Kızım 24 aylık. Boyu ve kilosu yaşına uygun. Bugüne kadar sağlık açısından herhangi bir problemi olmadı ancak verilen komutları anlamasına karşın henüz açık ve net olarak kelimeleri söyleyemiyor. Sizce bu doğal mı? Ailemde de geç konuşan biri olmamasına karşın bu durumun nedeni ne olabilir? Teşekkürler.
Dr. Hastane.Com.Tr Doktoru Hastane.com.tr
Konuşma ve Dil Gelişimi
Konuşma ve dil gelişimi iletişim ve sosyal hayatın en önemli öğesidir. Kişi iletişim araçları ile kendini ifade eder ve hayatını devam ettirir. Konuşma ve iletişimin eksik kaldığı bir hayatta birçok sıkıntının gelişmesi açısından zemin hazırlanmış olur. Çocuk ilk doğduğu günden beri sürekli olarak psiko-sosyal ve psiko-motor gelişim süreci içerisindedir.
Dil gelişimi de belli ölçüde doğumdan itibaren gelişmeye başlar. En ideal olanı çocuğun yaşına uygun konuşma becerisine kavuşması ve bu yönde herhangi bir gelişimsel bir sıkıntı oluşmamasıdır. Çocuğun zamanında konuşması, psiko-sosyal gelişimin aşamalarının düzenli olması, çocuğun sosyal ilişkilerinin ve gelişiminin normal olması, zekâ ve öğrenme kapasitesinin normal seviyeye gelmesi, ulaşması gereken gelişimsel dönemlere varması için gereklidir. Konuşma bu kadar önemli olduğuna göre isterseniz konuşmanın zamanı ve bunu pozitif ve negatif yönde etkileyen etkenleri gözden geçirelim.
Genelde bütün çocukların konuşması ve dil gelişiminin olması için yapısal olarak sinir sistemi, sinir sistemi ile dil kasları arası yollar, ağız -damak -dudak -diş yapısının doğuştan normal olması gerekmektedir. Bunlarda ki herhangi bir doğumsal sıkıntı ve eksiklik veya sonradan oluşabilecek bozukluk, çocuğun konuşmasını negatif yönde etkileyecektir. Bu normal anatomik yapıyı kötü yönde etkileyebilecek birçok hastalık mevcuttur. Bu hastalıkların hamilelik döneminde annede ve çocukta gelişmesi veya doğum sonrası çocukta gelişmesi ile bu normal anatomik yapı bozulabilecektir. Bu hastalıkları tek tek saymak oldukça uzun ve geniş kapsamlı olduğundan, şu anda fazla ayrıntıya girmeden temel konuları aktarmak istiyorum.
Çocukların genelde ilk altı ayında yavaş yavaş heceler çıkmaya başlar (ma ma, ba ba, da da vb), 12 aydan itibaren kelimeler çıkmaya başlar (anne, baba, mama, dede vb ), 18 aydan itibaren de cümle kurmaya başlar (anne gel baba ver vb). Bu gelişim dönemlerinin çok gerisinde kalan çocukların genel olarak konuşma yönünden incelenmesi gereklidir. Zira gözden kaçırılacak bir durum çocuğun iletişim sorununa ikincil olarak, normal zekâ gelişimini, sosyal gelişimini kötü yönde etkileyecektir. Bu arada bazı çocuklar hiçbir problemi (anatomik ve psikiyatrik) olmadığı halde geç konuşmaya başlamakta ve konuşma geç olmaktadır.
Ama anne babalara tavsiyemiz, belli bir dönem beklendikten sonra hala konuşmayan çocuklar için gerekli incelemeleri sağlamaları uygun olur. Konuşmaya negatif etki eden, yani geç konuşmaya neden olan ya da istenen konuşma seviyesini engelleyen durumları belirtmek yerinde olur. Bunun en sık karşılaşılan nedenleri arasında zekâ sorunlarını saymak yerinde olur.
Konuşma Geriliğine Etken Olan Sebepler
Zekâ olarak yaşıtlarına göre geri olan çocuklar, yaşıtlarından daha geç konuşmaya başlayacaklardır.
İşitme sorunu olan çocuklar dış dünyadan hiç bir ses işitmedikleri ve uyaran almadıkları için konuşma sorunu onlarda da yoğun bir şekilde olacaktır. Çocuğun konuşma mekanizmasının ve yeteneğinin gelişmesi için dış dünyadan ses olarak uyarı alması, bunları algılaması, yorumlaması, ayırt etmesi ve bunun sonucunda ona benzer sesleri çıkartması süreci gereklidir. O nedenle konuşmayan çocuklarda işitme yönünün incelenmesi uygun olur, özellikle sık olarak otitis media (orta kulak infeksiyonu) geçiren çocuklar için bu konuda dikkatli olunmalıdır.
Konuşma ya negatif etki edecek diğer bir durum ise çocuğun görme sorunu olmasıdır. Bu durum işitme sorunu kadar probleme yol açmasa da çocuğun etrafında olup bitenleri görmesi, nesneleri tanıması, isimlerini öğrenmesi, diğer çocuklara uyum sağlaması açısından, görme özrünün olması, konuşma açısından sorun olabilmektedir.
Bir başka neden olarak sık havale ve epilepsi geçiren çocukları örnek olarak verebiliriz. Bazı çocuklar normal konuşmaya başladıkları halde, hatta bazı cümleler kurmalarına karşın geçirdikleri havaleler ve epileptik nöbetler çocukların beynindeki işitme merkezi veya ilgili bölümlerde zarara yol açarak, konuşma açısından ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle anne babaların çocuklarının havale geçirmesini engellemeleri önemlidir. Bu durumu olan çocuklarda EEG (elektroansefalografi) çekilerek kolaylıkla havale ye bağlı sorunlar tespit edilebilir.
Bir diğer neden olarak kendi halinde olan, çok fazla uyarı almayan çocuklarda, geç konuşma ve iletişim sorunları olabilmektedir. Çocuğun doğduğu andan itibaren insanlar arasında olması, onunla konuşulması, sevilmesi, oyun oynanması onun gerekli çevresel uyarıları alarak konuşmasını hızlandıracaktır. Diğer yandan etrafında fazla insan bulamayan, kendi halinde kalan çocuklarda bu gelişim geri olabilmektedir.
Yukarıda bahsedilen soruna paralel olarak özellikle 0-3 yaşta izlenen TV ye (saatlerce müzik, reklam izleme) bağlı olarak çocuklarda dış dünyadan kopma, kendi halinde olma eğilimi, insanlardan ve insanlar arası ilişkilerden uzaklaşma, nesneler ile daha fazla ilgilenme, duygusal alışverişten vazgeçme, konuşmama, yaşıtları ile ilgilenmeme, seslenince bakmama gibi bir durumun olduğu bir psikiyatrik tablo gelişebilir. Buna bağlı olarak çocukların konuşması gelişmez veya geliştikten sonra gerileyebilir. Bu durum geç fark edildiği zaman konuşma sorununun yanı sıra birçok sorunun eşlik ettiği otistik özellikler gelişebilir. Anne babaların bu kritik yaşam evresinde (0-4 yaş) çok fazla TV izlettirmekten kaçınmaları yerinde olur.
Ayrıca düzenleme bozuklukları, yaygın gelişimsel gerilikler, kronik depresyon, çocukluk çağı psikozları gibi birçok hastalıkta ve çok merkezi sinir sistemini tutan hastalıklarda konuşma sorunları yaşanmaktadır. Çocuğun konuşma ve iletişim yönünde gelişimini hızlandırmak için yapılabilecekler. (yukarıda bahsedilen hastalıklar ve bedensel sorunlar dışlandıktan sonra)
1. Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir aile ortamı hazırlamak.
2. Çocuk ile ilgilenmek ve sevildiğini hissettirmek.
3. Çocuğun bedensel ihtiyaçlarına (yemek, uyku, koruma vb) cevap vermek.
4. Çocuk ile yaşı ne olursa olsun sık sık konuşmaya çalışmak.
5. Yaşına uygun bir şekilde onun ile oyun oynamak.
6. Çocuk ile birlikte vakit geçirmek.
7. Onun dengeli ve çeşitli beslenmesini sağlamak.
8. Onun kendi haline kalmasına izin vermemek.
9. Mümkün olduğunca yaşıtları ile birlikte oyun oynamasını sağlamak.
10. İnsanlar arasında sık sık bulundurmak.
11. Ona hikâye masal anlatmak, ninni söylemek.
12. Onun size gönderdiği konuşma ve ses mesajlarına cevap vermek.
13. Bir nesneyi eline aldığında onun ile ilgili ona bir şeyler anlatmak (çocuk 3- 4 aylık bir bebek olsa bile).
14. TV karşısında çok uzun süre kalmasını engellemek (0-4 yaş).
15. Onun ile konuşurken ses tonunu iyi ayarlamak.
16. Onun işaret ile gösterdiği istekleri onunla konuşarak yönlendirmek, anlatmasını sağlamak (yaşına uygun olarak).
17. Onun fikirlerine değer vermek onun ile sık sık dertleşmek (yaşına uygun olarak). 18- Onun kendine güvenini artırmak (bakınız özgüveni artırma yolları).
19. Onun sık sık sosyal ortamlarda bulunmasını sağlamak.
20. Kalabalık içinde onun konuşmasını teşvik etmek.
21. O konuştuğunda onu cesaretlendirmek, teşvik etmek.
22. Onun yaşına uygun bir eğitim almasını sağlamak.
23. Günlük belli bir zaman ayırarak onun ile resimler üzerinde bol bol konuşmak.
24. Ondan yaşına uygun olarak hikâye, masal anlatmasını istemek.
25. Konuşma zorlukları gördüğünüzde onun dikkatini konuşma zorlukları üzerine çekmemek.
Bu tavsiyeler, genel bilgilerdir. Fakat unutmayınız ki, özel rahatsızlığınız için en iyi tavsiye, şikâyetlerinizi dinleyen ve sizi muayene eden doktorunuzun tavsiyesidir.