkalarının yardımıyla güçlükle uyandırılabiliyor. Bu durumun tıp dilindeki adı 'uyku sarhoşluğu'.
Bazılarıyla, gündüz vakti olur olmaz yerlerde kıvrılıp uyuyakalıyor ve gürültülü bir şekilde horlamaya başlıyorlar.
Aşırı uykunun en dramatik tipiyse 'narkolepsi' olarak adlandırılan uyku bozukluğu. Bu kişiler en olmayacak anlarda birden uykuya dalıp oldukları yere yığılıveriyorlar. Yine bu kişilerde uykuya dalarken hayaller görme ve kendini felç olmuş gibi hissetme yakınmaları sık görülüyor. Bazen de sorun uykunun miktarı ve derinliğiyle değil ritmiyle ilgili.
Uyku ile uyanıklık arasındaki gidiş gelişlerin insan bedenindeki bir biyolojik saat tarafından yönetildiği biliniyor. Bazı kişilerde bu biyolojik saatin bozulmasına bağlı olarak uyku düzeni değişiyor. Sabaha karşı uykuya dalıyor ve akşamüzeri uyanıyorlar. Söz konusu ritm değişikliği uzun süreli uçak yolculuklarından sonra ya da gece vardiyasında çalışan kişilerde görülebilidiği gibi, hiç bir görünür neden olmadan da ortaya çıkabiliyor.
2. Uyku sırasında yaşanan anormal olaylar:
Uyku sırasında yaşanan tuhaf olaylar arasında en iyi bilineninin
uyurgezerlik olduğunu söyleyebiliriz. Bu konu yıllardır karikatür ve fıkralara konu olmayı sürdürüyor. Uyurgezerlik uykunun ilk birkaç saati içinde ortaya çıkıyor. Kişi, yatakta oturma, kalkıp dolaşma, giyinme, yemek yeme gibi davranışlarda bulunabiliyor. Bu davranışlar sırasında yüzü donuk. Tek bir noktaya bakarak hareket ediyor ve bu sırada sözel ilişki kurmak genellikle olanaksız. Çocuklarda sık erişkinlerde ise çok ender görülen bir bozukluk.
Sık sık korkulu düşler gören ve kan ter içinde uyanan kişilerin sorunlarıysa biraz farklı. Bu korkulu düşler gece boyunca bir kaç kez tekrarlayabiliyor. Çocukluk çağında yaşandığında genellikle kısa sürede düzelme eğiliminde olan bu bozukluk erişkinlerde kalıcı bir sorun haline gelebiliyor.