Kemer'de düzenlenen 26. Uusal Dermatoloji Kongresi'nde AA muhabirine açıklama yapan Onsun, insanların vücutlarındaki benler ve lezyonlar için bıçak altına yattıktan sonra daha kötü olacağına dair yanlış bir inanış olduğunu söyledi.
Benler ve lezyonların kötü huylu olup olmadığını öğrenmek ve deri kanserlerinde erken tanı koyabilmek için kesinlikle biyopsi yapılması gerektiğini ifade eden Onsun, "Halk arasında benlere bıçak değerse daha kötü olacağına dair yanlış bir inanış var. Benlerin ve lezyonların kötü huylu olup olamadığını ve deri kanserlerinde tanı koyabilmek için kesinlikle biyopsi yapmak gerekiyor. Kesin tanı için dermoskopi denilen cihazlardan yararlanıyoruz. Ön tanıyı bu cihazla koyabiliyoruz" dedi.
Onsun, ön tanı sonrası onay için patolojide mikroskop altında tanı yapılması gerektiğine değinerek, hekimin zararlı benin çıkarılması gerektiğini söylediği zaman hastanın buna kendi sağlığı ve geleceği açısından buna uyması gerektiğini anlattı.
Dermoskopi cihazının 1990'lı yıllardan beri kullanıldığını ancak sürekli geliştirildiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Benlerdeki çıplak gözle görülemeyen özellikleri dermoskopi cihazıyla yüzeysel mikroskopi yapıyoruz. Bu cihaz sayesinde lezyonları daha net görme imkanımız ve tanı koyma şansımız var. Bu tanıyı koyduktan sonra mutlaka patolojik olarak bunun onayını almamız gerekiyor. Bu cihazla yüzde 90 oranında kesin tanı koymak mümkün. Eğer benini aldırmak isteyen bir hasta beni erken aşamadaysa, bunu aldırmak için gireceği ameliyat basit. Bu ameliyat lokal olarak yapılıyor. Hasta bayıltmadan lokal anestezi olarak yapılıyor. Uyuşturulan bölgedeki lezyon çıkarılıyor. Bugün melanom ameliyatlarında bile büyük ameliyatlara gerek yok. Lezyon 2 santimetre sağlam deri bırakılmasıyla çıkarılıyor. Dolayısıyla korkacak bir şey yok ama insanlar yine de tedirgin oluyor. Hastanın lezyonunun eğer çıkarılması gerekiyorsa, mutlaka yaptırması lazım. Zaten dermoskopi cihazı gereksiz çıkarılan lezyonların çıkarılmasını da engelliyor. Dışarıdan bakıldığında kötü gibi gözüken ama dermoskopi cihazıyla bakıldığında herhangi bir sorun olamayan lezyonları da takip ediyoruz."
Çocukları, deri kanseri olmaması için güneşten koruyun
Deri kanserlerinde en büyük etkenin güneş olduğuna vurgu yapan Onsun, "Bunun yanında ailesel, genetik yatkınlıkta önemli. Özellikle ailesinde deri kanseri olanların çocukları mutlaka güneşten korunmalı. Bu korunma sadece güneş kremleri ile değil, şapka, güneş gözlüğü ve giysilerle de uygulamak mümkün. Özellikle yaz aylarında güneşe çıkarken çok dikkat edilmesi gerekiyor. Çocukluk çağlarında geçirilen ciddi güneş yanıkları, ileri yaşlarda deri kanseri olması için önemli bir neden. Dolayısıyla çocukları güneşten çok iyi korumamız gerekiyor. Vücudunda beni ve çili olanların mutlaka güneşten korunması gerekiyor" diye konuştu.
Onsun, daha sonra dermoskopi cihazıyla vücudunda ben olan bir hasta üzerinde uygulama yaptı. Onsun, hastanın vücudundaki benlerden birinin kesinlikle alınması gerektiğini kaydetti.