Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Fatih Kara, ovadaki yerleşim yerlerinin, depremin yanı sıra yüksek karbondioksit nedeniyle sağlık açısından da risk taşıdığını bildirdi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afetlere karşı zemin sorununun yaşandığı ovaların, insan sağlığı ve tarım üzerindeki etkileri üzerine çalışma yapan biyokimya uzmanı Fatih Kara'nın, "Ovalardan Dağlara Doğru Yerleşim Modeli Karbondioksit Toksisitesini Önleyebilir" başlıklı makalesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Çevre, Şehir ve İklim Dergisi'nin 4'üncü sayısında yayımlandı.
Dr. Öğretim Üyesi Fatih Kara, AA muhabirine, yüksek karbondioksitin halk sağlığı açısından ciddi bir endişe kaynağı oluşturduğunu söyledi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının deprem ve kentsel dönüşüm konulu dergisine makale yazdığını hatırlatan Kara, "Ovalara yerleşmememiz, ovaları imara açmamamız, ovaların üzerinde şehirler inşa etmememiz gerektiğini savundum. Ovaları imara açıp, ovalara yerleştiğimizde, bu verimli tarıma elverişli topraklarımızı kaybetmiş oluyoruz ayrıca depremler esas olarak gevşek zeminlerde yıkıcı etki gösterdiği için meydana gelen depremlerde de Kahramanmaraş'ta olduğu gibi büyük can ve mal kayıplarına uğrayabiliyoruz." dedi.
"Ovalarda insanlar daha yüksek karbondioksite maruz kalıyor"
Kara, ovalardaki yerleşim yerlerinin sağlık açısından da risk taşıdığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Ovalara kurulmuş şehirlerde insanlar daha yüksek karbondioksite maruz kalıyorlar çünkü karbondioksit, havadaki diğer gazlara, oksijen gazı, azot gazına göre daha ağır bir molekül olduğu için aşağı doğru çökme eğilimi gösterir. Şehirlerde insanlardan veya özellikle araç kullanımlarından açığa çıkan yüksek miktardaki karbondioksit de büyük ölçüde şehrin üzerine çöker ve insanlar yüksek karbondioksite maruz kalmış olurlar. Yüksek karbondioksite maruz kalmanın sağlık üzerinde birtakım olumsuz etkileri vardır. Mesela beyin aktivitelerini yavaşlatır, kan damarlarına hava yollarına zarar verir."
İnsanların ovalara değil dağlara, tepelere, yamaçlara yerleşmesi halinde hem ovaların hem de sağlam zemin nedeniyle insanların depremlerden korunacağına işaret eden Kara, "Ayrıca karbondioksit yamaçlardan ovalara doğru çökecektir. Böylece yükseklerde yaşayan insanlarda yani dağlarda, tepelerde, yamaçlarda yaşayan insanlarda karbondioksit maruziyeti daha az, insanlar daha temiz bir havaya kavuşmuş olacaktır." diye konuştu.
"Ovalardan dağlara yerleşim, halk sağlığı ve tarımsal verimlilik açısından faydalı"
Ovalara çöken karbondioksitin tarımsal verimliliği de artıracağını vurgulayan Kara, şunları kaydetti:
"Çünkü karbondioksit bitki fotosentezi için gerekli bir molekül. Bitkiler için gübre niteliğindedir. Günümüzde seralarda bitki büyümesini hızlandırmak için karbondioksit gazı kullanılmaktadır. Ovalardan dağlara doğru yerleşim modelinin, hem halk sağlığı açısından, hem de tarımsal verimlilik açısından faydalı sonuçlar doğurabileceğini söyleyebiliriz ayrıca rüzgar hızı da yükseklere çıkıldıkça artar, bu da şehrin üzerinde birikmiş kirli havaları kırsala doğru dağıtır. Rüzgar da temiz hava soluma açısından bir faktördür. Yeni yerleşim yerleri hep tarım arazileri oldu, ovalar tarım için son derece elverişli topraklar. Ovaları oluşturan toprak yani alüvyon bitkiler için anne sütü gibi, bitkinin ihtiyaç duyduğu tüm organik ve inorganik maddelere sahip. Biz bunun üzerine beton döktüğümüzde, ovaları imara açtığımızda hem tarım arazilerimizi kaybetmiş oluyoruz. Hem de ovalardaki depremlerde ağır hasar oluşuyor."
???????Belediyelerin ve vatandaşların bilinçli olmasını isteyen Kara, "Bakın Kars Kalesine yüzlerce yıldır ayakta, sağlam kayalık zemin üzerinde duruyor. Elazığ'da deprem meydana geldi, Harput Kalesi hala ayakta. Van'da kayalar üzerindeki kale hala ayakta. Maraş depremlerinde kayaların üzerindeki kaleler hiçbir hasar almadı. Halkımızın dolayısıyla bu konuda bilinçli olması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.