Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarından Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tankut Akay, birçok kişinin bilmediği, kimi zaman doktorları bile yanıltarak yanlış teşhise neden olan Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon'u anlattı. Prof. Dr. Tankut Akay, "Akciğer tansiyonu normal tansiyondan farklı bir tansiyon türü. Aslında tansiyonu açıklamak lazım: İçinden kanın geçtiği ve bu kanın damar duvarına yaptığı basınca 'tansiyon' diyoruz. Yani içinden kan geçen her damarda bir tansiyon olur. Normalde hipertansiyon dediğimiz durumda da sistemik hipertansiyonu kast eder aslında hekimler. Bu da kola bir tansiyon aleti bağlanarak ölçülen tansiyondur ve bu normalde 120'ye 80 gibi bir basınçtır. Ama akciğer tansiyonu bu kadar kolay ölçülebilen bir tansiyon değil. Çünkü akciğer damarlarının içinden geçen kanın yapmış olduğu bir basınç. Bu basınç yüksek olursa ki bu da 20 ya da 25 mmHg demek daha doğru olur. 25 milimetre civa (mmHg) üzerinde olduğu zaman buna; 'akciğer tansiyonu' ismini veriyoruz. Bu tansiyonun değişik tipleri var. Aslında 5 tane tipe ayrılıyor akciğer tansiyonu ve bizim aslında günümüze konu olan hastalıksa pıhtıya bağlı akciğer tansiyonu" şeklinde konuştu.
"Akciğer tansiyonu birkaç yolla ölçülebilir"
Akciğer tansiyonunun özel işlemler ile ölçülebildiğini belirten Prof. Dr. Tankut Akay, "Akciğer tansiyonu birkaç yolla ölçülebilir. Bunlardan bir tanesi ekokardiyografi üzerinden kardiyolog arkadaşlarımızın yaptığı indirekt bir tansiyon ölçümü ama daha kesin ve doğru olan; yine kardiyolog arkadaşlarımızın anjiyo laboratuvarında yaptığı sağ kalp kateterizasyonu adı verilen özel bir işlem. Burada akciğer damarına direkt girerek oradaki basıncı ölçmemiz mümkün olabiliyor" ifadelerini kullandı.
"Hastalarımızın ölümü aslında sağ kalp yetmezliğinden dolayı"
Akciğer damarına pıhtı attığı zaman tedavi sürecinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tankut Akay, "Akciğer damarına pıhtı attığı zaman, bunu 2'ye ayırmak lazım; erken evrede ve geç evrede. Erken evrede, ilaç tedavisinin yanı sıra bu pıhtıyı erkenden eritebilme imkanı var. Bizim konuştuğumuz konudaki akciğer tansiyonu ise bu pıhtıların erimeyip akciğer damarında taşlaşması. Akciğer damarında taşlaştığı zaman yaptığı önemli bir etki; havalanan ama kanlanmayan bir akciğer bölgesi oluyor. Daha önemli nokta da; kalp o tıkalı bölgelere kanı götürebilmek amacıyla haddinden fazla çalışıyor ve kendini yorarak tüketiyor. İşte buna da 'sağ kalp yetmezliği' diyoruz. Hastalarımızın ölümü aslında bu sağ kalp yetmezliğinden dolayı" diye konuştu.
"KTEPH hastalığının tedavisi cerrahi"
KTEPH hastalığının tedavi yönteminin cerrahi müdahale olduğunu belirten Prof. Dr. Akay, "Kronik dönemde oluşan pıhtıların meydana getirdiği 'Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon' yani KTEPH hastalığının tedavisi cerrahi. Cerrahi bir açık kalp ameliyatı ve bu açık kalp ameliyatındaki buradaki taşlaşmış pıhtıları kalp damar cerrahları olarak temizliyoruz. Bunu yapamadığımız durumlarda da ilaç tedavisi yardıma yetişiyor. İlaç tedavisi zaten ülkemizde ve dünyada kullanılan tek bir ilaç var ve sağlık sistemimiz tarafından da geri ödemesi sağlanıyor. Son zamanlarda devreye giren 'balon pulmoner anjiyoplasti' dediğimiz; eğer akciğer damarlarındaki pıhtı çok küçük damarlardaysa, oradaki damarlara balon işlemi yapılarak hasta tedavi edilmeye çalışılıyor" açıklamalarında bulundu.
"Ameliyatlar tecrübeye sahip merkezlerde güvenle yapılabilmektedir"
KTEPH hastalığının tedavisi için yapılan cerrahi işlem konusunda çok tecrübeli olunduğunu belirten Prof. Dr. Akay, "Her açık kalp ameliyatının belirli bir riski vardır. Bu ameliyatlar açık kalp ameliyatı yapmaya hazır ve bir total sirkulatuar arrest dediğimiz, dolaşımın tamamen durdurulduğu ve vücut ısısının 20 dereceye kadar soğutulduğu ameliyatları başarıyla yapabilen ve bu ameliyat konusunda da tecrübeye sahip merkezlerde güvenle yapılabilmektedir, ülkemizde de dünyada da" dedi.
"Kullandıkları ilaçları da kullanmaya devam etmeleri lazım"
Covid-19 sürecinde akciğer tansiyonu olan bireylerin, hastalıktan korunmaya dikkat etmesi gerektiğini ve ilaçlarını aksatmadan kullanmaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akay, "Beş grup hastalık var demiştik. Bu beş grup hastalık içerisinde ortak konuşmak gerekirse, bu hastalıklar Covid'e yakalanma açısından risk altında değiller. Ancak Covid'e yakalandıkları zaman bu hastalığın daha gürültülü geçeceğini söyleyebiliriz. Çünkü zaten bir akciğer problemi var hali hazırda. Covid de direkt akciğerlere hücum ettiği için bununla alakalı daha kesin verileri bekliyoruz ama yakalanmamaları için tüm önlemleri almaları lazım. Kullandıkları ilaçları da kullanmaya devam etmeleri lazım. Yine Allah'tan rapor süreleri uzatılabildiği için bu hastalarımız ilaçlara sorunsuz ulaşabilmekte" diye konuştu.
"Kasım ayının 3'üncü haftasında 'KTEPH Farkındalık Haftası' yapıyoruz"
Akciğer tansiyonu yani KTEPH konusunda farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Tankut Akay, "Kasım ayının 3'üncü haftasında 'KTEPH Farkındalık Haftası' yapıyoruz. Bu hastalık için aslında normalde ülkemizde 800-900 kişinin olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak bu hastaların çok küçük bir bölümü, 150-200 kişisi tedavi görebiliyor. Bu farkındalık gününü yapmamızdaki amaç; tedaviye ulaşamayan hastaların tedaviye ulaşabilmesi. 'KTEPH aklımda' sloganıyla bir farkındalık haftası düzenlemeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Kalp damar cerrahisi birçok bölümle işbirliği kurarak hastalarına hizmeti sunan bir bölüm"
Kalp damar cerrahisinin ameliyatlarını çok branşlı bir şekilde gerçekleştirdiğini hatırlatan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tankut Akay, "Kalp damar cerrahisi birçok bölümle işbirliği kurarak hastalarına hizmeti sunan bir bölüm. Bu hastalıkta gerçekten, multidisipliner dediğimiz çok branşlı bir yaklaşım yapmak gerekiyor. Göğüs hastalıkları, kardiyoloji, kalp ve damar cerrahisi, nükleer tıp, radyoloji, anestezi ve yoğun bakım, romatoloji gibi branşların bir araya gelerek bir hastanın hayatına dokunmaya çalıştığı bir işlem. Bu açıdan da diğer tedavi ettiğimiz hasta gruplarından biraz ayrılmakta" ifadelerini kullandı.